X

Günümüzde kötülük sorunu: Kötülüğe karşı bir şey yapmak için kendi gölgeni tanı

Bugünkü haliyle kötülük sorununa bir yanıt bulmak isteyen bireyin her şeyden önce kendini bilmesi yani kendi bütünlüğünü mümkün olduğu kadar iyi tanıması gerekir. Kendine acımaksızın ne kadar iyilik yapabileceğini, hangi suçlara muktedir olduğunu bilmeli ve bunlardan birini gerçek, diğerini yanılsama olarak görmekten sakınmalıdır. Her ikisi de onun doğasında bulunan unsurlardır ve eğer kişi kendisini aldatarak veya yanılgılar içinde yaşamak istemiyorsa ki istememelidir, her ikisi de onda gün ışığına çıkmalıdır.

Bugün varlığımızla doğrudan alakalı nedenlerle psikolojiye ihtiyaç duyuyoruz. İnsanı hiç tanımadığımız veya onunla ilgili tek taraflı ve çarpık fikirlere sahip olduğumuz için Nazizm ve Bolşevizm gibi olgulara akıl erdiremiyor, onlar karşısında şaşkına dönüyoruz. Kendimizi yeterince tanısaydık durum böyle olmazdı.” Carl Gustav Jung, Günümüzde Kötülük Sorunu

Yukarıda Analitik Psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung’dan yapmış olduğum alıntıda Jung, “kötülük” problemi karşısında şaşırıp kalmamızın sebebinin kendimizi yeterince tanımamaktan kaynaklandığını söylüyor. Jung’un burada kast ettiği şey, insanın doğası gereği iyiyi de kötüyü de gerçekleştirme potansiyeline sahip olduğu bilgisinin, bizzat kendimiz için de geçerli olduğu. İşte insandaki bu kötülük potansiyeli veya istenmeyen yanlar, psişenin gölge tarafına itiliyor. Bir yandan kendimiz zannettiğimiz egomuz gelişirken diğer yandan toplumun onaylamadığını fark ettiğimiz yanlar gölgede birikiyor. Ego gelişiminin kaçınılmaz bir şekilde tek taraflı olan tabiatından dolayı ihmal ve reddedilen kabul edilemez niteliklerimiz bilinçdışı psişede birikiyor ve bastırılmış bir kişilik olan kişisel gölgeyi oluşturuyor. Ancak reddedilen bu yan yok olmuyor. Gözden uzakta zannettiğimiz bu yanlar farkındalık eşiğinin hemen altında bilinçdışı bir alter ego olarak bizimle yaşamaya devam ediyorlar. Gölgemiz genellikle aşırı duygusal koşullar altında beklenmedik bir şekilde patlamaya müsait bir şekilde bekliyor, ta ki biz onu fark edip kabul edene kadar.

İşte gölgeye itilen kabul edilemez bu parçalar bir şekilde varlık bulmak istediği için, yansıtma dediğimiz bir savunma devreye giriyor. Yansıtma, kendimizde kabul edilemez bulduğumuz bilinçdışı eğilimlerin istemsizce dış nesnelere veya diğer insanlara aktarılması. Yansıtmanın ötesinde bir de “yansıtmalı özdeşim” denilen başka bir savunma daha var. Jungiyen Psikolog Özüm Demirel yansıtmalı özdeşimi şöyle açıklıyor: “Ben sana kendimi yansıtıyor, sonra senin yansımanı içselleştiriyorum ve bende yarattığın hislerden seni sorumlu tutuyorum.”

Gölge oluşumu kaçınılmaz ve evrensel. Gölge aslında bizi olduğumuz kişi yapıyor ve gölge çalışmasına yönlendiriyor ki bu da bizi olabileceğimiz kişi haline getirme potansiyeline sahip. Gölgenin oluşumu ego gelişimi ile birlikte ilerliyor. Yaşamın ilk yıllarında şekillenen gölge, öncelikle ebeveynler ve ilk bakım verenler tarafından şekilleniyor. Neyin kabul edilebilir olduğu, neyin gölgeye itileceği bu yetişkinlerden öğreniliyor. Yazar Kim Chernin “Anne Kız İlişkisinin Karanlık Yüzü” isimli makalesinde ebeveynlerin verdiği derslerin her zaman hoş olmadığını öne sürüyor. Kadınlar arasındaki yeme bozuklukları üzerine birçok çalışması olan Chernin, bir annenin kıskançlığı, öfkesi ve suçluluk duygusunun günümüzün yetişkin kadını için bir çelişki yarattığını, bu hislerin gölgenin bileşenleri olarak kabullenilmediğinde kız evladın kendisine zarar verecek şekilde davranmasına yol açacak trajik sonuçlar doğurabileceğini söylüyor. Bu açıdan bakıldığında ebeveyn olmanın zor hatta tehlikeli bir sorumluluk olduğunu belirtiyor.

Gölge doğası gereği “istenmeyen” hatta bir ömrün heba olması pahasına gizlenen, inkar edilen bir yapı. Karanlıkta kalan bu yanımız reddedildikçe psişede enerji birikimi artıyor. Artan baskı sebebiyle elbet bir yol bulunuyor ve inkar ile yansıtma savunmaları devreye giriyor. Onaylanmayan yanlar gölge çuvalına atıldıkça, sahte bir benlik gelişiyor. Kayıp benliğin yerini alan sahte benliğin inkar edilmesi veya başkasına yansıtılması söz konusuyken, kayıp benlik bastırma yoluyla gölgede büyümeye devam ediyor. Çocuk kendi benzersizliğini gizlemek veya bastırmak zorunda kaldığı için bu nitelikler gölgeye dahil oluyor. Gölge bazen hakikaten kabul edilemez, tiksinti uyandıran, başkalarına ve topluma zarar veren birçok şey içerdiğinden, bireysellik ile gölgenin bu şekilde birbirine karışması yıkıcı sonuçlara yol açabiliyor.

Kişiliğimizde gölge figürünün olacağı kesin. Kayıp benlik ile gölgenin karıştırılması da muhtemel. Gölge ile self (öz) arasında ayrım yapamamanın bir sonucu olarak, bir birey başka bir self (öz) ile ne zaman derin bir yakınlık içine girse bu durum onda yoğun utanç, suçluluk ve korku duyguları uyandırıyor. Diğer bir deyişle, gölgede var olan özümsenmesi ve toplam kişiliğe entegre edilmesi gereken çocuksu ve geriletici unsurlar, iyileştirilmemiş olumsuz ebeveyn arketipi tarafından şiddetle reddedilmiş olma tecrübesi yüzünden gerçekleşmediği için bu duygular ortaya çıkıyor.

Gölge bazen kendini fazla kilo veya yeme bozukluğu şeklinde gösterebiliyor. “Bir yeme bozukluğu ancak bize (kendi içsel çatışmaları sebebiyle) kötü annelik yapıldığı için öfkelenmemize izin veren fakat bu öfkeye annelerimizi de çaresizlik hissetme hakkına sahip kız evlatlar olarak dahil eden geniş kültürel bir bağlamda çözüme kavuşturulabilir. Bir yeme bozukluğunun karakteristik özellikleri, hissettiğimiz suçluluk duygusundan ve ifade edemediğimiz gizli öfkeden bahseder. Annesine karşı öfkesini doğrudan ifade edemeyen bir kadın onun yerine öfkesini kendi bedenine çevirerek ‘saldırır.’” John A. Sanford, Ebeveynlik ve Çocuğunuzun Gölgesi

Gölge sürekli bir biçimde yakın insan ilişkilerinde ortaya çıkıyor. Bu sepele herhangi bir yakın ilişki, gölge çalışması için mükemmel bir işleve sahip. Bu yakın ilişkinin illa ki romantik bir ilişki olmasına da gerek yok. Anne babalarımızla olan ilişkimiz, kız kardeşlerle ilişkilerimiz, erkek kardeşlerle olan ilişkimiz ve her türlü yakın ilişki gölgenin ortaya çıkması için müsait bir alan. İnsan doğası gereği ilişkisel bir varlık olduğundan, gölge de illaki oluşacak ve sonra görünür olmak isteyecektir. Tüm arketipler gibi gölge de gerçekleştirilmeyi talep ediyor. Arketiplerin görmezden gelindiğinde adeta “ele geçirme” özelliği var ve gölge de çokça reddedilirse kişiliği ele geçirebilir. Buna numinoz etkisi deniyor. Numinoz, kaynağı ne olursa olsun öznenin iradesi dışında gerçekleşen bir tecrübe, bilinçte özel bir değişikliğe yol açan görünmez bir mevcudiyetin yarattığı etki, irade veya istençten kaynaklanmayan dinamik bir etken veya etkiye dikkatli ve özenli bir şekilde itaat etmek, kendisinin yaratıcısı olmaktan ziyade kurbanı durumundaki insan öznesini ele geçiren ve kontrol eden içsel itki şeklinde tanımlanıyor. İşte gölgenin bu numinoz (ele geçirme) etkisinin farkında olmak, gölgeyi entegre edebilmek için öncelikle gölgemizin varlığını kabul etmek gerekiyor.

Carl Gustav Jung’un da belirttiği gibi kendimizi ve insan doğasını tanımadıkça ve doğru psikoloji bilgisine sahip olmadıkça kötülüğün varlığına anlam veremeyip daha çok şaşıracağız. Bu sebeple işe kendimizi tanımakla başlayabiliriz. Zira kafatasımızın içindeki karanlıkta yer alan beynimizin ürettiği zihinle düşünen, bunun tecrübesini dolaysız bir şekilde deneyimleyen tek kişi kendimiziz. Dünyanın algı bozukluklarının ve bilişsel çarpıtmalarının farkında olan, zihninin ve bedeninin nasıl çalıştığını bilen insanlara ihtiyacı var. Bunu kendiniz için sağlamanız mümkün. Bu konuda bir psikolojik danışmandan online terapi almak ve süreç hakkında detaylı bilgi edinmek için bana ayselkeskin2004@yahoo.com e-posta adresinden ulaşabilirsiniz. Sevgiyle.

Kaynak: Gölgeyle Buluşma: İnsan Doğasındaki Karanlık Yüzün Gizli Gücü. Editörler: Connie Zweig & Jeremiah Abrams. Timaş Yayınları. Çeviri: Özgür Ertana.

İlginizi çekebilir: Barış treninde yerini ayırt: Yeni çağda bizi iyilik ve yaratıcılık kurtaracak

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale