Çocuklukluk ya da ergenlikle bağdaştırılan günlük tutma eylemi aslında insanın yaşamının her aşamasında fayda sağlayan bir alışkanlıktır. Günlük tutarak kişisel düşünce ve duygularınızı cümlelerle ya da resimlerle ifade edebilirsiniz. Her ne kadar ismine “günlük tutmak” desek de periyodunun her gün olmasından çok, belirli bir rutinde olması ve dışavurumsal bir yazı yazma ya da şekil çizme eylemi içermesi asıl odak noktasıdır. Günlük tutma, psikolojik terapilerde de kullanılır ve derinde yatan düşünceleri ve hisleri su yüzüne çıkarmayı sağlar. Yaşanan zorlu durumun ya da bir travmanın yazıya dökülmesinin, kişinin psikolojik durumunun düzelmesine yardımcı olduğunu belirten araştırmalar bulunmaktadır.
Duygu ve düşüncelerimizi cümlelere ya da şekillere dökmek beynimizin daha kompleks bölgelerinin çalışmasına yardımcı olur. Hissettiğimiz duygulardan limbik sistem sorumludur. Limbik sistem beynimizin ortasında yer alan küçük ama önemli bir bölüm olup, duygu ve davranışların düzenlenmesi, hafıza, açlık, korku gibi yaşam için gerekli temel unsurları destekler. Duygularımız bu merkezden çıkar ancak biz onları kelimelere dönüştürdüğümüzde beynimizin daha karmaşık olan ön kısmı aktif hale gelir. Bu değişim bizi sürekli alarm halinde tutan, normalde bizi ölüm tehlikesinden korumak için biyolojik süreçleri başlatmayı sağlayan amigdalanın üzerindeki yoğunluğu azaltır. Bu da bize hem fiziksel, hem bilişsel hem de psikolojik fayda olarak döner.
Araştırmalar gösteriyor ki, derin duygu ve düşüncelerin kelimelere dökülmesi, tansiyonu düzenler, bağışıklık sistemini destekler, fiziksel olarak zindelik sağlar, hafızayı güçlendirir, uyku kalitesini artırır, analitik düşünceyi güçlendirir. Bu etkilerin yanı sıra hissettiklerimizi ve düşündüklerimizi yazıya dökme eylemi, akıl sağlığı için de büyük önem taşımaktadır. Öncelikle duygularımızı fark edip onları adlandırabilmemiz bile bu iyileşme için büyük bir adımdır. Bunları kelimelere ya da şekillere döktüğümüzde, altında yatan başka duygu ve düşünceler de ortaya çıkabilir. Yazdıkça duygunun dışına çıkıp, kendimizi yargılama ya da eleştirme eğiliminden çok şefkat göstermeye yöneliriz. Derin duygu ve düşünceleri kâğıda aktarmak stres ve kaygıyı azaltır, takıntılı düşüncelere neden olan döngüleri kırar, bakış açısını genişletir, duyguları düzenler ve depresyonun iyileşmesine yardımcı olur. Bu, duygu ve düşünceleri yönetmekte kontrolün bizde olduğunu hatırlatır.
Günlük tutarken olayların detaylarından ya da kişilerden çok, bunların sizde ne gibi duygular ve düşünceler uyandırdığına konsantre olun ve bunları kelimelere dökün. Hangi olayın bu hisleri ortaya çıkardığına bakıp, oradan farklı noktalara gitmeniz ve kişiliğiniz ya da düşünce yapınız ile ilgili yeni bir durumu keşfetmeniz olasıdır.
Aşağıdaki soruları sormak bu konuda size yardımcı olabilir:
- İrdelemek istediğiniz olay nedir? Ne oldu ve bunun sonucunda siz ne hissettiniz? Aklınızdan neler geçti?
- Peki, bu düşünceleri tetikleyen olay ya da içinde bulunduğunuz durum neydi?
- Bu durumdayken siz hangi varsayımlar ile neye inandınız?
- Bu varsayımlarınız ne kadar doğru? (Bu düşüncelerinizi tarafsız bir gözle sorgulamaya çalışın.)
- Olay karşısında varsayım ya da tutumunuzu değiştirseydiniz ne yapardınız? Olumsuz duygu ve düşünce döngüsünü kırabileceğinizi bilseydiniz, alternatif inancınız ne olurdu?
Bu tarz bir yazıyı gündelik bir aktiviteye dönüştürebilir, her günün sonunda sadece 10-15 dakikanızı ayırarak rutin haline getirebilirsiniz. Düz yazı şeklinde, diyagram ya da akış şemaları ile çalışabilirsiniz. Bu rutine başlamak için güzel bir defter ve renkli kalemler de motive edici olabildiği gibi, sadece bir kâğıda yazıp o kâğıdı yırtıp yok etmek de size iyi gelebilir. Özellikle yazdıklarınızın okunmasından duyduğunuz küçücük bile bir kaygı varsa bu düşünce ve duygularınızı açık şekilde ifade etmenize ket vurabileceği için, yazıya döktükten sonra okuyup imha etme seçeneğini de göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.
Yazmak benim için hiçbir zaman kolay olmayan ama her zaman rahatlatan bir aktivite oldu. Bu nedenle rutini korumaya çalışıyorum. Yukarıda bahsettiğim egzersizi yoğun duygu ve düşünceler için daha aralıklı periyotlarda yapsam da gündelik olarak “bullet journal” tutmak akıl sağlığımı korumama destek oluyor. Bununla ilgili detayları “Bugün hangi moddasınız: Ruh halinizi dikkatle gözlemliyor musunuz?” yazımda bulabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: İç sesiniz çok mu acımasız: Bu sesle şefkatli bir ilişki kurmanız için 3 öneri