Güven mi, kontrol mü?
Güven, hayatta varlığımızın başladığı andan itibaren temel ihtiyaçlarımız arasında yer alır. Doğduğumuz andan itibaren güvende hissetmek isteriz. Güvende hissetmek sadece fiziksel anlamda bedenimizin güvenli ortamda bulunması anlamına gelmez. Hayatımızın ilk aşamalarında güven ya da güvensizlik duygusunu bağladığımız bir dizi olay ve davranışlar bütünü yaşanmaya başlar ve süreç yaşam boyunca devam eder. Yalnız olmak veya çok fazla arkadaşa sahip olmak, çok paranızın olması, insanlar tarafından sevilmek, bir statüye sahip olmak veya başarılı olmak bunlar gibi aklınıza gelebilecek bir çok örnek size güven veya güvensizlik duygusunu hissettirebilir. Eğer bu tarz durumları sağlıklı olarak tanımlayamazsak bu durumlara bağımlı hale dönüşebiliriz.
Bu bağımlılık durumu beraberinde kontrol etme alışkanlığını getirebilir. Hayatta kontrol edemediğimiz şeyler için başka durumları kontrol etmeyi öğreniriz. Kontrol etme, kontrolü kaybetmeme, kontrolün bizde olması alışkanlıkları aslında güvende olma durumunu yaratmaktan gelir. Oysa ki evrenin akışı ve doğanın işleyişi bu yönde değildir. İnsan olarak ilerlemek ve gelişmek için daha önceki yazımda bahsettiğim stres düzeyimizi kademeli olarak arttırmalı ve akışı takip etmeliyiz. Halbuki biz her gün bunun tam tersi davranışlar sergiliyoruz.
Arkadaşlarımızı, çocuklarımızı, çalışanlarımızı, kendimizi, trafiği aklımıza gelebilecek bizi rahatsız hissettirecek her şeyi kontrol etmeye çalışıyoruz. Sonrasında hayatın aynılığı içerisinde kayboluyoruz ve aslında başlangıçta kaçındığımız yer ile aynı yerdeyiz. Güvensizlik ve kontrolcülük arasında gidip geliyoruz. Yine ufak bir egzersiz yapalım, bugün en çok kontrol ettiğiniz veya etmeye çalıştığınız 3 durumu düşünün lütfen, daha sonrasında bunu aslında hangi duygudan veya durumlardan kaçındığınız için yaptığınızı düşünün.
Gerçekten neleri neden kontrol ettiğinizi bulduktan sonra, küçük de bir bedeninize bunun kayıtlarını değiştirmesine yardımcı olmak adına sinyal yollayalım ve bir nefes çalışması yapalım.
Nefes çalışmasında nefes alışlarınız burundan, nefes verişleriniz uzun ve ağızdan olsun lütfen. Nefes almanın kontrol ettiğiniz duygu, nefes vermenin ise gerçekte kaçındığınız duygu olduğunu düşünün.10 ile 20 nefes arasında bunu devam ettirin. Unutmayın; nefes almak vücudunuzda ufak bir gerilim, nefes vermek ise rahatlamayı temsil etsin. Her nefes verdiğinizde bedeninizi rahat bırakmaya çalışın.
Örneğin; Nefes aldım kontrol, nefes verdim güven, nefes aldım güvensizlik, nefes verdim sevgi vb…
Bu çalışmadaki nefes alma kelimeleri veya cümleleri kendinize vermediğiniz ve kontrol etme ihtiyacı duyduğunuz her şey, nefes verme kelime veya cümleleri kendinizi kontrol etmeden kendiliğinden hissetmeniz ve rahat bırakmanız gereken her şey olabilir.
Not: Tek başına bu çalışma tabii ki de bir çözüm değildir. Daha önce de yazımlarda belirttiğim gibi bu tarz durumları çok güçlü şekilde yaşıyorsanız, her zaman bir uzmandan destek almanız faydalı olacaktır.
Bu çalışma bedeninizin tutmuş olduğu olumsuz kayıtları, olumlu hale getirmek için sinir sisteminizi düzenlemeye yardımcı bir çalışmadır. Düzenli olarak yapmanız size destekleyici olacaktır. Yolunuza ufak bir ışık olması dileğiyle…
İlginizi çekebilir: ‘Hayata bağlanmak’: Anlamlandırmaya çalıştığımız bağımlılıklarımıza ışık tutalım