X

Gün doğarken gelen aydınlanma: Dönüşüme zaman tanımak gerek

“Hepimiz zaman zaman samadhiye (yani bir olma haline) dokunuyoruz, yoksa bu hayat nasıl çekilirdi?” diyor ünlü gurulardan biri. Belki bir gün batımı izlerken veya bir bebeğin gülüşünü yakalarken sadece “olmak” hissiyle karşılaşabiliyoruz. Bunun tadını sen de biliyorsun değil mi? O yüzden bu halin bizim doğal hallerimizden biri olduğunu söylemek mümkün. Sadece bu halin üzeri günlük hayatın getirdikleriyle zaman zaman örtülüyor, biz de bu halin kendiliğindenliğini unutabiliyoruz. Sonra da tekrar o sükunet, huzur ve bir olma hissine kavuşmak için yollar arayıp duruyoruz.

Benim anladığım, kendimize ait bir ritmle hayatı yaşamak, her sabah bir amacı hatırlayarak uyanmak, kendimize hem şefkat hem disiplinle yaklaşmak ve her konuda elimizden gelenin en iyisini yapıp sonuçları olacağına bırakmak bizi özlemini çektiğimiz duygulara yakınlaştırıyor. Herkesin kendine göre bir reçetesi var. Tüm yaklaşımlardan ilham alacağımız şeyler var, ama yine de vazgeçilmez olan kendimizinkini yaratmak; bu sayede hem ne kadar benzer hem de ne kadar farklı olduğumuzu görmek ve bu gerçeği kucaklamak.

Tüm bunları fark etmek, kendini duymak ve istediğin hale doğru bir adım atmak için öncelikle sessizliğe ihtiyacımız oluyor; hem dışta bir sessizlik hem de içte. O yüzden spiritüel geleneklerin hepsinde sabah saatleri çok kutsal. Henüz günün getirdikleriyle ve başka insanların etkileriyle sarılmamış, zihnimizdeki duygu ve düşünceler dalgalanmaya başlamamışken kendimize ve hayatımıza içten bir şekilde yaklaşmak kolaylaşıyor, kendiliğinden oluveriyor.

O yüzden gün doğumlarını izlemek, gün doğarken uyanmış hissetmek bize başka bir tat verebiliyor. Potansiyeli ve yaşamın canlılığını görmek için bize fırsat sunuyor. Bütün bunlara yürekten inanmama hatta bilmeme rağmen maalesef istediğim kadar erken uyanamıyorum ben de. Çocukluğumuzdan beri erken uyanmanın zor, sıkıcı ve zorunlu olduğunu bilmek sanki bir direnç yaratıyor hepimizde. Kendimize zaman ayırmak istediğimizde akşam hatta gece saatlerini tercih edip sabah saatlerini hiç düşünmemek ne kadar garip aslında değil mi? Veya gün batımı izlemenin bu kadar yaygın ve popüler olduğu bir dünyada gün doğumu saatlerini neden kaçırıyoruz?

Yoga yolunda sevdiğim yaklaşımlardan biri yavaş yavaş dönüşmeye izin vermek. Bir anda değil alıştıra alıştıra, hatta faydasını göre göre ilerlemek, yani bir nevi deneyimlemek ve kendini dinlemek. İşte ben de bu niyetle günün ilk saatlerini yakalayıp bendeki yansımalarını fark etmeye çalışıyorum. Çünkü bir bilgi deneyimlendiğinde asıl değerini kazanıyor, aksi takdirde raflarda duran ve okunmayı bekleyen kitaplardan bir farkı olmuyor.

Bu sıralar huzura ve bütünlük hissimin üzerini kapatanlardan sıyrılmak için rutinime erken uyanmayı ekliyorum. Peki sen demin o tadını hatırladığın, kendiliğinden gelen huzur ve mutluluk halini gölgeleyen şeylerden nasıl sıyrılmayı tercih edersin?

Eğer birlikte farkındalıkla bu yolda ilerlemek ve bireysel seanslarım hakkında bilgi almak istersen bana seza.aslanbas hesabımdan ulaşabilir veya sezaaslanbas@gmail.com’a mail atabilirsin.

İlginizi çekebilir: En eski sorulara cevap arıyorsanız: “Kozmos’un Aklı: Niçin Buradayız”

Seza Aslanbaş: ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey güzel görünürken sıkışmış hissettiğim ve hayatıma anlam aradığım zamanlarda meditasyonla tanıştım. Bireysel dönüşümüme katkısını gördükten sonra bu bilgileri daha çok öğrenmek, aktarmak ve paylaşmak için Türkiye ve Hindistan’da farklı hocalarla çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum. 2016'dan beri zihnen bildiklerimizi kalpten hatırlamak niyetiyle meditasyon temelli bireysel seanslar, atölyeler ve grup çalışmaları yapıyorum. Aldığım farklı eğitimlerle kendi yolculuğumda bana iyi gelenleri birleştirerek bazen paylaşımlarla bazen hareketle bazen de sessizlikle farkındalığımızı destekleyecek alanlar sunuyorum. Online ve yüzyüze yaptığım çalışmalar hakkında bilgi almak ya da sadece tanışalım istersen bana seza.aslanbas instagram hesabımdan veya sezaaslanbas@gmail.com'dan bir merhaba diyebilirsin. Çokça sevgiler.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale