X

Güneşli bir gün intihara neden olabilir mi?

Uzun zamandır psikiyatrların iddia ettiklerine göre etkili antidepresan ilaçları zayıf insanların manik (depresif bozukluk) olmalarını sağlıyor. Reçeteli satılan antidepresanlar için bu durum zaten geçerlidir (İlaçların yan etkileri arasında bu durum en bilinenidir). Ayrıca SAM-E gibi etkili yan ürünlerde de manik bozukluk geçerli olabilmektedir. Manik bozukluk etkisi özellikle eski antidepresan ilaçlarında çok yaygın olup bu tarz ilaçlar gençlere kırmızı reçeteyle satılmaktadır. Bu durum doğanın kendi antidepresanı olan güneş ışığında da geçerlidir.

Mani, bipolar bozukluk rahatsızlık semptomu olup kişi aşırı derecede sevinçli veya dürtüsel olarak tedirgin olabilir. Bu kişiler genellikle umursamaz, uyku uyumayan ve dramatik bir şekilde antidepresan kullanma eğilimindedir. Yine de, bipolar bozukluğa sahip olmayan çocuklarda bile antidepresanlar, hem reçeteli hem de doğal olanlar, güçlü bir şekilde kişiyi tedirgin, asabi ve kaygılı yapmaktadır. Psikiyatrlar, danışanlara antidepresan tedavisi uyguladıktan sonra ilk birkaç gün onları çok dikkatli olarak izleme konusunda eğitimlidirler.

Bu noktada esas endişe; ağır depresyon geçiren ve intihar eğiliminde olan bir kişinin, aldığı antidepresan ilaçlarının da etkisiyle asabi ruh haline büründükten sonra, eğer intihara yönelik düşünceleri kaybolmazsa tedavinin erken dönemlerinde intihar etme riskinin artacak olmasıdır.

Peki eğer ilaç tedavisinde intihar riski psikiyatrlar arasında kaygı verici bir seviyede olarak tanımlanıyorsa, güneş ışığının intihar üzerindeki etkisi hakkında ne söyleyebiliriz? Pırıl pırıl güneşli bir gün, bir insanın hayatına son vermesine neden olabilir mi? Jama Psychiatry’de yayınlanan güncel bir araştırma bu soruya açıklık getirmeye çalışıyor.

Güneş ışığının insanların ruh hali üzerinde etkisi var mı?

İlk olarak, her ne kadar bazı kimseler bunu kabul etmese de, güneş ışığının kişilerin ruh hali üzerinde beyinde hipotalamus ve gözde de göz siniri vasıtasıyla doğrudan etkisi bulunuyor.

Güneşli günlerin ortaya çıktığı ilk günlerde ışığın bu ani değişiminin, gerginlik ve asabilik üzerinde etkisi var gibi görünüyor.

Örneğin; güneş ışığı yerine parlak beyaz ışığın kullanıldığı ışık terapisi güçlü bir antidepresan içermektedir (Aynı zamanda maniye de sebep olmaktadır.) Hepimiz muhtemelen bu bilgiler ışığında güneşli bir günün intihar riskini düşüreceği bilgisine ulaşacağımızı düşünsek de, maalesef durum o kadar kolay değil!

Işığın ani değişimi ruhsal problemleri tetikliyor

Her ne kadar birçok kişi ruhsal problemlerin kışın ortaya çıktığını düşünse de, birçok psikiyatr ve terapistler en çok vakayla ilkbaharda ve sonra da sonbaharda karşılaştıklarını ifade ediyorlar. Işığın bu ani değişiminin, özellikle de bu değişimlerin keskin yaşandığı bölgelerde, gerginlik ve asabilik üzerinde etkisi var gibi görünüyor.

İlgili yazı: Mevsim geçişleri günlük davranışlarımızı belirliyor

JAMA Psychiatry’deki araştırmaya göre, araştırmacılar Avusturya’da 1970-2010 arası 40 yıllık periyotta güneşli günlerde gerçekleşen intiharları araştırıyorlar. (İntiharların %71.8’i erkek). Bulgularına göre intiharlar güneşli parlak bir günde artış gösterirken, 10 gün sonra uzun güneşli gün periyodu intihara karşı önleyici bir güç sağlıyor. İstatistiki olarak mevsimsel varsyansı ortadan kaldırarak güneş ışığının kesin ve mevcut etkisini ölçmeye çalışıyorlar.

Biyolojik olarak, beyin ve omurilik sıvısı içerisindeki düşük serotonin seviyesi intihar, sinirlilik ve şiddet ile ilişkilendiriliyor. Güneş ışığının, serotoninin taşınmasıyla direk bağlantısı olup sinaps (sinir kavşağı) içerisindeki serotonin yoğunluğuna direk etki ediyor. Güneşli günlerin kendini göstermeye başladığı ilk günlerde genellikle gergin ve asabi ruh hali ve davranışlara sahip kişilerin beyinlerinde yönetilmesi çok zor bir durum oluşuyor.

Bu noktada işe yarar bir bilgiye sahip miyiz?

Güneş ışığının antidepresan özelliğinin yanında yarattığı risklerin de farkında olmalıyız

İntihara meyilli kişileri karanlığa hapsetmemeliyiz. Güneş ışığının antidepresan özelliğinin yanında yarattığı risklerin de farkında olmalıyız. Her ne kadar birçok kişi intihar eğilimde olmasa da, elimizdeki bulgular güneşin etkisini göstermeye başladığı ilk günlerde neden insanların mutlu değil de tedirgin olduklarını açıklıyor. Elbette ağır depresyon geçiren kişilerin, intihar eğilimindeki bireylerin kapsamlı tedavi ve yakın gözlem altında tutulması bir zorunluluktur. Birçok faktör intihar riskini artırabilir olsa da esasen doğru yer doğru zamanda doğru müdahaleyle intiharı önlemek mümkün. Tüm antidepresanlar (ışık terapisi ve güneş ışığı dahil) kısa süreli asabiyet oluşturmasının yanında esas amaç kişinin tedaviye cevabına göre uzun süreli stabilizasyon ve gelişim kaydetmektir.

Kaynak:

psychologytoday.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale