X

Günlük rutin oluşturma ve günü planlama rehberi: Üretken bir günün formülü

Hepimizin dünya üzerindeki sınırlı zamanını en etkili şekilde kullanabilmeye dair içsel bir motivasyonu var. Daha kısa sürede daha fazla şey yapmak, zamanın hiçbir şey yapmadan geçip gitmesine izin vermemek ve kendimizi geliştirebilecek uğraşlarla meşgul olmak hepimizin en önem verdiği konular arasında. Üretkenliğin ve verimin en çok önem arz ettiği çalışma ortamlarında zaman yönetimiyle ilgili yapılan araştırmalar %40’ımızın tüm gününü üretken olmayan işlerle geçirdiğini gösteriyor. Peki, kalan %60’ın daha üretken olmasını sağlayan şey ne? Dünyanın en üretken insanlarının günlük planlarından ve araştırmalardan yola çıkarak hazırladığımız bu günlük program akışı ve öneriler, kendi ihtiyaçlarınıza göre düzenlediğinizde zamanı optimum düzeyde kullanmanıza yardımcı olacaktır.

Bir sabah rutiniyle güne başlayın 

Bedenimizin gün ışığıyla birlikte uyandığı ve uyku sırasında topladığı enerjiyle tazelenmiş olarak güne başladığı sabah saatleri günün en üretken geçirilebilecek saatleri olarak biliniyor. Araştırmaların yanı sıra Laura Vanderkam’ın çok satanlar listesindeki kitabı “What the Most Successful People Do Before Breakfast” kitabında yer verdiği isimler de sabah saatlerini mutlaka rutin haline getirdikleri herhangi bir işle ya da aktiviteyle geçiriyor. Bitki çayı içmek, esnemek, duş almak, yürüyüş yapmak, günlük yazmak ya da biriken e-mailleri temizlemek…  Sabah yapılabileceklerin ne olduğu kişiden kişiye değişse de, işin püf noktası her sabah aynı şeyi yaparak o şey her neyse ritüel haline getirebilmekte.

Örneğin, Vanderkam’ın kitabında yer verdiği isimlerden Elon Musk’ın sabah rutini ilk 30 dakikasını kahve eşliğinde önemli gördüğü mailleri okumak, sonrasında ise hızlı bir duş alıp ofise doğru yola çıkmak. Üretkenliğiyle bilinen bir başka başarılı isim olan Mark Zuckerberg erken kalkmayı sevmese de, uyandığı andan itibaren koşu, kahvaltı, giyinme ve işe gitme rutinini her gün aynı sırada sürdürüyor. Arianna Huffington uyanmak için çalar saat kullanmıyor. Birkaç dakikalığına da olsa meditasyon yapmadan ise asla telefonuna bakmıyor. Tony Robbins de uyanma saati belirsiz olan isimler arasında. Ancak kaçta uyandığı farketmeksizin uyandığı anda ilk yaptığı şey havuza atlayarak yüzmek. Dünyanın en zengin insanlarından biri olarak bilinen Jeff Bezos da uyanmak için beden saatine kulak verenler arasında. Uyandıktan sonraysa her sabah eşiyle kahvaltı edip günlük programını oluşturuyor.

İlginizi çekebilir: Başarılı insanların sahip olduğu 7 sabah rutini

Sabah rutini için öneriler:

Gördüğünüz gibi başarılı insanların ritüelleri arasında dağlar kadar fark olsa da ortak özellikleri her sabah mutlaka bir ritüele bağlı kalarak bu ritüeli sürdürmeye çalışmaları. İşin özü aslında ne yaptığınızdan çok yaptığınız şeyi her gün sürdürüp sürdürmediğinizle ilgili. Eğer sabahları izlediğiniz bir rutin yoksa, en azından başlangıç aşamasında sıfırdan bir sabah rutini yaratmak için şu önerilerimiz işinize yarayabilir:

  • Evde birlikte yaşadığınız herkesten önce uyanın. Biriyle birlikte yaşamıyor olsanız bile bildirimlerle dikkatinizin sürekli bölüneceği çalışma saatlerinizden birkaç saat önce uyanmaya çalışın. Dikkatinizin dağılmayacağı bu sessiz sürede önemli e-maillerinize geri dönebilir ya da e-mail temizliği yapabilir, kendiniz için okuma saati yapabilir, günlük yazabilir, meditasyon yapabilir ya da günün geri kalanını dikkatlice planlayabilirsiniz.
  • Egzersiz, meditasyon ve sağlıklı beslenme üçlüsünden en az biriyle güne başlayın. Kulağa çok klişe gibi geliyor olabilir ama yatağınızda yattığınız yerden sağlıksız abur cuburlarla beslenerek günün geri kalanı için ihtiyaç duyacağınız enerjiyi bulamayacağınız açıkça ortada. Dolayısıyla enerjinizi harekete geçirecek bu üçlüden en az birini mutlaka sabah rutininiz haline getirmeye çalışın.
  • Günün akışını çıkarın ve planlama yapın. Yapılan araştırmalar, günün ilk saatlerinde somut ve net hedefler belirleyerek tüm güne bu plan üstünden devam eden kişilerin hedeflerine ulaşmak konusunda %50 daha başarılı olduğunu, ve yaşamlarının kontrolünü diğerlerine göre %32 daha çok ellerinde tuttuklarını hissettiklerini gösteriyor.
  • Ajandanızı oluşturduktan sonra gözden geçirin. Bu yolla gün içinde neyle karşı karşıya kalacağınıza, hatta ne kadar stres yaşayıp ne kadar dinlenmiş hissedeceğinize dair bir ön hazırlık yapma fırsatı bulacaksınız. Ayrıca programınızdaki sıkışıklıkları ve çakışmaları görmek ve son anda stres yaşamamak için de programınızı gözden geçirmek harika bir sabah rutini olabilir.
  • Severek yaptığınız herhangi bir şeyle ilgilenin. Kahvaltı etmek, köpeğinizi yürüyüşe çıkarmak ya da herhangi bir hobinizle ilgilenmek… Sabahları güne mutlu başlamanın ve modunuzu yükseltmenin en iyi yollarından biri de sevdiğiniz işlerle ilgilenmek olacaktır.  

İlginizi çekebilir: Tüm gününüzü aydınlatacak 10 sabah rutini

Çalışmaya 3 büyük ve önemli sorumluluğunuza odaklanarak başlayın

Eğer güne başlarken sürekli olarak küçük görevler üstünde çalışıyorsanız, gün içinde daha büyük hedefleriniz üzerine çalışabilecek fırsatı bulmakta zorlanabilirsiniz. Bir önceki günden ya da sabah rutininizde o gün için yapacağınız en büyük üç sorumluluğunuzu listeleyin. Bu sorumluluklar yapılacaklar listenizin en üst sırasında olsun. Programınızın tamamını bu üç önemli sorumluluğa göre planlayın ve bu işleri aksatabilecek dikkat dağıtıcıları mutlaka ortadan kaldırmaya çalışın.

Örneğin, sabah saat 9-11 arasını ilk büyük göreviniz için ayırdıysanız, bu saatler arasında telefonunuzu ve tüm bildirimlerinizi kapatın. Çalışma ortamınız tek başınıza çalışmanız için uygun değilse, ses kesici bir kulaklık kullanın. Önemli olan nokta, günün büyük sorumlulukları üstünde çalışırken kulaklarınızı her şeye tıkamak ve sadece yaptığınız işe odaklanmak.

Peki, bu üç büyük görevden hangisiyle başlayacağınıza nasıl karar vereceksiniz? Önceliklendirme konusunda oldukça sık kullanılan ve bir sonraki yazımızda detaylı olarak bahseceğimiz ‘kurbağayı ye’ tekniğiyle hangi işinizden başlamanız gerektiğine karar verebilirsiniz. Bu tekniğe göre başlamanız gereken iş mutlaka yapmak zorunda olduğunuz ancak en çok yapmak istemediğiniz sorumlulukla işe başlamak. Sizi zorladığı ya da hoşlanmadığınız için yapmak istemediğiniz ve ayaklarınızın geri geri gittiği görevinizi tamamladığınızda, günün geri kalanında kendinizi çok daha rahatlamış hissedeceksiniz. Üstünüzden ağır bir yükü atmanın verdiği momentumla ve başarmış olma hissiyle günün geri kalanını çok daha üretken geçirebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Sendromsuz pazartesiler için 9 öneri

Gün ortasında uzun bir mola alın

Çalışma programınızı en üretken olduğunuz saatlere göre planlarken kesinlikle atlamamanız gereken şeylerden biri de molalarınızı da etkili şekilde planlamak. Gününüzü daha üretken ve verimli şekilde geçirmek için sabah üretkenliğinizin yüksek olduğu zamanları önemli işleriniz üzerinde çalışarak geçirdikten sonra gün ortasında mutlaka çalışmaya ara verin.

