Hamile ve emziren annelerin dikkatine: İş yerindeki haklarınızı biliyor musunuz?
Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların ve erkeklerin toplumsal yaşamın her alanına eşit katılımları olarak tanımlanmaktadır. Başka bir anlatımla kadın ve erkeklerin eşit hak ve olanaklara sahip oldukları durumdur. Böyle bir eşitliğin mevcut olması halinde, cinsiyete dayalı herhangi bir ayrımcılık olmayacaktır.
Günümüzde kadınların toplumsal üretimin her alanına ve özellikle ekonomik süreçlere katılması eski dönemlere göre artmış olsa da, hala cinsiyet eşitsizliğini toplumun her alanında görmek mümkündür. Dolayısıyla eşitsizlik en belirgin olan haliyle iş yaşamına da yansımaktadır. İş yerinde toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkek çalışanlara her durumda eşit muamele edilmesi ve ayrımcılık yapılmaması anlamına gelir.
Cinsiyet eşitliğinin sağlanması öncelikle işverenin sorumluluğudur. Ancak çalışan her kişi toplumsal cinsiyet eşitliğine katkıda bulunmakla yükümlüdür. Çalışan kadınlar olarak bize düşen görev de haklarımızı bilmek ve bunların doğru, adaletli bir biçimde uygulanmadığı durumlarda gerekli işlemleri yapabilmektir.
İlk yazımda sizlere “çalışan hamile ve emziren kadınların” haklarından kısaca bahsetmek istiyorum. Öncelikle hamile kadınların bu durumu öğrenince işverenlerine haber vermeleri gerekir. Çünkü hamile kadınların kanunumuz gereği çeşitli hakları bulunmaktadır. Hamile kadınlar gece ve ağır işlerde çalıştırılamadıkları gibi hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, hamile kadın çalışan sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılmalıdır. Bu gibi hallerde işçinin ücretinde bir indirim yapılamaz. İşverenler cinsiyet veya gebelik nedeniyle kadın çalışanlarına doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz, bu yasaktır.
Özellikle hamilelik iş akdinin feshi için işverene geçerli bir sebep sunmaz. Ama ne yazık ki henüz iş görüşmesi aşamasındayken en çok karşılaştığımız sorular “bekar isek evlenmeyi düşünüp düşünmediğimiz, evli isek de çocuk meselesi…” Bu tarz soruların sorulması ve böylece daha başından elenmeye sebebiyet vermesi yurt dışında yasaktır fakat maalesef ki ülkemizde bu konuda bir çalışma bulunmamaktadır.
Kanunen, hamile olan çalışanlara pozitif ayrımcılık yapılarak çalışma hayatları kolaylaştırılmıştır. Hamile çalışanların hakları diğerlerine göre değişiklik gösterir. Hamilelik döneminde çalışma saatleri günde en fazla 7,5 saat olarak düzenlenmiştir. Hamilelik süresince anne adayları periyodik doktor kontrolleri için ücretli izin kullanırlar, bu izinler yıllık izinden bağımsız düşünülmelidir. İşveren doktor kontrolü için bu ücretsiz izinleri anne adayına vermek zorundadır.
İşvereniniz hamile olduğunuzu öğrendikten sonra mobbing yapmaya başlayabilir. Bu çok normal, çünkü yasa tarafından birçok koruma ve izin hakkına sahip olan bir “hamile” çalışan işvereni rahatsız eder. Hamile çalışanların her şeyden önce daha hafif ve sağlıklı bir ortamda çalışmaları, tüm bu süreçte yasanın tanıdığı izin haklarını düzenli olarak kullanabilmeleri gerekir.
İşveren fazla mesai yaptırmak isterse bile kadın işçi bunu kabul etmek zorunda değildir. Sırf bu nedenle işçinin işten çıkarılması kanuna aykırı olur. Kadın işçi tüm yasal haklarını talep edebilir.
Kadın işçilerin doğum öncesi 8 hafta (çoğul gebeliklerde 10 hafta) ve doğum sonrası 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık süre içinde çalıştırılmamaları esastır. Kadın işçi doğum öncesi iznini doğum sonrasına aktarabilir; kadın işçi sağlık durumu uygun olursa doktorunun da onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışabilir ve kalan 5 haftalık doğum öncesi iznini doğum sonrası kullanabilir. Ayrıca erken doğum sebebiyle doğumdan önce kullanılamayan izinler doğum sonrasına aktarılır.
Son yıllarda hayata geçen düzenlemeler, çalışan kadınların iş hayatında “anne” olarak var olabilmelerini kolaylaştırırken onları pek çok anlamda da destekliyor. Bunlardan biri de annelere verilen emzirme izinleridir. Kadın işçiye bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde 1,5 saat emzirme izni verilir. Emzirme izni saati bölünerek kullanılabilir; emzirme iznini hangi saatler arasında ve kaça bölerek kullanacağını kadın işçi belirler. Emzirme izni kullanılması durumunda işveren işçinin ücretinden kesinti yapamaz. Emzirme izni ücretli olarak kullandırılması gereken bir izindir.
Doğum öncesi ve sonrasında toplamda on altı haftalık izin süresinin tamamlanmasının ardından talep olması halinde 6 aya kadar ücretsiz izin kullanılması mümkündür. Fakat bu süre yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz. Bizler kadın çalışanlar olarak ne kadar haklarımızın farkında olursak ancak o kadar iş hayatında güçlü bireyler olarak yer alabiliriz.
Fotoğraf: CNBC.com
İlginizi çekebilir: Emziren Barbie bebek yaratarak yargıların önüne geçen genç anne