dummy

‘Save the Day Method’: İyi gitmeyen bir günü, her şeye rağmen kurtarabilir miyiz?

Hayatın koşturmacası ve telaşı içerisinde kabul edelim ki her gün, istediğimiz gibi gitmiyor. İllaki birtakım aksilikler, hiç hesapta olmayan planlar, acil yetişmesi gereken işler, kötü giden durumlar olabiliyor. Ve bu gibi zamanlarda pek çoğumuz o günü ‘kötü bir gün’ ilan edip bir an önce atlatmak ve ‘yarın’a başlamak için acele ediyoruz. Ancak, kötü giden günleri tamamen kaybettiğimizi düşünmek yerine küçük ama etkili birkaç adımla bu günleri kurtarabiliriz. Nasıl mı? İşte karşınızda; ‘save the day’ yani ‘günü kurtarma’ metodu.

dummydummy

Şimdilerde TikTok başta olmak üzere sosyal medya platformlarında çok popüler olan bu metodun aslında çok basit bir mantığı var; o da günü ‘keyifli’ bir şey yapmadan bitirmemek. TikTok kullanıcısı ve bu metodun yayılmasını sağlayan savunucularından biri olan Trina Merz, bu yöntemin çok büyük çaba ve zaman gerektirmeden günü kurtarmakta oldukça etkili olduğunu söylüyor.

@breatheintransformation Save the day. Everyday. #savetheday #careeradviceforwomen #corporategirlies #stressrelief ♬ original sound – trina ️ grind → ease@breatheintransformation Save the day. Everyday. #savetheday #careeradviceforwomen #corporategirlies #stressrelief ♬ original sound –

Yakın bir arkadaşı ile birlikte bu yöntemi uygulamaya başladıklarını anlatan Trina, o gün ne kadar kötü geçmiş olursa olsun, onları mutlu edecek, keyiflerini yerine getirecek bir şey yapmadan günü bitirmediklerini paylaşıyor.

Peki, neden böyle bir yönteme ihtiyacımız var, neden günü kurtarmalıyız? Aslında cevap çok basit; ‘çünkü sonsuz zamana sahip değiliz’ ve her günümüz, en az bir önceki ve bir sonraki kadar değerli. O yüzden herhangi bir günü ‘kaybetmek’ gibi bir lüksümüz olamaz, olmamalı. Günü kurtarmak, sadece kötü giden bir günde ruh halimizi iyileştirmekle kalmaz, uzun vadede daha tatminkar, daha mutlu bir yaşam sürdürmemize de yardımcı olur, ayrıca motivasyonumuzu korumamıza da destek sağlar.

Hayatı otopilotta yaşa(ma)mak

Bir gün kötü gidiyor diye, neden ondan vazgeçelim, neden onu kaybetmeyi göze alalım? Belki sabah işe geç kaldınız, belki iş toplantınız beklediğiniz gibi geçmedi, belki trafikte çok vakit harcadınız, belki heyecanla beklediğiniz hafta sonu planınız iptal oldu, olabilir, hayat iniş-çıkışlarla, iyi-kötü sürprizlerle dolu bir yolculuk ama unuttuğumuz bir şey var; o da dümenin bizde olduğu.

Hayat, otopilotta yaşanmayacak kadar değerli. Hayatımızın kontrolünü elimize almalı ve onu istediğimiz yöne doğru götürmeliyiz. Günün ilk yarısı kötü geçmiş olabilir ya da tüm gün için ‘tam bir fiyaskoydu’ diyebilirsiniz ama hala yapacak bir şeyler var, yeter ki isteyelim, yeter ki fark edelim. Kötü giden bir güne küsmek yerine onu nasıl toparlayabileceğimizi, o günü nasıl daha iyi hissederek kapatacağımızı öğrenelim. Bu, herkes için farklı olabilir, ne de olsa zevklerimiz, keyif aldığımız aktivitelerimiz birbirinden farklı. Ama emin olun ki herkes için kötü giden bir günü kurtaracak bir çözüm vardır. Belki akşam sevdiklerinizle buluşmak, belki keyifli bir akşam yemeği hazırlamak, belki alışveriş yapmak, belki kitap okumak, belki yoga yapmak, belki de bir fincan kahveyi uzun uzadıya yudumlamak…

Bir düşünün; ne sizin keyfinizi anında yerine getirir? Coşkulu bir şarkı? Lezzetli bir yemek? Biraz dans? Hepimiz için en az bir cevap vardır… Bütün mesele cevapları bulmak ve uygulamaya gönüllü olmak. Olduğu gibi bırakmak, günü bitirmek, en kolayı ama ‘zaman’ dediğimiz şey bu kadar kısıtlı ve bu kadar değerliyken neden peşini bırakalım? Her ‘kötü giden’ günden vazgeçersek elimizde ne kalır ki?