Çalışmaya mola vermek bu süreyi hiçbir şey yapmadan geçirmeniz anlamına gelmiyor. Örneğin, Twitter ve Medium’un kurucusu Evan Williams gün arasında verdiği molaları egzersiz yaparak kullanıyor ve eskiden sabahları egzersiz yaptığını ancak daha sonra bu rutini öğle molasına taşıdığını, böylelikle günün geri kalanında çok daha enerjik hissettiğini belirtiyor. Bussiness Insider’ın kurucusu Alexa Pipia da egzersizi öğle molasına taşıyanlar arasında. Siz de öğle saatlerinde çalışmaya verdiğiniz molaları size mutluluk ve enerji veren rutinlerle değerlendirebilirsiniz. 

İlginizi çekebilir: Dinlenmek için kendinize izin veriyor musunuz?

Telefon görüşmelerinizi ve toplantılarınızı mümkün olabildiğince öğleden sonra yapmaya çalışın

Bedenimizin biyolojik döngüsü olan sirkadiyen ritim nedeniyle öğleden sonraki saatlerde beyin sisi olarak adlandırılan, zihnin daha yavaş çalıştığı ve odaklanmakta zorluk yaşadığı durumu deneyimleyebiliyoruz. Bununla savaşmak ve çalışmaya odaklanmak için kendinizi zorlamak yerine biraz atıştırmalık tüketerek ve kısa süreliğine uyuyarak zihinsel enerjinizi yenileyebilirsiniz. Öğleden sonraki saatlerde programınızı yeniden gözden geçirebilir, tamamladığınız işleri yazabilir ve ne kadar ilerleme kaydettiğinizi değerlendirebilirsiniz. Bunu yapmak günün geri kalanı için ihtiyaç duyduğunuz motivasyonu kazanmanıza yardımcı olacak.

Öğleden sonraki saatlerde enerjiniz görece daha düşük olacağından, sizi zorlayacak ya da yaratıcı olmanızı gerektiren işler yerine bu saatleri fazla zihinsel efor gerektirmeyen, elinizi oyalayacak, hafif yoğunluktaki işlerinize ayırabilirsiniz. Telefon görüşmeleri ve toplantılar, bu saatlerde en etkili ve yorulmadan yapabileceğiniz işler arasında.

52-17 kuralını izlemeye çalışın

Hiçbirimiz verimli olmak ve sürekli üretmek amaçlı çalışan robotlar değiliz. Hepimizin kapasitesini etkili şekilde kullanabilmek, rahatlamak ve yenilenmek için gün içinde sık sık mola almaya ihtiyacı odluğu tartışmasız bir gerçek. Gün içinde ne kadar mola vermemiz gerektiği konusuyla ilgili yüzlerce farklı görüş olsa da, güncel bir araştırma en üretken insanlar listesinde %10’luk üst dilimde yer alan kişilerin ideal olarak 52 dakika çalışma ve 17 dakikalık dinlenme molalarını içeren bir rutini takip ettiğini gösteriyor. İş yaparken tükenmiş hissetmemek, yorulmamak ve bunalmamak için 52 dakika boyunca tam performans çalışmasanız bile 17 dakikalık dinlenme molaları vermeyi kesinlikle ihmal etmemelisiniz.

Her güne bir tema belirleyin

Twitter ve Square’in CEO’su Jack Dorsey, her iki şirkete de günde mutlaka 8’er saat ayırdığını söylüyor. Günde 16 saat çalışmayla nasıl üretken kalabildiği sorusuna cevabıysa her gün için ayrı bir tema yaratmak.

Pazartesi günlerini yönetim toplantıları günü, Salı günlerini ürün geliştirme çalışmaları, Çarşamba günlerini pazarlama ve iletişim, Perşembe günlerini yazılım ve ortaklıklar, Cuma günlerini ise işe alım ve kurum kültürü olarak 5 ayrı temaya ayıran Dorsey, bu şekilde üretkenliğini koruduğunu ve her gün farklı bir iş yapmanın motivasyonunu ve enerjisini canlı tuttuğunu söylüyor. Benzer şekilde hafta sonlarını da temalandıran Dorsey, Cumartesilerini doğa yürüyüşü, Pazar günleriniyse gelecek haftanın planlaması için kullanıyor.

Dorsey, günleri temalandırmanın kendisini daha odaklı kıldığını ve bu yolla tüm dikkat dağıtıcılardan kendini uzaklaştırabildiğini söylüyor.

Karar verme sürenizi minimuma indirmeye çalışın

Mark Zuckerberg, Barack Obama ve Steve Jobs gibi insanların her gün aynı kıyafetleri giydiği hiç dikkatinizi çekmiş miydi? Bu insanların sürekli aynı kıyafeti giymeleri tabii ki giyim zevklerinin kötü olmasından ya da tembel olmalarından kaynaklanmıyor. Bunu yapmalarının tek amacı, zihinsel enerjilerini koruma istekleri.

Günün özellikle ilerleyen saatlerinde akıllıca ve etkili karar verebilmek için gerekli olan zihinsel enerji en alt seviyelerde oluyor. Zihinsel enerjinizi mümkün olabildiğince canlı tutabilmenin yoluysa kıyafet seçimi ya da yemek seçimi gibi basit konularda karar vermeye mümkün olabildiğince az zaman ayırıp, karar verme yorgunluğunun önüne geçmek.

Üretken insanlar, mümkün olduğunca çok önemli olmayan kararları otomatikleştirip düzene sokarak karar yorgunluğunun önüne geçmeye çalışıyorlar. Bunu, ertesi gün giyeceklerinizi yatmadan önce hazırlamak, tüm öğünlerinizde yiyeceklerinizi Pazar gününden belirlemek ve toplantılarınızı aklınızda tutmak yerine takviminize eklemek gibi basit uygulamalarla sağlayabilirsiniz.

Yapılacaklar listesindeki işlerinizi gruplandırın

Bu yazıyı okurken bir toplantının ortasında ya da bir işle ilgileniyor olmanız çok olası. Ancak multitasking olarak adlandırılan ve bir zamanlar oldukça popüler olan aynı anda birden fazla işi yapabilme becerisinin gerçek olmadığı bilimsel araştırmalarla çoktan kanıtlandı. Araştırmalar, aynı anda iki farklı şeyin odaklanmamızın mümkün olmadığını, sadece dikkatimizi işler arasında hızlıca gezdirebildiğimiz için aynı anda birden çok iş yapabiliyormuşuz yanılgısına düştüğümüzü gösteriyor.

İlginizi çekebilir: Bir mit olarak ‘Multitasking’

Michigan Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmanın sonuçları, aynı anda birden fazla ilgilendiğimizde, yani dikkatimizi sürekli işler arasında gezdirdiğimizde üretkenliğimizin %40 azaldığını gösteriyor. Aynı anda birden fazla işe odaklanmanız gerekiyorsa, multitasking yerine işlerinizi ve görevlerinizi gruplandırma seçeneğini değerlendirebilirsiniz. Uygulaması ise tahmin edebileceğiniz gibi oldukça basit: Yapılacaklar listenizi oluşturduktan sonra benzer işleri bir araya toplayarak belirli bir zaman diliminde sadece o işlere odaklanarak çalışın. Örneğin, tüm telefon görüşmelerinizi bir saatlik bir zamanda ardı ardına gerçekleştirmek ya da öğleden sonra bir saatinizi sadece mail temizliğine ayırmak ve geri dönmediğiniz maillere cevap vermek gibi benzer işlerle doldurabilirsiniz.

Akşam saatlerini sadece dinlenmeye ayırın

Kova: Kitap okumak ya da komedi programı izlemek

Bedeniniz gün ışığının kaybolduğu akşam saatlerinde dinlenmek ve yenilenmek için ihtiyaç duyduğu hormonları salgılamaya başlar. Bu nedenle ne kadar meşgul olursanız olun, akşam saatlerini mutlaka dinlenmeye ayırın. Ertesi günü daha üretken geçirmek için akşam saatlerinde dinlenmeniz ve bedeninizin yenilenmesine izin vermeniz gerekiyor. Çalışmadığınız bu saatleri meditasyon, hobilerinizle ilgilenmek, bir şeyler izlemek gibi stresinizi azaltmanıza yardımcı olacak aktivitelerle doldurabilirsiniz.

Amerikan Psikologlar Derneği’ne göre stresinizin azalmasını sağlayan en etkili stratejilerin başında egzersiz yapmak, kitap okumak ya da müzik dinlemek, arkadaşlarla ve aileyle vakit geçirmek, masaj, açık havada yürüyüş, meditasyon, yoga ve yaratıcı gücünüzü açığa çıkarmanıza yardımcı olabilecek hobiler yer alıyor. Listenin yapılmaması gerekenleri arasındaysa alışveriş yapmak, sigara ve alkol tüketmek, yemek yemek, bilgisayar oyunları oynamak, İnternette gezinmek ve iki saatten daha uzun süre yapay ekran karşısında olmanızı gerektiren her türlü aktivite var. 

Üretken geçen böyle bir günün en son aktivitesiyse en önemlisi: Uyku. Her gün aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmak, melatonin hormonunun salgılandığı 10:30 – 11:00 arasında mutlaka uykuya geçmiş olmak, önerilen 7-9 saatlik uyku süresini mutlaka tamamlamak gerekiyor. Kaliteli ve sağlıklı bir gece uykusu için dikkat etmeniz gereken tüm detayları Uyumak mı, hastalanmak mı: Kaliteli bir uyku için 14 öneriyazımızda bulabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale