X

Günlük hayatta uygulayabileceğiniz biohacking pratikleri

Son dönemlerin en popüler ve insan yaşamı üzerinde kritik öneme sahip konularından biri olan biohacking, ‘DIY (kendin yap) biyolojisi’ni tanımlıyor. Yani, yaşam tarzımızda, beslenmemizde, egzersizlerimizde değişiklikler yaparak kendi biyolojimizi değiştirebilir, iyileştirebilir, sağlığımızı, esenliğimizi destekleyebiliriz. “Biohacking’ kavramını detaylıca “Biohacking nedir: Vücudunuzun tüm kontrolünü elinize alabilmeniz mümkün mü?” yazımızda ele almıştık, bu yazımızda ise biohackingi günlük hayatımıza nasıl entegre edebileceğimizi öğreneceğiz.

Yağ yakımından ideal kiloya ulaşmaya, beyin fonksiyonlarını optimum düzeyde kullanmaktan bütüncül sağlığı iyileştirmeye, bedenimizin işleyişini ve sistemlerimizin fonksiyonlarını çok iyi tanıyarak bedenin biyolojik ritmiyle uyumlanmayı odağına alan ‘biohacking’in günlük yaşamda nasıl uygulamalarının olduğuna gelin yakından bakalım. İşte günlük rutinlerinize ekleyebileceğiniz beslenmeden egzersizlere sizi güçlü bir ‘biohacker’ yapacak biohacking pratikleri:

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kriyoterapi (soğuk terapi)

Kriyoterapi veya soğuk terapi, vücudu soğuğa maruz bırakma olarak bilinen bir biohacking yöntemidir. Usain Bolt’tan Floyd Mayweather’a kadar birçok sporcu soğuğu, daha iyi olmak için kullanır. Soğuk duş ve doğru nefesi birleştiren tekniği ile ismini milyonlara duyurmuş Wim Hof da kriyoterapinin savunucularındandır. Bağışıklığı güçlendiren, stresi azaltan, mutluluk hormonu olarak bilinen endorfini artıran soğuk terapisinden faydalanmak için 3 dakika kendinizi soğuğa maruz bırakmanız yeterlidir. Bu yöntemi uygulamak için:

  • Soğuk suda yüzebilir
  • Soğuk duş alabilir
  • Duş aldıktan sonra vücudunuza dayanabildiğiniz kadar soğuk su tutabilir,
  • Soğuk havalarda birkaç dakika yürüyebilirsiniz.

İzometrik egzersizler

Bedeninizi ‘hack’leyerek gücünüzü, kuvvetinizi artırmak, kaslarınızı güçlendirmek, daha dayanıklı olmak ister misiniz? Başka bir biohacking yöntemi olan izometrik egzersizler ile tüm bunları yapabilirsiniz. Gözlemlenebilir bir eklem hareketi olmadan yalnızca kas kasılmalarının olduğu statik bir egzersiz türü olan izometrik egzersizler ile vücut direncinizi artırabilirsiniz. İzometrik egzersizlere birkaç örnek vermek gerekirse:

  • Plank
  • Yan plank
  • Köprü pozu
  • Squat
  • Duvara karşı baskı egzersizlerinden faydalanabilirsiniz.

Kırmızı ışık terapisi

Vücudumuz ve beynimiz en iyi şekilde çalışmak için ışığa ihtiyaç duyar. Güneş ışınları bize sadece D vitamini vermekle kalmaz, aynı zamanda bir dizi fizyolojik ve duygusal faydalar da sağlar. Öte yandan, özellikle 600 ve 900 nanometre (nm) arasındaki kırmızı veya kızılötesi ışık dalga boylarına maruz kalmak da etkili bir biohacking pratiğidir ve metabolizmayı hızlandırır. Ayrıca, kırmızı ışığın ağrıları ve iltihaplanmaları azalttığı da bulunmuştur.

  • Spor salonlarındaki, kaplıcalardaki, dermatoloji kliniklerindeki kırmızı ışık uygulamalarını deneyimleyebilir,
  • Ev tipi kızılötesi infrared lambalardan faydalanabilirsiniz.

Detoks uygulamaları ve kompresyon tedavisi

Vücudumuzdaki tüm sistemlerin etkili çalışması ve güçlenmesi için öncelikle işlevlerine zarar veren, süreçleri yavaşlatan her türlü zararlı bileşenlerden arınmış olması gerekir. Bunun yolu da lenfatik sistemden geçer. Lenfatik sistemi, bir nevi vücudumuzun kanalizasyon sitemidir. Çeşitli detoks yöntemleri veya kompresyon tedavisi gibi uygulamalar vücutta birikmiş toksinleri dışarıya atmaya ve kan akışını hızlandırarak tüm sistemlerin verimli çalışmasına yardımcı olur. Bir tür dış basınç uygulaması olan kompresyon tedavisi, damarlardaki tıkanıklıkları açmak, varisleri azaltmak gibi lenfatik sistemleri iyileştirmeyi amaçlar:

  • Lenf masajı
  • Basınç uygulaması,
  • Varis çorabı kullanımı,
  • Bol su tüketimi
  • Abhyanga gibi çeşitli masajlar,
  • Detoks içeceklerinden faydalanmak vücudun arınmasına, toksinleri atmasına yardımcı olur.

Aralıklı oruç

Son yıllarda oldukça yaygın bir beslenme anlayışı haline gelen aralıklı oruç veya intermittent fasting, birçok beslenme uzmanının sağlıklı yaşam için önerdiği pratiklerden biri olmasının yanı sıra aynı zamanda etkili bir biohacking aracı. Sebebi ise aralıklı orucun vücudun besin alımını optimize etmesine yardımcı olması. Temelde belli saat aralıklarında aç kalarak, yalnızca yeme penceresi olarak adlandırılan zaman diliminde besin alımına odaklanan bu beslenme tarzı, açlık durumun vücudun dinlenmesine izin vererek yağ yakımını destekliyor, kolesterolü düşürüyor, kan şekerini dengeliyor, insülin direncini azaltıyor. Üstelik, yaşlanmayı geciktiriyor, enflamasyonu önleyerek kronik hastalıkların oluşma riskini düşürüyor. Kısaca, vücudun bütüncül iyileşmesine destek oluyor. En sık uygulanan aralıklı oruç yöntemleri:

  • 16/8: 16 saat açlık, 8 saatlik yeme penceresi.
  • 5:2 modeli: Haftanın 5 günü normal, 2 günü kısıtlı kalori alımı (yaklaşık 500-800 kcal/gün).
  • 6:1 modeli: Haftada 1 gün kısıtlı kalori alımı.

Doğru beslenme ve takviyeler

Çoğumuz, günlük hayatın koşturmacasında ihtiyacımız olan tüm vitamin veya mineralleri almayı atlıyoruz; bu nedenle sağlığımızı tehdit edebilecek çeşitli sorunlarla karşılaşabiliyoruz, en başta da tüm metabolik fonksiyonlarımıza zarar veren oksidatif stresle. Hem birçok hastalığa zemin hazırlayan oksidatif stresle savaşmak hem de vücudumuzdaki tüm sistemlerin en verimli şekilde işlemesini sağlamak için antioksidan özellikli yiyecek ve takviyeleri beslenmemize ekleyerek vücudumuzu biyolojik olarak ‘hack’leyebiliriz.

  • Faydalı yağ kaynakları olan çiğ kuruyemişler,
  • Tarçın, karanfil, kakao gibi baharatlar,
  • Koyu yeşil yapraklı sebzeler,
  • Kırmızı meyveler sağlıklı bir beden ve zihin için beslenmede mutlaka yer almalı.
  • Öte yandan, eksikliği durumunda B12, D vitamini, C vitamini, folik asit, magnezyum gibi takviyeler de beslenmeye dahil edilmeli.

*Doktor kontrolünde yapılacak kapsamlı kan testleri bu konuda yardımcı olabilir.

Doğru yemek hazırlığı

Amerika’nın en iyi Kişisel Antrenörü ve Greatist tarafından Sağlık Alanında En Etkili 100 Kişiden biri olarak seçilen sağlık danışmanı Ben Greenfield, biohacking pratiklerine beslenme ve besin takviyeleri odaklı yaklaşarak birbirinden etkili öneriler sunuyor. Bunlardan bir tanesi de web sitesinde yer alan; doğru marinasyon. Greenfield, yiyecekleri marine ederek içerdikleri zararları bileşenlerin azaltılabileceğine ve böylelikle daha sağlıklı beslenmeye yardımcı olacağına dikkat çekiyor ve şunları öneriyor:

  • Besinlerin içeriğindeki zararlı bileşiklerden biri olan heterosiklik aminlerin miktarını %90’a kadar azaltmak için etleri 4 saat veya daha fazla sarımsak, zencefil, kekik, biberiye, kırmızı biber gibi güçlü baharatlar ile marine edebilirsiniz.
  • Ayrıca, kiraz, yaban mersini, frenk üzümü, erik ve kiviyi marinasyonda kullanmak ve marine ederken E vitamini eklemek de heterosiklik aminlerin azaltılmasına yardımcı olur.
  • C vitamini ve zerdeçalı marinasyona eklemek de besinlerin içeriğinde yer alan bir başka zararlı bileşen olan glikotoksin miktarını azaltır.
  • Sızma zeytinyağı, limon suyu, sirke gibi sıvılara marinasyonda yer vermek de besinlerdeki zararlı bileşenlerin etkisini azaltmaya yardımcı olur.

Öte yandan, yalnızca etlerin marinasyon aşamasında değil mutfakta farklı yemekleri hazırlarken de beslenme odaklı biohacking uygulamalarından faydalanabilirsiniz. Greenfield’e göre:

  • Kızartma yaparken glikoz ekleyerek kanserojen maddelerin miktarını azaltılabilirsiniz.
  • Patateslerin içerisindeki akrilamid miktarını düşürmek için kızartmadan önce haşlayabilirsiniz.
  • Hamur işlerini pişirmeden önce hamur harcına glisin ve glutamin gibi amino asitleri ekleyerek akrilamid miktarını %90’a kadar azaltabilirsiniz.

Dengeli kan şekeri

Tüm sistemlerin etkili bir şekilde çalışması için kan şekerinin dengede olması gerektiğine dikkat çeken Greenfield, kan şekerini dengelemek için çeşitli takviyelerden oluşan bir kür öneriyor ve özellikle yüksek karbonhidratlı bir yemekten yaklaşık 30 dakika önce tüketilmesi için:

  • 100-300 mg alfa lipoik asit
  • 50-100 mg krom
  • 500-1000 mg berberin
  • 2000400 mg EGCG (yeşil çay ekstresi)
  • 50 mg resveratrol
  • 100 mg magnezyum malat içeren bir kokteyl öneriyor.

Yumurta tüketimi

Çoğunlukla kahvaltıların vazgeçilmezi olan yumurtayı en doğru şekilde muhafaza ettiğinizden ve tükettiğinizden emin misiniz? Ben Greenfield’in biohacking uygulamalarından bir diğeri de yumurtayı doğru tüketmek. Yumurtayı mümkün olduğunca lezzet ve besin değerlerini koruyacak şekilde hazırlayabilirsiniz.

  • Yumurtanın sarısını çiğ veya az pişmiş,
  • Beyazını ise tam pişirerek hazırladığınızda faydalarından en yüksek seviyede yararlanabilirsiniz.
  • Doğru muhafaza etmek içinse oda sıcaklığında tutup, en fazla 7-10 gün içinde tüketebilirsiniz.

Uçuşlarda maruz kalınan radyasyonu azaltma

Her ne kadar beslenme odaklı biohacking pratiklerine ağırlık verse de Ben Greenfield’in önerdiği bir başka biohacking pratiği de sistemlerimize zarar veren radyasyonu en aza indirmekle ilgili. Özellikle uçaklarda maruz kalınan radyasyonu azaltmak için aşağıdaki maddelerin uygulanabileceğine dikkat çekiyor. Yapılan birtakım araştırmalara göre:

  • Uçmadan önce antioksidan (glutatyon, astaksantin, selenyum, E Vitamini, koenzim Q10, NAC, Vitamin C ve Alfa Lipoik Asit gibi) almak radyasyonun neden olduğu oksidatif stresi azaltır.
  • Uçmadan önce yüksek dozda Omega-3 yağ asitleri almak UVB radyasyonunun neden olduğu iltihaplanmayı önler ve beyindeki oksidatif stresi azaltır.
  • Uçmadan oldukça yüksek dozlarda klorella (500 mg/kg) ve/veya spirulina (60 mg/kg) almak gama radyasyonundan koruma sağlar.
  • Uçuştan önce de dahil olmak üzere düzenli potasyum iyodür tüketimi, tiroidi radyoaktif iyodürden korur.
  • Aktif kömür ve zeolit kullanımı radyoaktif toksinlerin bağırsaktan çıkışını hızlandırır.
  • Güneş görünmediğinde radyasyona maruz kalma önemli ölçüde daha düşük olduğundan uçmak için en iyi zaman gecedir; bu nedenle sabah 8 ile akşam 5 arasında uçmaktan kaçınmak gerekir.

Binaural ritimler

Müziğin beyin üzerinde inanılmaz bir etkisi olduğu aşikar. Beyin dalgalarını değiştirmenin, güçlendirmenin ve iyileştirmenin en etkili yollarından biri sesleri kullanmak. Farklı frekanslardan oluşan iki ses tonunu sağ ve sol kulağa ayrı ayrı yönlendirerek beyni uyarma yöntemi olan binaural ritimler, etkili bir biohacking pratiği. Beyin dalgalarınızla senkronize olmak, meditatif ve daha rahat bir duruma geçiş yapmak için bu ritimleri dinleyebilirsiniz. Ayrıca, binaural ritimlerin ağrıyı, kaygıyı ve stresi azalttığı da biliniyor. Çeşitli müzik platformlarında, sosyal medya hesaplarında binaural ritimlerin derlendiği içerikleri bulabilir, fırsat buldukça dinleyebilirsiniz.

Şükretmek

Birçok alanda karşımıza çıkan ve etkili bir iyi yaşam pratiği olan şükretmenin aynı zamanda biohacking yöntemi olduğunu öğrendiğinizde şaşırabilirsiniz, ancak doğru. Zihninizi ‘hack’lemek ve bütüncül sağlığınızı desteklemek, yaşamınızı iyileştirmek için şükür pratiklerinden faydalanabilirsiniz. Şükretmeyi alışkanlık haline getirerek yalnızca daha iyi hissetmekle kalmaz, yaşam doyumunuzu artırabilir, zihin sağlığınızı destekleyebilirsiniz.

  • Şükran meditasyonu yapmak
  • Şükran günlüğü tutmak
  • Her güne en az bir şey için şükrederek başlamak
  • Her gece şükran defterinize şükrettiğiniz üç şeyi yazmak şükretmeyi günlük hayatınıza uyarlamanıza yardımcı olabilir

Meditasyon

Tıpkı şükretme pratikleri gibi bir başka zihin biohacking yöntemi de meditasyon. Zihin sağlığını desteklemenin yanı sıra stresi azaltan, bağışıklığı güçlendiren, beyin sağlığını iyileştiren meditasyon, aynı zamanda daha huzurlu ve sakin hissetmeye de yardımcı oluyor. Ayrıca hafızayı güçlendirerek, odaklanmayı artırarak beynin genç kalmasını da sağlıyor. Her gün en az 5 dakika size iyi hissettiren, yapmaktan keyif aldığınız bir meditasyon tekniğini uygulayabilirsiniz:

  • Nefes egzersizleri
  • Mindfulness pratikleri
  • Çakra meditasyonu
  • Yoga meditasyonu gibi farklı tekniklerden faydalanabilirsiniz.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kaynak: bengreenfieldlife, medicalnewstoday

İlginizi çekebilir: Gerçekçi bir öz bakım rutini için karşılanmamış ihtiyaçlarınızın farkına varın

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale