X

Günü verimli bir şekilde planlayın: Sabahçı mısınız, yoksa gece kuşu mu?

“Zaman en az bulunan kaynaktır; eğer o doğru yönetilmiyorsa, hiçbir şey doğru yönetilemiyor demektir.”
Peter Drucker

Bazılarımız erkencidir. Sabah saat yediyi bile geç görürler, sabahın o muhteşem ilk saatleri onlar için günün en vazgeçilmez zamanıdır. Uykudan hemen sonra zihnin temiz olduğu bu dönem aslında yüksek bir odaklanma olanağı da sağlar. Ben de o sabah insanlarından biriyim. Sabahlar ve sabahın o güzel erken saatleri bana aittir. Bazen çok erken, daha henüz kimse sokaklara inmemişken sabah koşusu veya yürüyüşü yapmak için, bazen daha kimse uyanmamışken odak gerektiren bazı projelerimi, yazılarımı, bazı fikirlerimi yazıya dökmek için… Ama o sabahın en güzel saatlerinde uyanamadığımda günüm hep yorgun geçer, hep geç kalmış hissederim, o günler odak sorunu yaşarım. Sabah erken o meditasyon zamanını kendime ayıramadığımda sanki o günü kaçırmışımdır, o günün hakkını verememişimdir.

Fakat bazılarımız vardır ki onlar gece insanıdırlar, adeta enerji patlaması yaşarlar. Sabah saatleri ne kadar yorgun, ne kadar uyanamamış, ne kadar odaklanamamışsalar, öğleden sonra, gün onlar için ışıl ışıl parlamaya başlarlar. Daha konuşkandırlar, daha üretkendirler…

Bir diğer grup ise gece geç saatçilerdir. Evet, onlar sabah erkencilerin tam tersidirler. Adeta gece için yaşarlar. Hatta gündüzü hiç görmeden bile yaşayabilirler! Gece oldu mu hayat başlamıştır. Sabah gün ışıyana kadar çalışabilirler, dikkatleri bu zaman aralığında tepe noktasına ulaşır. O geceler boyunca okuyabilir, düşünebilir ve uyumadan ayakta kalabilirler.

Bugün bu yazımda işte bu konuya birlikte dikkatle bakalım istiyorum. Günümüzü nasıl planlıyoruz? Günümüzü planlarken yukarıda bahsettiğimiz zamanlama özelliklerimizi düşünüyor muyuz? Örneğin eğer sabah insanıysak sabah saatlerindeki kapasitemizi ne için kullanıyoruz? Veya sadece uyuyarak heba mı ediyoruz? “Bir gün uyumaktan ne olur canım?” diyerek sabah rutinlerimizi bir kenara mı bırakıyoruz?

Veya akşam saatleri daha iyi çalışabiliyorsak dışarıda içki içerek geçirdiğimiz bu önemli saatlerde aslında çalışıyor olmamız gerekmez mi? Yani hayatımızda herhangi bir para birimiyle ölçümü mümkün olmayan bir değer olan zamanımızı, yeterince ve doğru bir şekilde kullanabiliyor muyuz?

Bu hafta okuma fırsatı bulduğum diğer bir eserden bahsetmek istiyorum, Daniel Pink Ne Zaman isimli eserinde aslında bizler için çok önemli fakat bir o kadar göz ardı ettiğimiz bu konuyu, mükemmel zamanlamanın bilimsel sırlarını değerlendiriyor:

“(…) Öğleden sonra saatleri, hastanelerin beyaz duvarlarının ötesinde de ölümcül olabiliyor. İngiltere’de uyku ile ilgili trafik kazaları, 24 saat içinde iki kez zirve yapıyor. Birinci zirve sabaha karşı 2-6 saatleri arasında yaşanırken, ikinci zirvenin öğleden sonra 14.00 ila 16.00 saatleri arasında olduğu görülüyor. Araştırmacılar ABD, İsrail, Finlandiya, Fransa ve başka ülkelerde de aynı görüntünün mevcut olduğunu tespit ettiler.

Yine İngiltere’de yapılan bir tarama çalışmasında, çalışanların en verimsiz anlarını 14:55’te yaşadıkları görüldü. Günün bu bölümüne girdiğimizde, çoğumuz rotamızı şaşırıyoruz. Birinci bölümde, “sabahların ahlaki etkisini” kısaca ele almış, insanların büyük bölümümün dürüstlük konusunda öğleden sonraları daha ihmalci olduğunu çünkü sabahları “yalan söyleme”, hile yapma, çalma ve başka etik olmayan davranışlara direnme gücümüzün daha fazla olduğunu görmüştük.”

İşlerimizde ve hayatımızda daha başarılı, daha odaklı, daha verimli olmayı hedefliyorsak günümüzü zaman ve verimlilik dengesine göre analiz ederek planlamalıyız. Erkenci gruptaysak, en önemli hedeflerimiz, zor projelerimiz için sabah saatleri idealdir. Veya eğer bir gece kuşuysak gündüz saatlerini daha hafif veya rutin işler için kullanabilir ve en önemli projelerimizi geceye bırakabiliriz. Bilimsel olarak da kanıtlanmış bu gerçeklik, aslında bu kadar basit olmasına rağmen birçoğumuz tarafından yadsınıyor… Belki güzelim sabah saatlerimizi sadece uyuyarak, belki o verimli olduğumuz gece saatlerimizi sadece televizyon izleyerek harcamaktayız…

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız bu gidişatı değiştirmek mümkün! Peki sizin saatiniz hangi zamanı gösteriyor?

İlginizi çekebilir: Zamanın sınırları: Geçmiş, şimdi, gelecek nerede başlar, nerede biter?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale