Yeşil sessizlik (greenhushing) nedir?
Modadan gıdaya kadar pek çok sektörde şirketlerin çevreye dair sorumluluk alıp almadıklarına günümüzde fazlasıyla dikkat ediliyor. Birçok insan, satın alacağı ürünlerin doğa dostu özelliğine veya hayvanlar üzerinde test edilmediğine odaklanıyor. Bu kriterlerin dışında yer alan ürünlerin fazlasıyla alıcısı olsa da pek çok kullanıcı bu özelliklere dikkat ederek çeşitli şirketlerden uzaklaşıyor. Müşterilerin sahip olduğu bu sürdürülebilirlik bilinci sonucunda çeşitli şirketler greenhushing yani yeşil sessizlik olgusunu benimseyebiliyor. Bu yazımızda, sizler için greenhushingin ne olduğunu kaleme aldık.
Greenhushing nedir?
Greenhushing, Türkçe’ye ‘yeşil aklama’ olarak çevrilen greenwashing olgusunun tam zıttı olarak karşımıza çıkıyor. Greenwashing, bir işletmenin kendisini olduğundan daha fazla doğa dostu ve sürdürülebilir bir şirketmiş gibi göstermesi anlamına geliyor. Greenwashingin amacı, sürdürülebilirliğe fazlasıyla önem veren ve çevreyi korumak için çaba sarf eden müşterilere ulaşmak. Her ne kadar greenwashing satışları artırma ve müşteri tabanını genişletme açısından mantıklı gözükse de şirketlerin yanıltıcı bilgiler sunması insanların onlardan uzaklaşmasına yol açabiliyor. Greenhushing ise şirketlerin bilinçli olarak çevresel sorumlulukla ilgili gerçekleştirdikleri faaliyetleri gizlemesi olarak biliniyor. Bazı şirketler, gerçekten sürdürülebilir bir tutuma sahip olsalar da doğa dostu yapılarını kamuya açıklamaktan kaçınıyorlar.
2000’nin başlarında ortaya atılan greenhushing, herhangi bir sektörde çevresel açıdan alçak gönüllülüğün benimsenmesi anlamına geliyor. Bu anlayışı sahiplenen şirketler, sürdürülebilirliğe vurgu yapan abartılı reklamlardan ve pazarlama stratejilerinden kaçınıyorlar. Bu sayede, çeşitli şirketler çevreye dayalı eforların gerçek dünyada çok daha önemli ve değerli olduğunu gözler önüne serebiliyor. Ayrıca, greenhushingle yola çıkan şirketlere greenwashing suçlaması yapılamıyor ve tüketicilerden tepki toplama ihtimali azalıyor. Sonuç olarak, bu olguya sahip şirketler arka tarafta müşterileri şüphelendirmeyecek ve rahatsız etmeyecek şekilde küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine ürünleri/hizmetleri üzerinden çözüm üretmeye devam ediyorlar.
Reklamlarla veya paket düzenlemeleriyle doğayı koruduğunu fazlasıyla vurgulayan şirketlerin bu yöndeki eylemleri çeşitli kurumlar tarafından incelenebiliyor. Bu inceleme sonucunda, halihazırda var olan ve potansiyel müşterilere sunulanla gerçeğin aynı olmadığı anlaşılabiliyor. Aradaki farklılık yüzünden de işletmelere ceza kesilebiliyor ve zorlu bir idari süreç başlatılıyor. Şirketlerin sürdürülebilir aktivitelerini sessiz bir şekilde yürütmeleri ise onların hem manevi hem de maddi zorluklardan uzak durmasına yardımcı oluyor.
Greenhushingin dezavantajları
İşletmeler greenhushing sayesinde müşterilerin geliştirebileceği potansiyel şüphelerden kaçınsa da bu davranış bazı olumsuzluklara yol açabiliyor. Örneğin, bazı insanlar düzenli olarak alışveriş yaptıkları markaların herhangi bir çevre dostu uygulamasından haberdar olamadıkları zaman bu markalardan uzaklaşabiliyorlar. Bir başka deyişle, bu olgu yüzünden bazı şirketlerin çevresel bilince ve farkındalığa sahip olmadığı düşünülüyor. Bu düşünce, insanların atık yönetimi ya da enerji tasarrufu gibi konularda önemli adımlar attığını bildiren markalara yönelmesine sebep olabiliyor.
Çevresel başarılarını ve faaliyetlerini gizleyen şirketler, pazardaki sürdürülebilirlik standartlarını yükseltme ve çevresel uygulamaları geliştirme odaklı rekabet ortamının azalmasına yol açabiliyor. Bu rekabetin azalmasıyla sürdürülebilir bir bakış açısının hem diğer işletmeler hem de tüketiciler tarafından benimsenme süreci yavaşlayabiliyor.
Son olarak, greenhushingin yatırımcı kararlarını negatif bir şekilde etkileyebildiğini vurgulamak istiyoruz. Bazı yatırımcılar, destekleyecekleri girişimlerin çevresel politikalarına fazlasıyla önem veriyor. Bu önem için de çevresel faaliyetlerin ve doğa dostu tutumun duyurulması kritik bir konumda bulunuyor. Bu nedenle, greenhushingle yola devam eden girişimlerin yatırımcı görüşmelerinde çevre sorunlarına yönelik müdahalelerinden bahsetmesi oldukça değerli.
Hem greenwashing hem de greenhushing geniş çaplı sosyo-ekonomik sonuçlara yol açtığı için işletmelerin etkili bir plan çizmesi gerekiyor. Bu plan için öncelikle gerçekçi ve etik bir yaklaşımın benimsenmesi önem taşıyor. Şirketler, çevre problemleri için somut adımlar atarak işe koyulabilirler. Daha sonra, göz önünde bulundurulan çevresel faaliyetler açık ve doğru bir şekilde kamuyla paylaşılabilir. Bu sayede, hem çevresel adımlar iyileştirilebilir hem de bağımsız kuruluşların yürüttüğü değerlendirmeler esnasında güvenilirlik ön plana çıkartılabilir.
İlginizi çekebilir: ‘İklim Sözlüğü’ yayınlandı: Çevre ve sürdürülebilirliğe dair hayatımıza hangi terimler girdi?