Okumadan geçmeyin: Kendinize gün içinde verebileceğiniz en anlamlı hediye: Joy break (neşe molası) nedir?

Günü nasıl ‘kurtarabiliriz’?

Günü neden kurtarmamız gerektiğini konuştuktan sonra sıra ‘nasıl’ kurtaracağımızda. Aslında yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ancak yine de herkes için uyarlanabilecek birkaç basit ve etkili adım var. İşte günü kurtarmak için yapabilecekleriniz:

  • Her günün sonunda sizi mutlu edecek bir etkinlik planlayın. Bu, sevdiğiniz bir arkadaşınızı aramak, favori tatlınızı yemek veya kitap okumak olabilir.
  • Doğa ile iç içe olun. Gün ne kadar kötü gitmiş olursa olsun doğada kısa da olsa zaman geçirmek, çok daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. Açık havada kısa bir yürüyüş yapmayı deneyin.
  • Yaratıcı bir şeyler yapın. Yaratıcı aktiviteler zihninizi günün karmaşasından ve stresinden uzaklaştırmaya yardımcı olur. Resim çizebilir, boyama yapabilir, bir şeyler dikebilir ya da yazı yazabilirsiniz.
  • Kendinizi şımartın. Günün sonunda kendinizi ödüllendirecek bir şeyler bulun. Maske uygulamak, evde spa deneyimi yaşamak ya da kendinize masaj ısmarlamak olabilir.
  • Şükredin. Gün sonunda minnettarlık pratiği yapmak, gün boyunca ters giden pek çok şeye rağmen pozitif bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olur. Her günün sonunda, o gün için minnettar olduğunuz en az üç şeyi yazın. Bunun için şükran günlüğü de tutmayı deneyebilirsiniz.

Sonuç olarak kendinize bir görev belirleyin ve kötü giden günlerin sonunda uygulamak için bir ritüel geliştirin. Gününüz ne kadar stresli, yorucu, yıpratıcı geçmiş olursa olsun, o günü iyi hissetmeden kapatmayın. Göreceksiniz uzun vadede çok daha doyumlu bir yaşama tarzına kavuşmuş olacaksınız.

Kaynak: apartmenttherapy

İlginizi çekebilir: ‘Sıradan’ hayatınızı ‘olduğu gibi’ sevebilmek için önerilerHayatın koşturmacası ve telaşı içerisinde kabul edelim ki her gün, istediğimiz gibi gitmiyor. İllaki birtakım aksilikler, hiç hesapta olmayan planlar, acil yetişmesi gereken işler, kötü giden durumlar olabiliyor. Ve bu gibi zamanlarda pek çoğumuz o günü ‘kötü bir gün’ ilan edip bir an önce atlatmak ve ‘yarın’a başlamak için acele ediyoruz. Ancak, kötü giden günleri tamamen kaybettiğimizi düşünmek yerine küçük ama etkili birkaç adımla bu günleri kurtarabiliriz. Nasıl mı? İşte karşınızda; ‘save the day’ yani ‘günü kurtarma’ metodu.

Şimdilerde TikTok başta olmak üzere sosyal medya platformlarında çok popüler olan bu metodun aslında çok basit bir mantığı var; o da günü ‘keyifli’ bir şey yapmadan bitirmemek. TikTok kullanıcısı ve bu metodun yayılmasını sağlayan savunucularından biri olan Trina Merz, bu yöntemin çok büyük çaba ve zaman gerektirmeden günü kurtarmakta oldukça etkili olduğunu söylüyor.

Yakın bir arkadaşı ile birlikte bu yöntemi uygulamaya başladıklarını anlatan Trina, o gün ne kadar kötü geçmiş olursa olsun, onları mutlu edecek, keyiflerini yerine getirecek bir şey yapmadan günü bitirmediklerini paylaşıyor.

Peki, neden böyle bir yönteme ihtiyacımız var, neden günü kurtarmalıyız? Aslında cevap çok basit; ‘çünkü sonsuz zamana sahip değiliz’ ve her günümüz, en az bir önceki ve bir sonraki kadar değerli. O yüzden herhangi bir günü ‘kaybetmek’ gibi bir lüksümüz olamaz, olmamalı. Günü kurtarmak, sadece kötü giden bir günde ruh halimizi iyileştirmekle kalmaz, uzun vadede daha tatminkar, daha mutlu bir yaşam sürdürmemize de yardımcı olur, ayrıca motivasyonumuzu korumamıza da destek sağlar.

Hayatı otopilotta yaşa(ma)mak

Bir gün kötü gidiyor diye, neden ondan vazgeçelim, neden onu kaybetmeyi göze alalım? Belki sabah işe geç kaldınız, belki iş toplantınız beklediğiniz gibi geçmedi, belki trafikte çok vakit harcadınız, belki heyecanla beklediğiniz hafta sonu planınız iptal oldu, olabilir, hayat iniş-çıkışlarla, iyi-kötü sürprizlerle dolu bir yolculuk ama unuttuğumuz bir şey var; o da dümenin bizde olduğu.

Hayat, otopilotta yaşanmayacak kadar değerli. Hayatımızın kontrolünü elimize almalı ve onu istediğimiz yöne doğru götürmeliyiz. Günün ilk yarısı kötü geçmiş olabilir ya da tüm gün için ‘tam bir fiyaskoydu’ diyebilirsiniz ama hala yapacak bir şeyler var, yeter ki isteyelim, yeter ki fark edelim. Kötü giden bir güne küsmek yerine onu nasıl toparlayabileceğimizi, o günü nasıl daha iyi hissederek kapatacağımızı öğrenelim. Bu, herkes için farklı olabilir, ne de olsa zevklerimiz, keyif aldığımız aktivitelerimiz birbirinden farklı. Ama emin olun ki herkes için kötü giden bir günü kurtaracak bir çözüm vardır. Belki akşam sevdiklerinizle buluşmak, belki keyifli bir akşam yemeği hazırlamak, belki alışveriş yapmak, belki kitap okumak, belki yoga yapmak, belki de bir fincan kahveyi uzun uzadıya yudumlamak…

Bir düşünün; ne sizin keyfinizi anında yerine getirir? Coşkulu bir şarkı? Lezzetli bir yemek? Biraz dans? Hepimiz için en az bir cevap vardır… Bütün mesele cevapları bulmak ve uygulamaya gönüllü olmak. Olduğu gibi bırakmak, günü bitirmek, en kolayı ama ‘zaman’ dediğimiz şey bu kadar kısıtlı ve bu kadar değerliyken neden peşini bırakalım? Her ‘kötü giden’ günden vazgeçersek elimizde ne kalır ki?

Okumadan geçmeyin: Kendinize gün içinde verebileceğiniz en anlamlı hediye: Joy break (neşe molası) nedir?

Günü nasıl ‘kurtarabiliriz’?

Günü neden kurtarmamız gerektiğini konuştuktan sonra sıra ‘nasıl’ kurtaracağımızda. Aslında yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ancak yine de herkes için uyarlanabilecek birkaç basit ve etkili adım var. İşte günü kurtarmak için yapabilecekleriniz:

  • Her günün sonunda sizi mutlu edecek bir etkinlik planlayın. Bu, sevdiğiniz bir arkadaşınızı aramak, favori tatlınızı yemek veya kitap okumak olabilir.
  • Doğa ile iç içe olun. Gün ne kadar kötü gitmiş olursa olsun doğada kısa da olsa zaman geçirmek, çok daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. Açık havada kısa bir yürüyüş yapmayı deneyin.
  • Yaratıcı bir şeyler yapın. Yaratıcı aktiviteler zihninizi günün karmaşasından ve stresinden uzaklaştırmaya yardımcı olur. Resim çizebilir, boyama yapabilir, bir şeyler dikebilir ya da yazı yazabilirsiniz.
  • Kendinizi şımartın. Günün sonunda kendinizi ödüllendirecek bir şeyler bulun. Maske uygulamak, evde spa deneyimi yaşamak ya da kendinize masaj ısmarlamak olabilir.
  • Şükredin. Gün sonunda minnettarlık pratiği yapmak, gün boyunca ters giden pek çok şeye rağmen pozitif bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olur. Her günün sonunda, o gün için minnettar olduğunuz en az üç şeyi yazın. Bunun için şükran günlüğü de tutmayı deneyebilirsiniz.

Sonuç olarak kendinize bir görev belirleyin ve kötü giden günlerin sonunda uygulamak için bir ritüel geliştirin. Gününüz ne kadar stresli, yorucu, yıpratıcı geçmiş olursa olsun, o günü iyi hissetmeden kapatmayın. Göreceksiniz uzun vadede çok daha doyumlu bir yaşama tarzına kavuşmuş olacaksınız.

Kaynak: apartmenttherapy

İlginizi çekebilir: ‘Sıradan’ hayatınızı ‘olduğu gibi’ sevebilmek için öneriler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp