X

Her gün çalışmaya başlamadan önce yapmanız gereken 10 şey

İşe Başlamadan Önce Yapılması Gereken Şeyler

Günün ilk saatleri çalışanlar tarafından önemli olmayan aktivitelerle geçirilse de, geri kalan saatlerdeki üretkenliği ve performansı doğrudan etkiler. Bu nedenle işyerindeki ilk saatleri uygun bir şekilde değerlendirmek ve bir rutin oturtmak her seviyedeki çalışan için çok önemlidir.

Uplifers olarak Forbes’in günün ilk saatlerini etkili bir şekilde değerlendirebilmeniz için paylaşmış olduğu önerileri sizler için derledik.

İşte her gün çalışmaya başlamadan önce yapmanız gereken 10 şey;

1. İşe zamanında gidin

İşe zamanında gidilmesi gerektiğini herkes bilir fakat çok az kişi uygular. Geç kalarak yalnızca iş yerinde çalışanlar üzerinde kötü bir izlenim bırakmakla kalmaz, gününüzün geri kalanını da verimsiz geçirirsiniz. İşe zamanında gelmek size tüm günü planlamanıza ve kendinizi iş gününe hazırlamanıza yardımcı olur.

2. Derin bir nefes alın ve rahatlayın

İşe ilk geldiğinizde yerinize oturun ve sadece içinde bulunduğunuz ana odaklanarak nefes egzersizleri yapmayı deneyin. Birçok insan işe gergin ve yorgun olarak gelir çünkü iş yaşamı dışında da günlük hayatın sorumluluklarıyla başa çıkılmak zorundadır. Tüm bu yorgunluğun üstüne daha stresli ve yoğun bir çalışma sürecine girecek olan bireylerde bazı psikolojik rahatsızlıklar ve bunalımlar söz konusu olabilir. Bu nedenle bir kaç dakikalığına da olsa gündelik hayattan uzaklaşmak ve sadece kendinizle baş başa kalabileceğiniz anlar yaratmak, günün geri kalanını motive ve aktif geçirebilmeniz için önem taşımaktadır.

3. Güçlü bir kahvaltı edin

Her zaman söylediğimiz gibi, kahvaltı günün en önemli öğünlerinden biridir. Zengin bir kahvaltı gün içindeki enerjimizin seviyesini ve çalışma performansımızı doğrudan etkiler. Sadece fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da sağlıklı ve zinde olmamızın en önemli belirleyicilerinden biri kahvaltıdır.

4. Her güne yenilenmiş olarak başlayın

Dünden kalan projeler üzerinde çalışmak ya da eski işlerinizle ilgili raporlarla uğraşmak durumunda olabilirsiniz. Hangi durumda olursanız olun her güne bomboş ve temiz bir sayfa açıyormuşsunuz gibi başlayın. Çok önemli olmayan ve dünden kalan işlerinizi o günde bırakarak, gün içinde yapacağınız diğer işlere daha kolay odaklanabilir ve daha başarılı işler ortaya çıkarabilirsiniz.

5. Duygularınızı kontrol edin

Modunuzu kontrol etmeye ve o anki ruh halinizin çevrenizdekiler üzerindeki etkilerine odaklanın. İşyerinde isteyeceğiniz en son şey, içinde bulunduğunuz ruh halinin çevrenizdekileri etkilemesi olacaktır. Sabahlara keyifsiz başlıyorsanız, bunun farkına vararak enerjinizi yükseltmeye ve ofisteyken daha pozitif olmaya odaklanın. Sizi canlandıracak bir şeyler için ya da mutlu edecek bir video izleyin.

6. Gününüzü planlayın

Mesainizin ilk 1 saati, günü planlamak ve yapacaklarınızı öncelik sırasına koymak için en uygun zamanlardır. Birçok insan sabah saatlerinde dikkatini toplamakta zorluk çeker ve bu zamanı önemsiz gibi gördükleri aktivitelerle değerlendirmeye çalışırlar. Çalışanların sabah saatlerinde ilk yaptıkları şey genelde maillerini kontrol etmek ve gereksiz mailleri silmektir. Ancak dikkatin dağınık olduğu sabah saatlerinde, önemli olan mailler de diğer maillerle beraber silinebilir ve gün içinde gereksiz yere stres yaşamanıza neden olabilir. Bu nedenle sabahın ilk saatlerini maillerinizi kontrol etmek yerine günü planlamak ya da bir önceki gün neler yaptığınıza göz gezdirmek için kullanabilirsiniz.

7. Anda yaşayın

Sabah insanı olmasanız bile, ofise geldiğinizde bir şekilde uyanık olmak zorundasınız. Özellikle yönetici pozisyonunuzdaysanız, fiziksel ve zihinsel olarak içinde bulunduğunuz anda olmak, insanlarla iletişime geçmek çok önemlidir. Bir çok çalışan için sabaha yöneticisinin gülümsemesiyle başlamak ve pozitif bir yöneticiyle çalışıyor olmak önemli bir motivasyon kaynağıdır. Bu nedenle çalışma arkadaşlarınızla iletişim içinde olmak, o an işyerinde olduğunuzun bilincine vararak anı yaşamak hem sizin hem de beraber çalıştığınız insanların performansını doğrudan etkiler.

8. Çalışma arkadaşlarınızla paylaşımda bulunun

Birçok çalışan için güne 5–10 dakikalık bir sohbetle başlamak oldukça etkili olabilir. Rahat bir ortamda, herkesin o gün yapacaklarını paylaştığı ve diğer çalışanlarla paylaşmak istediği diğer konuları dile getirdiği kısa bir toplantı, günün geri kalanını daha etkili geçirebilmek adına yararlı olacaktır.

9. Çalıştığınız alanı düzenleyin

Masanızın üzerini temizlemek ya da kendinize çalışabileceğiniz bir alan yaratmak, günün geri kalanını ferah ve temiz bir ortamda geçirmeniz açısından önem taşır.
Gün içinde kafa karışıklığı yaşamamak için dünden kalan işlerinizi, notlarınızı, belgelerinizi bir kenara kaldırmak ve yeni güne yeni ve boş bir çalışma alanıyla başlamak daha etkili ve hızlı çalışmanıza yardımcı olacaktır.

10. İşte olma amacınızı kendinize hatırlatın

Her sabah işe gelmeden önce ya da çalışmaya başlamadan önce kendinize işe gitmenizin ana sebebini hatırlatın. Gün içindeki tüm çalışmanızı bir amaca bağlamak ve bu amacı kendinize her gün hatırlatmak, performansınız açısından önemli bir motivasyon kaynağıdır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale