Yaşam basamaklarını çıkarken dümdüz mermer basamaklar mı tercih edersiniz? Yoksa basamakların kenarlarına rengarenk çiçekler ekerek, sulayıp, büyüterek mi çıkmak istersiniz?
Hani her zaman deriz ya “Hayat seçimlerden ibaret” diye… Her ne kadar bazen elimizde olmayan sebepler bizleri bazı seçimler yapmaya sürüklese de yine de o seçimlerin arasına rengarenk çiçekler ekip dünyamızı renklendirmeyi tercih etmek bizim seçimimizdir.
Hayattaki motivasyonunuz nedir? Bir Japon felsefesine göre ikigaimizi belirleyip ona göre yaşadığımız takdirde hayattaki mutluluk seviyemiz tam olması gerektiği miktarda olacaktır. Yani hayatımızdaki her şey dengede kalıp, yaşamdan zevk alma oranımız had safhada olacaktır. İkigai bir bakıma yaptığımız işten zevk alma ya da aslında sevdiğimiz işi yaparak ona ruhumuzu katarak kendimizi geliştirme ve hayata karşı daha faydalı hissederek daha fazla mutlu olma sanatıdır diyebiliriz sanırım. Ama ben aslında bunu sırf iş yaşamından ziyade, hayata bakış açısı ile birleştirerek daha geniş bir çerçeveye yaymayı tercih ediyorum. İkigai aslında bir bakıma insanın özüdür.
Her sabah modunuzu nasıl programlarsanız o gününüz o şekilde geçecektir. Yani sabah uyandığınızdaki ilk ruh halinizi belirleyen, bir önceki gece yastığa başınızı koyduğunuzda düşüncelerinizi belirleyen kişi ile aynıdır sonuçta. Bu sebeple her ne yaşarsak yaşayalım yarın yeni bir gün diye uyanmazsak, nasıl yaşarız?
Bazı şeyler kulağa çok klişe ve basit gelebilir. Ama yaşamın koşuşturmacasına o kadar çok kapılmış ve ruhu uyuyan insan var ki… Sizin farkında ve hayata uyanık bakan gözleriniz nasıl ışıl ışıl parlayacaktır hayal bile edemezsiniz…
Sırf aynaya baktığımda o ışıl ışıl parlayan bir çift gözü görebilmek için her sabah modumu yüksek tutmayı arzulayan tik tak bir kalbe sahibim… Ve bu yalnızca benim tercihim.
Bunu Pollyannacılıkla karıştırıp modunuzu düşürmeye gayret edenler elbette ki olacaktır. Fakat farkındalık, içinde hüznü de sevinci de barındırır. Bunu ancak farkında olduklarında anlayabilirler. Siz yine de ikigainize güvenip yola devam edin.
“Gül düşünürsen gülistan olursun” demiş Mevlana… Her ne olursa olsun güzel düşünmek her zaman güzel olayları çağırır; bu, doğanın görünmeyen kuralıdır.
Acıyı hisset… Hüznü sonuna kadar yaşa… Ama her şeyi olduğu gibi kabul et ve affet… İşte o zaman farkındalık, içindeki tüm negatif duygulardan arınmanı sağlayıp pozitif olmanı sağlayacaktır.
Her sabah şükredecek bir şeyler mutlaka bulmalıdır insan. O kadar çok çeşitli imkan mevcut ki hayatta… Ben her zaman elimde olmayana değil, sahip olduklarımın güzelliğine odaklanmayı tercih edenlerdenim. İçimde nasıl bir ateş, tutku ve enerji meydana geliyor, bazen kendim bile inanamıyorum.
Yaşamak gerçekten bir kuşun kanatlarındaki rüzgar kadar hızlı ve güçlü… O rüzgarı tüm tenimde hissetmek beni hayata bağlayan çok önemli bir unsur. Çocuğumun gülüşünde saklı cennet… Sevdiğimin gözlerindeki pırıltı… Sadece benim görebildiğim incecik detaylar… Sabahları içtiğim bir fincan kahve… Hayata karşı aşkla çarpan kelebek kalbim… Birine bir iyilik yaptığınızda hissettiğiniz müteşekkir bakışlar… Güzel bir iş başardığınızda kendinizle duyduğunuz gurur… Hayat gerçekten o kadar güzel ve süslü ki… Geriye sadece fark etmek kalıyor.
Az kalsın unutuyordum sahi, sizin hayattaki motivasyonunuz neydi? Kalbindeki sana söylüyorum, farkında mısın?
Kalben, sevgilerimle…
İlginizi çekebilir: Ne kadar farkındayız: Gördüklerimiz hangi pencereden baktığımızla alakalıdır