X

Göz temasına dair bilmeniz gereken her şey

“Gözler kalbin aynasıdır”, çok doğru. Cümlenin genel etkisi olumlu olsa da, aslında içimizden geçen iyi ya da kötü her düşünce, duygu ve niyet bakışlarımızdan anlaşılıyor. Üstelik, bunları anlamak için insan sarrafı ya da mikro-ifade uzmanı bir Tim Roth olmanız gerekmiyor.

Sadece nasıl baktığımız değil, ne kadar baktığımız da önemli. İşte göz temasıyla ilgili bilmeniz gerekenler için kullanışlı ve akılda kalıcı bir rehber:

Göz teması süresinden niyet okumak
Fiziksel bir etkilenme ya da ilgi örneği olan tekrar bakma, size gereken itici gücü sağlayabilir.

Göz temasının süresi, karşımızdakinin niyeti hakkında düşündüğünüzden daha çok fikir veriyor. Hatta, göz temasının yokluğu bile istemli ve istemsiz olarak ikiye ayrılıyor ve farklı anlamlara geliyor! Açıklamaya buzul çağından başlamak gerekirse;

-1. Seviye / Sıfır göz teması (istemli): Maddenin başındaki işaret yanlışlıkla konmadı; gerçekten -1. kattayız. Çünkü birinin sizi fark etmediği için göz teması kurmamasından daha kötü bir şey varsa o da sizi fark ettiği halde olduğunuz tarafa bakmaması. Bir diğer deyişle, istemli göz kaçırma. Bu olduğunda, görmezden gelindiğinize emin olabilirsiniz.

1. Seviye / Sıfır göz teması (istemsiz): Paniğe gerek yok, karşınızdaki henüz sizi görmedi. Kendinizi fark ettirecek bir harekette bulunabilir ya da öylece bekleyebilirsiniz (ilki daha çok işe yarar).

1. Seviye / Kısa ve şuursuz bakış: Aynı bir önceki seviye gibi bu bakış da fazla niyet içermez, etrafa düşünmeden göz atan birinin saniyelik göz takılmasından ibarettir.

2. Seviye / Kısa bakış (bilinçli): Sonunda, başkasında bir izlenim bıraktığımıza işaret eden bir bakışa geldik. Birinin size bakıp gözlerini kaçırması ilgisini çekmediğiniz anlamına gelebildiği gibi, kişinin utangaç olması, tanımadığı birine gözünü dikmekten çekinmesi de demek olabilir. Beden dili üzerine çalışmalar, bundan sonrası ile de ilgileniyor: Kişi gözünü kaçırdıktan sonra aşağı bakarsa sizden etkilenmiş, sağa-sola bakarsa etkilenmemiş olabilir. Fakat önemli olan, bir sebepten size bakmış olması.

3. Seviye / Yarım bakış: Önceki örneklerden ayırmayı zamanla ve daha çok insan gözlemledikçe öğrendiğimiz bakış türüdür. En fazla yarım saniye süren bu bakış da genelde bilinçsizdir, örneğin telefonla konuşurken birinin birine bakmasıdır. Göz orada, fakat bilinç uzaklardadır.

4. Seviye / Bir gören bir daha bakıyor: Fiziksel bir etkilenme ya da ilgi örneği olan tekrar bakma, size gereken itici gücü sağlayabilir. Bunun ardından gelen herhangi bir etkileşimin karşınızdaki kişi tarafından hoş karşılanma oranının yüzde 95’in üstünde olduğu söyleniyor. Tabi yine akılları başka yerde değilse!

5. Seviye / Gözünü dikmek: Bilinçsiz olarak gerçekleştirilebilecek son seviyedir, ancak genelde 2-3 saniye boyunca bilerek ve isteyerek karşıdakine bakmayı içerir. İstemli yapıldığında, gerçek bir ilgi göstergesidir.

6. Seviye / Gülümseme eşliğinde: 5. seviyenin, üstüne hafif bir gülümseme eklenmiş olanı. Biri size böyle bir bakış attığında harekete geçmemek, ya aşırı utangaç olduğunuzu ya da karşınızdakinin hiç mi hiç ilginizi çekmediğini gösterir.

7. Seviye / Göz sevişmesi: Dakikalar sürebilen kesintisiz bakışlar, arada hafif bir gülümseme, gözünü alamama… Tüm bunlar genelde uçucu bir ilgiden öte, cinsel arzuyu işaret eder. Tam da bu nedenle, en çok korkulan bakışlar da bu kategoridedir. İş buraya varana kadar karşınızdaki insanın ilgilendiğine dair bir ipucu elde etmemişseniz, sapık olarak yaftalanma ihtimaliniz de çok yüksek.

8. Seviye / Hayatımın aşkı: Gerçekten aşık insanlara (ya da çok başarılı oyunculara) özgü bir bakış türü. Sabah uyandığınızda yanınızdaki sevgilinin size baktığını yakaladığınız an var ya, işte bu o. Çok yakın bir ilişki ve değer verilen bir insanı ima eder.

9. Seviye / Çizgiyi aşmak: İlişkinizin ikinci ayında isminizi koluna yazdıran sevgilinin, kendisinden önünde sonunda ayrılmanız sonrası atabileceği bakıştır. Çok spesifik bir örnek olduysa kısaca, “belalı bakışı” diyebiliriz. Gözü dönmüşlük içerir, korkutur, uzak durulması gerekir.

Göz bebekleri yalan söylemez.

Allan Pease, Beden Dili adlı kitabında tarih boyunca gözler ve bakışlarla ilgili türetilmiş ifadelerden bahsediyor ve ekliyor: “Bu gibi ifadeleri kullandığımızda farkında olmadan kişinin göz bebeklerinin büyüklüğünden ve bakışla ilgili davranışlarından bahsederiz.” Gerçekten de göz bebekleri, yoğun ışığa tutulduğunda küçülmekten çok daha fazla işe yararlar: İlgi ve cinsel çekimin başlıca belirteci, irileşmiş göz bebekleridir!

İlgi ve cinsel çekimin başlıca belirteci, irileşmiş göz bebekleridir.

Göz bebeklerinin hareketi, siz bu yazıyı okumadan ve bunun farkında bile olmadan, beyninize kodlanmıştır. Kadınların gözlerini vurgulayacak şekilde makyaj yapması da bundandır, romantik buluşmaların loş yerlerde yapılması da… Karşımızdaki insanın büyümüş göz bebeklerimizi görmesini ve niyetimizden emin olmasını isteriz, bilinçsizce de olsa. Mum ışığı, balmumuna olan ölümsüz sevgimizden değil, göz bebeklerimizi büyüttüğü için önemlidir. İlişkinin iki tarafı da diğerinin heyecanını hissetmekten haz duyar.

Heyecan romantik bir anlam ifade etmeyebilir elbette… Örneğin, eski zamanların Çinli mücevher satıcıları pazarlık yaparken alıcıların göz bebeklerine bakarak heyecanı hangi fiyata kadar diri tutabileceklerini görebiliyorlardı. Benzer şekilde, kumar oynarken iyi bir el karşısında büyüyen göz bebekleri her tür “poker suratı” silip süpürebiliyor. Uzman kağıt oyuncuları ile yapılan çalışmalarda, rakipleri koyu renk gözlük takan oyuncuların daha az el kazandığı gösterilmiş.

Bu kaç numaralı bakış?

Bakışın süresi ve gözbebeklerinden bahsettik; sıra geldi nereye baktığımıza…

İş bakışı

İşle ilgili konular konuşulurken, karşınızdakinin alnının ortasında bir nokta olduğunu hayal edin ve bu noktayla gözleri kullanarak hayali bir üçgen çizin. Bakışlarınızı bu üçgene yönlendirerek ciddi bir ortam yaratır ve karşınızdakinin ciddiyetinizden emin olmasını sağlarsınız.

Sosyal bakış

Şimdi de karşınızdakinin ağzında bir nokta olduğunu ve bunun gözlerle bir üçgen oluşturduğunu düşünün. Araştırmalarda, bir sosyal karşılaşmada insanların genelde bu üçgene odaklandığı görüldüğünden, buraya bakmak yeterince nezaket ve ilgili dolu (ama tam göz teması sağlamayan) bir ortam oluşturacaktır.

Mahrem bakış

Kadın ve erkeklerin birbirleriyle ilgilendiklerini göstermek için kullandıkları bu bakış genelde dudaklardan, vücudun diğer bölgelerine kayar.

Yan Bakış

Çatılmış kaşlar ve aşağı kıvrılmış dudaklar “bana yan mı baktın?” dedirtecek bir saldırganlık ya da eleştirel tavır ima edebilir. Ancak, hafif kalkmış kaşlar ve gülümsemenin eşlik ettiği yan bakış, muhtemelen flört işaretidir.

Son bir not: Güney Avrupalıların gözlerini dikme alışkanlığı ya da Japonların yüz yerine boyna bakması gibi birtakım yerel davranış biçimleri, yanlış yorumlamalara sebep olabilir. Allan Pease, yukarıda sayılan bakışların ortak bir paydası olsa da, kültürden kültüre dikkat edilecek noktalar olabileceğine dikkat çekiyor.

İlginizi çekebilir: Göz temasının insanlar üzerindeki ilginç etkileri

Kaynaklar:
MarkManson.net
Beden Dili (Allan Pease, Rota Yay. 2003) 

Şule Kulein: Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine sözelci kaçmış bir sayısalcı olduğunu fark etti. Yazım kuralları konusunda etrafındakileri itinayla delirten Şule, 2 yıl boyunca StepS’in editörlüğünü yaptı, üniversitede ve sonrasında okul ve şirket dergileri ile çeşitli bloglara yazılar yazdı. Seyahat etmeyi, okumayı, öğrenmeyi seviyor. Basılı materyalin hastası, fakat çevrimiçi de fena durmuyor. Şule kendini bildi bileli yazıyordu; artık bir de Uplifers’ta yazıyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale