X
    Kategoriler: EXPLORE UP

Hindistan Günlükleri: Gözlerin Udaipur Menekşesi

Gözlerin Udaipur Menekşesi

Her ne kadar Hintli dostlarım Jaipur için Hindistan’ın Paris’i dese de, bana sorarsanız Udaipur’dur Hindistan’ın Paris’i. Zira 16 günlük Hindistan seyahatimde tanık olduğum tek temiz şehir burasıydı diyebilirim. Hindistan; bambaşka bir coğrafya, insanın içinde duygu patlaması yaşatan, daldan dala atlar tatta kişiyi histen hise koşturan, magazin basını deyimiyle; insanı duygu seline sürükleyen bir ülke. Her şehrinde bambaşka bir ruh halinde oluyorsunuz gerçekten. İşte Udaipur’da kendimi bir masalın içinde gibi hissettim. O kadar durağan, ılık, sessiz, sakin bir havası var ki, kendinizi başka bir boyutta hissetmemek işten değil. “City of Lakes” (Göller Şehri) olarak anılan Udaipur; 1559 yılında Maharana Udai Singh II tarafından bulunmuş. O dönemlerde Mewar Krallığı’nın tarihi başkentiyken, Hindistan’ın bağımsızlığına kavuşmasıyla birlikte Rajasthan’ın bir parçası olmuş. Bünyesinde Pichola Gölü, Fateh Sagar Gölü, Udai Sagar ve Swaroop Sagar Gölleri gibi harika oluşumları barındırıyor. Boşuna dememişler Göller Şehri diye… Udaipur; aynı zamanda Rajput Dönemi Saraylarıyla da adından söz ettiriyor. “Ulan ukala, Rajput Dönemi de neymiş?” derseniz ona da diyecek bir, iki lafım var tabii ki. Efendim Rajput; batı, orta ve kuzey Hindistan ve Pakistan’ın bir kısmında hüküm süren, erkek egemen kabilelere verilen ad. Kabilelerin büyük kısmı Hinduizm’e, geri kalanı da İslam ve Sikhizm’e inanan, enteresan bir topluluk. İşte Udaipur’un tarihi yapılarında sık sık Rajput esintilerine rastlanıyor bu sebepten dolayı.

Geceleri bir başkadır Udaipur
Udaipur meydan

Udaipur atraksiyonları, “matrak”siyonları ve daha bir sürü şey…

Wenne the Pooh

Udaipur’u gezmek için arabaya ihtiyaç yok bana sorarsanız. Bütün şehre bir “eski şehir” havası hakim, daracık daracık sokaklarında kızlara misket yuvarlatmasanız da, yürüyerek etrafı keşfetmek hoşunuza gidecektir diye düşünüyorum. Keza, bizim tatlı şoförümüz Wenne; nam-ı değer “Wenne the Pooh” da Hindistan’ın bel kemiği olan cırcırdan nasibini alınca, bize de tabanlara kuvvet diyerek yollara düşmek kaldı. Eski, taş yapılar arasında Hint entarileri, incik boncukları ve daha bir sürü şeyleri alırken kazıklanarak, City Palace (Şehir Sarayı)’ı gezerek, gölün etrafındaki teraslardan birinden muhteşem Hint yemekleri yiyerek, yedikten sonra acıdan, baharattan “Yangını var yangını var, ben yanıyorum, yetişin a dostlar tutuşuyorum” diye şarkılar söyleyerek Udaipur’da gününüzü geçirebilirsiniz. Pichola Gölü’nün göbeğinde bulunan, zamanında saray olan, sonradan otele dönüştürülen muhteşem yapı; Taj Lake Palace Hotel’i de gezmeden şuradan şuraya bırakmam sizi. Tabii bu 5 yıldızlı, muhteşem otele gitmek için de gölde motor turu yapmak zorunda olacaksınız, ki bu da harika bir deneyim.

Taj Lake Palace Gündüz
Taj Lake Palace Gece

“Oberoi”, “Oberoi”, “Oberoi” oyyyyy!

Sanat yapıyorum

Bugüne kadar size bol bol Hindistan’ın sefaletinden, açlığından, pisliğinden bahsettim. Ama bir de lüks Hindistan var ki, dillere destan! Asla Hindistan’a gitmem diyenlerdenseniz, ben anlattıkça “Ay ne pis yermiş, gideceğim varsa da artık gitmem” diyenlerdenseniz, şapkanızı önünüze koyup bir daha düşünün derim. Zira sadece Oberoi Oteller Zinciri’nin önünde eğilinesi hizmeti için bile Hindistan’a gidilir. Böylesine zenginlik, lüks, görkem, ihtişam, şaşa, “Oooh la la!” demek istiyorum! Oberoi Oteller Zinciri; 1934’den bu yana diğer bütün otellere bu işin nasıl yapıldığını öğretiyor. Bünyesinde 5 ülkede  28 otel ve 3 adet Cruise (Seyahat Gemisi) barındıran bu efsane otel zinciri dünyadaki en iyi otel zincirlerinden biri olarak anılıyor. Uluslararası alanda birçok ödüle layık görülen, anketlerde birinci sıraya oturarak adından sıkça söz ettiren bu rüya zincirde ne yapıp, edip bir gece de olsa kalın derim. Kıydığınız paraya inanın fazlasıyla değecektir!

Odalar ve Balkabağı kubbeleri
Odamız

Ünde, şanda, şöhrette, lükste, hizmette tavan!

Filintaylar

Bizim kaldığımız; Oberoi Udaivilas, Dünya’nın 4. En İyi Oteli ve aynı zamanda Asya’nın En İyi Oteli seçilmiş. Zaten Agra’daki Oberoi Amarvilas; Dünya’nın 5. En İyi Otel’i, Jaipur’daki Oberoi Rajvilas da Dünya’nın 13. En İyi Otel’i seçilerek nerdeyse ilk 5’i kapatıp, şanda şöhrette tavan yapmış bir oteller silsilesi. İlle de Hindistan’a gitmem, yine de Hindistan’a gitmem diyorsanız bu grubun muhteşem otelleri bakalım dünyanın başka nerelerinde varmış; Endonezya ( Bali, Lombok), Maurutius, Mısır, Suudi Arabistan (Medine) ve Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai). Hepsinin birbirinden güzel olduğuna, hizmette sınır tanımadığına ve kendinizi prensesler gibi hissedeceğinize kalıbımı basar, altına kaşemi ve imzamı da yapıştırırım. Ama yine de Hindistan’a olan ön yargınızı bir kenara bırakıp mutlaka ama mutlaka Udaipur’a gidin ve Oberoi Udaivilas’ın size sunacağı kalite, lüks, ihtişam ve şaşkına çevirecek ilgi ve hizmetinden yararlanın derim. Artık balayına mı gidersiniz, evlenmeye mi, nişanlanmaya mı, evlilik teklif etmeye mi, ona ben karar veremem. Ama gerçekten böyle afili hareketler yapmak için çok doğru bir adres olacağına hiç şüphem yok! Odadaki her obje özenle seçilmiş, son derece şık ve kaliteli parçalardan oluşuyor. Dolabında bir kadın, bir de erkek için özel kumaştan yapılmış sabahlıklarına, güneş kremlerinden bakım ürünlerine kadar her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Bir otel odası değil, malikane adeta! Etrafta avare avare dolaşırken her köşeden bir görevlinin çıkıp size şerbet, meyve gibi ikramlarda bulunacağına şahit olup, kendilerinin bir anda nereden belirdiğini anlayamayacaksınız. Bir de gideceğiniz yere ulaşana kadar, kenarda bekleyerek kibarlıkta sınır tanımayacak görevlilerin tutumlarına hayran olacaksınız.

Alice Harikalar Diyarı kafası

Udaipur’un masalsı havasına, Pichola Gölü’nün kenarından, benim bal kabağı kubbeleri diye adlandırdığım bu muhteşem yapıdan tanık olmalısınız. Birbirinden kibar görevlileri, alabildiğine geniş yeşillik alanları, kendinizi Alice Harikalar Diyarı’nda hissettiren damalı merdivenleri, havuzları, heykelleri, inanılmaz mimarisi, şık restoranları, leziz yemekleri, ücretsiz yoga dersleri, muhteşem odaları ve daha bir sürü şeyleriyle Oberoi Udaivilas’da kalarak Udaipur’un romantizmine bambaşka bir boyut daha katmalısınız. Anlata anlata bitiremem ben bu muhteşem oteli. Rai Bahadur Mohan Singh Oberoi gibi uzun bir isme sahip olan bu zat, nasıl bir hayal gücüne, vizyona, görgüye sahipse böylesine en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, fevkalade bir zincir oluşturmuş. Ailesine, yetiştirilme tarzına, eğitimine, kültürüne, görgüsüne sağlık. Baştan aşağıya hayran bırakıyor hem şahsına, hem de otellerine. Bir günlüğüne de olsa prens/prenses gibi hissetmek herkesin hakkıdır. Bu hissi iliklerinize kadar hissedebileceğiniz en doğru adrese gidebilmek için kenara, köşeye üç, beş kuruş ayırın ve bu paha biçilemez deneyimi yaşayın derim. Bana duacı olacaksınız…

Nuri ile Nuriye

Önemli Detaylar:

*James Bond Octopussy filmi Udaipur’da çekildiği için pek bir gururlu Udaipur halkı. Şehrin en önemli turist atraksiyonlarından biridir bu, ona göre!

*Udaipur’da iki gece kalmak yeterli. Bir gününüzü ve gecenizi mutlaka Oberoi’de geçirin, zira dışarıdaki hiçbir yerde bu kadar muhteşem bir gün ve gece geçiremeyeceksinizdir.

*Hijyen konusunda Hindistan’a pek güvenmesem de, bir cahil cesaretiyle piercing yaptırdım Udaipur’da. Bir çılgınlık da siz yapıp, bir tarafınıza piercing yaptırabilirsiniz. Bir taraf deyince yanlış anlamayın, ben kulağımın tepesine yaptırdım. Daha o kadar cesur olamadım.

*Oberoi’deki lüks, ihtişam, şaşa, oh ne ala, Mualla’dan sarhoş olup, bütün bu asalet karşısında kendinizi çok paçoz hissedeceksiniz. Metin olun, bavula üç, beş şık parça ateşleyin…

Banyeromuz
Sabahlığı çalamadım, utandım

Yeni yıllar, saygılar…

 

Yazarın tüm yazıları için tıklayın.

Irmak Yazım: Irmak Yazım // 1987’de İstanbul’da doğdum ama kendimi Rio’da veya Havana’da doğmuş gibi hisseden değişik bir canlıyım. Rio’nun Irmak demek olduğunu hesaba katarsak çok da garip gelmemeye başlıyor bir yerden sonra. Kapı gıcırtısına oynarım, gülmeyi, spor yapmayı, yemek yemeyi, insanları, hayvanları, kitapları, filmleri ve daha bir sürü şeyleri çok severim. Bir daha mı geleceğiz dünyaya bakış açısından yola çıkarak dünyayı gezmeyi kendime bir borç bildim. Hayatta kendimi en mutlu hissettiğim anların gezilerimi anlatırken olduğunu anlamamla birlikte bu mutluluğu sizlerle de paylaşmak istedim…

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale