X

Hafiflemek için kabul etmenin gücünü keşfedin

Size bir şeylerin iyi gelmediğini nereden anlarsınız? Ve size bu durumun iyi gelmediğini keşfettiğinizde bırakmanız mı, yoksa üstüne mi gitmeniz gerektiğinin ayrımını yapabilir misiniz? Ve ayrımı yaptığınızda bu yolu kalbin kabulünden geçirebilir misiniz?

Hayatta çok uzun süre bana iyi gelmeyen şeyleri anlamayacak kadar inatçı bir kız çocuğu oldum. Orasından burasından çekiştirdiğim şeylerin gerçek olabileceği yanılsamasına kapılıyordum. Sanıyordum ki yeterince emek verirsem bir şeyler istediğim gibi olabilirdi ama benim elimde olan şeyler ve asla elimde olamayacak şeyler vardı. Bunu anlamamak için sanırım çok direndim.
En büyük teslimiyet halini, bu yaşamdaki varlığımızın son bulabilme ihtimaliyle karşı karşıya geldiğimizde yaşarız.

Arkadaşlar, tüm inkârlar, gözyaşlarından sonra öyle bir an geliyor ki, sonunda anlıyorsunuz. Neyi mi? Kelimelerin anlamsız ve boş olduğu o yerde beliren derin kabulü. Sizden daha büyük olana duyduğunuz güvenin baş döndüren varlığı, gerçek teslim olma haliyle tanışmanıza yardımcı olur.

Size iyi gelmeyen durumları, olayları size gelmeye çalışmasını sağlayarak, görmezden gelerek, uzatmaları oynayarak iyi edemezsiniz. Kendinizi meşguliyetle oyalayarak durumlara karşı hissinizi değiştiremezsiniz. (Modern insan hep buradan sınanıyor.)

İster ilişkiniz, ister işiniz, ister sağlık durumlarınız, isterseniz konu başka bir şey olsun! İlk adım gerçekten olanı tüm çıplak haliyle görebilmekte başlıyor. İyileşmenin ilk bebek adımları tam burası, arkadaşlar! Kaçmaktan vazgeçip durumu netlikle görebildiğinizde neyin sizin elinizde, neyin sizin elinizde olmadığının ayrımını yapabilmeye başlıyorsunuz. Ve ayrım netleştikçe kabul de belirmeye başlıyor.

Hepimiz sevilmek ve kabul görmek istiyoruz. Ama arkadaşlar, bunu kendimize verme konusunda cimriyiz ve bir haberim var: Genelde yüzeydeki durumların farkında olduğumuzu söylesek de, ancak bir terapistle konuştuğumuzda halının altına süpürdüğümüz ve varlığından bile haberdar olmadığımız karanlık yanlarımızı görebilmeye başlıyoruz. Terapist ile danışanın arasındaki bağın gücü de burada yatıyor aslında. Donanımlı bir terapistin yanında ne anlatırsanız anlatın, içinizdeki o küçük kız ya da erkek çocuğunun dışlanmayacağını, kabul göreceğini hissettiğinizde karanlık kapsanmaya başlıyor.

Artık biliyordum, verdiğim nefes gibi tutunduğum ne varsa bırakma alanına davet edebilirdim. Artık biliyordum, tutunma çabalarımın hepsi yine benimle ilgiliydi. Her nefeste bana yeni yaşam veren Varoluş, her boşalan nefeste onu alıyordu. Artık biliyordum, bir şeyler elimin içinden gidiyorsa, tam burası yeni olasılıklara gebeydi ve işin en sihirli tarafıydı. Burayı doldurmama gerek yoktu. Eninde sonunda dalga kıyıya vuracaktı. Tek yapmam gereken, gerçekte olanı görebilme isteğiyle bakabilmek ve buraya güven duymaktı.

Sağlıklı olmayan her şeyin aslında en derinde hep farkında oluyoruz, sadece görmek istemiyoruz. Eğer açığa çıkarsa, açığa çıkanla ne yapacağımızı bilemediğimizden, korkuyoruz ve maskemizi takıyoruz. Ta ki, günün birinde bir şekilde hakem sert bir şekilde o düdüğü çalana kadar. Sert düdük de herkesin hikâyesine göre değişiyor.

Belki bugün o uzatmaları oynadığın ne varsa, onu yanına oturmaya davet edersin. Bir şey yapmaya, düzeltmeye çalışmadan onunla kalabildiğin kadar kalırsın. İşte burası yaşamın yeniden seni doğuracağı yerin de kendisi. Merak etme, kocaman yaşam anbean sana yaşamı üflüyor, boşa geçirme hiçbir nefesi.

Son senelerde hayatımdan bir şeyleri çıkartırken ilk yaptığım: Bedenimi, kalbimin atışını, duyumlarımı gözlemlemek ve sonra da konu neyse onu nazikçe karşıma alıp bir süre acele etmeden kalmak ve alan yaratmak oluyor. Bazen ağlamak, bazen bedendeki o yoğunlukla temas etmek ve vakti geldiğinde konuyu şefkatle yaşama bırakmak… “Ama”lar, “falan”lar gibi zihnin senaryoları belirdiğinde “Bilmiyorum” diyebilmek ve bir sonraki adıma büyük bir aşkla yürüme cesaretini gösterebilme haline açık olmak…

Eğer hayatında seni sıkıştıran bir konu varsa dünyanın en sinir bozucu kelimeleri şu olur: BIRAK, KABUL ET! Oysa bu iki eylemin gerçek anlamını vermek zaman alır. Hayatın en büyük dilemması da budur: Çabanın bittiği yerde eylemin kendisi açığa çıkar.

Çabayı bitirmeye çalışmanın ilk adımı yavaşlamaktır. Durumlar, şartlar ne olursa olsun değerli olan sensin! Diğer her şey sadece senin verdiğin anlamın ifadesi olabilir.

“Bırakmam, kabul etmem lazım” bakışı yerine, durumun sana ne hissettirdiğini görmeye istekli olabilir ve bu filmin tüm renkleriyle senin olduğuna güvenebilirsin!

Ve tüm yaşam burayı sadece senin yapman üzerine kurulu bir sahne! Bu sahnenin mağduru değilsin! Asla olmadın! Kendi sisteminin güneşi sensin. Başka kişileri, olayları, durumları güneş sanma. Kendi hayatını sıkıştırmadan var olmak mümkün!

UNUTMA;
Güneş sensin!
Parla, parla, parla!

İlginizi çekebilir: Esneklik neden önemlidir: Hayatın akışına esneyerek uyum sağlayın

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale