X

Hamak yogası nedir, nasıl faydalar sunar?

Yaz mevsimine giriş yaptığınızı ve kahvenizle kitabınızı alıp rahatlığıyla içine çeken bir hamağa yerleştiğinizi hayal edin… Şu anda yaz aylarına ulaşmamız için biraz vaktimiz olduğu için bu sakinleştirici hayale çok uzak olduğunuzu düşünebilirsiniz. Ancak yaz mevsimini beklemeden düzenli olarak yatıştırıcı bir hamak deneyimi yaşayabilirsiniz. Hamağın sakinleştirici etkisiyle yoganın huzur verici etkisini birleştiren bu deneyim, hamak yogası olarak biliniyor. Bu yazımızda, daha önce hiç yoga yapmamış insanlardan yoga profesyonellerine kadar herkesin yapabileceği hamak yogasını sizler için kaleme aldık.

Hamak yogası nedir?

Antigravity yoga ve aerial yoga olarak da bilinen hamak yogası, tavana bağlanmış bir hamak ile çeşitli egzersizleri birleştiriyor. Hem yoganın hem fitnessın hem dansın hem de akrobasinin merkezinde bulunan bu aktivite, fiziksel sağlığı baz aldığı gibi psikolojik sağlığı da fazlasıyla destekliyor.

Hamak yogası için akrobasi kumaşı olarak bilinen özel bir kumaş ile hazırlanmış bir hamak gerekiyor. Yer çekimine baş kaldırma hissiyatı veren bu yoga türünde pozisyonların çoğu bahsi geçen hamak yardımıyla gerçekleştiriliyor. Bir başka deyişle, klasik yogada sergilenen bazı pozisyonlar tavandan aşağıya doğru sarkan bir hamağa uyarlanıyor. Bu pozisyonlar genellikle hamağın üzerinde zeminden belli bir miktar yükseklikte kalarak sergilendiği için bu aktiviteye kimi zaman hava yogası da deniyor.

Hamak yogası, Hollywood’ub eski koreograflarından biri olan Christopher Calvin Harrison tarafından icat edildi. Harrison, bir sakatlık geçirdikten sonra çeşitli operasyonlara maruz kaldı. Bu sakatlık sonucunda eski esnekliğini ve hareket yeteneğini kaybettiğini düşünen ünlü koreograf, eski dinamikliğine kavuşmak için yogaya başladı. Her ne kadar esneklik için yoga mantıklı bir tercih olsa da Harrison’ın sakatlığı onun her pozisyona girmesine izin vermedi. Bunun üzerine, koreograf çeşitli yoga pozisyonlarını yapmasını kolaylaştıracak bir hamak düzeneği tasarladı. Bu düzeneği kullanarak yoga yapan Harrison, kısa bir sürede hamak kullanmadan klasik yogaya devam edebilir hale geldiğini fark etti. Klasik yoga dönemi açılmış olsa da koreograf bir kere havada yoga yapmanın zevkine vardığı için kullandığı düzeneği geliştirdi. Bu gelişim sayesinde günümüzde yapılan hamak yogası ortaya çıkmış oldu.

Hamak yogasının faydaları nelerdir?

Klasik yogadaki zorlayıcı hareketleri kolaylaştıran hamak yogası, pek çok yararıyla karşımıza çıkıyor. İlk olarak, bu yoga türünün masa başı işte çalışmak veya telefona bakmak gibi omurga sağlığını olumsuz etkileyen pratikleri sıfırladığını belirtmek istiyoruz. Bu aktivite, birbirlerinin üzerine yük bindiren omurların açılması ve omurganın rahatlaması için bir kapı aralıyor. Ayrıca, dik duruş, kas esnekliği, eklem hareketliliği ve kan dolaşımı da omurga sağlığıyla birlikte destekleniyor. Bunlara ek olarak, hamak yogasının bel ve boyun ağrılarını azaltıcı özelliği olduğu da uzmanlar tarafından vurgulanıyor.

Klasik yogada öne çıkan ters asanalar yani ters durmayı gerektiren pozisyonlar, pek çok insan için zor olabiliyor. Hamak sayesinde bu duruşlar herkesin yapabileceği bir hale geliyor. Bu sayede, hem klasik yogadaki zorlu pozisyonlar kolaylaştırılıyor hem de ters duruşun kan dolaşımını canlandırıcı etkisi gözlemlenebiliyor.

Bu aktiviteye yoga adı verilmiş olsa da hamak yogasının her alanı birleştirici etkisi göz ardı edilemez. Başta yoga olmak üzere, dans, akrobasi ve pilates gibi farklı disiplinlerdeki pozlar hamak yogasında sergileniyor. Bu nedenle, bu yoga türünün farklı disiplinlerin eş zamanlı hissedilmesine olanak sağladığını belirtebiliriz.

Fiziksel etkilere ek olarak, bu yoga türünün psikolojik sağlığa da oldukça katkısı bulunuyor. Düzenli olarak deneyimlenen hamak yogası, farkındalık, denge ve odak gelişiminde büyük bir rol oynuyor. Ayrıca, bu aktivite tüm kasların çalışmasına ve bu sayede zihnin boşalmasına olanak tanıyor. Bu yüzden, zihnini rahatlatmak için bir çare arayanlara hamak yogası sıklıkla öneriliyor.

Hamak yogası evde yapılır mı?

Bu yoga pratiği belirli ekipmanlar gerektirdiği için pek çok insan bu aktivitenin evde gerçekleştirilemeyeceğini düşünüyor. Bu düşünce ilk seferde mantıklı gelse de bu yoga türünün evde yapılabildiğini belirtmek istiyoruz.

Hem yoga stüdyolarında hem de evde deneyimlenebilen hamak yogası için evin bir kısmının bu aktiviteye ayrılması gerekiyor. Bu kısımda bu aktiviteye uygun bir hamak sisteminin kurulması en önemli aşama. Bu aşama için bir hamak ve yoga denge aletine ihtiyaç duyuluyor. Kurulum tamamlandıktan sonra, herhangi bir sakatlık yaşanmaması için hamağı kontrol etmek faydalı olabiliyor. Kontrolden sonra da hamak yogasına başlanıyor.

Eğer hamak yogasına başlamak istiyorsanız fakat herhangi bir dans, yoga veya pilates deneyimine sahip değilseniz bu aktivite özelinde birkaç ders alarak işe koyulabilirsiniz. İlk önce bir yoga stüdyosunda bu pratiği deneyimlemek ve daha sonra evinizi bu aktivite için dönüştürmek sağlıklı olabilir. Aşağıdaki video, herkese uygun bir hamak yogasının neye benzediğine dair size fikir verebilir:

İlginizi çekebilir: Başlangıçtan ileri seviyeye herkes için uygun ‘hatha yoga’ nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale