X

Göz altı morlukları, göz altı torbaları ve göz şişliği: Nedenleri ve çözüm önerileri

Siz de ekran karşısında uzun zaman geçirdikten, uzun saatler kitap okuduktan ya da uykusuz kaldığınız bir günün ardından göz altlarınızda beliren morluklardan, koyu halkalardan ve şişlikten şikayetçi misiniz? Özellikle evden çalıştığımız ve saat kaç olursa olsun başımızı ekran karşısından kaldırmadığımız uzun saatlerden sonra göz altlarında belirmeye başlayan koyu halkalar, göz altı morlukları ve göz şişliği son zamanlarda çoğumuzun şikayetçi olduğu durumların başında geliyor.

Gözlerimizi bu kadar fazla yormanın yanı sıra, genetik özelliklerimiz, cilt tipimiz, yüz anatomimiz ve yaş alma gibi kontrol edilemeyecek çeşitli faktörler de göz çevremizin koyu ve şişkin görünmesine neden olabiliyor.

Göz çevrenizin nasıl göründüğünü pek de önemsemiyor ya da iyi bir kapatıcı kullanarak göz altınızdaki problemleri kolayca gizliyor olabilirsiniz. Ancak uzun yıllardır bu sorunlarla baş etmeye çalışan ya da son zamanlarda göz çevresindeki değişime anlam veremeyip sebeplerini ve çözümlerini merak edenler için en sık karşılaşılan göz altı problemlerinin olası nedenlerini ve çözüm önerilerini yazımızda bir araya getirdik.

Göz altı morlukları ve koyu halkalar

Göz çevresindeki koyu halkalar ve göz altı morlukları genelde genetik nedenlere, cilt tonuna ve yüzün anatomik yapısına bağlı olabilir. Göz altında bulunan deri oldukça ince ve yarı saydam bir yapıda olduğu için, bu bölgedenin altındaki kılcal damarlar da çok daha görünür haldedir; göz altının mavimsi ya da mor görünmesinin sebebi de bu damarların görünür olmasından kaynaklanır. Özellikle açık ten rengine sahip ve çok zayıf olan kişilerde göz altı morlukları ve koyu halkalar çok daha belirgindir.

Açık tenlilerin yanı sıra, koyu ten rengine sahip olan kişilerde de ekstra pigment üretimiyle göz çevresi ve göz kapakları koyulaşabilir. Benzer şekilde, yaşın ilerlemesiyle yüzde yağ kaybı yaşanmasıyla birlikte, özellikle yüz anatomisi kemikli olan kişilerde göz bebeğinden elmacık kemiklerine doğru uzanan gözyaşı hattı daha da derinleşebilir ve bu derinleşmeden kaynaklanan gölgeler göz altlarının daha koyu görünmesine neden olabilir. Ayrıca, uykusuzluk ve yorgunluk da göz altında bulunan damarların daha fazla kanla dolmasına ve daha koyu görünmesine neden olabilir.

Göz altı morlukları nasıl geçer?

Topikal retinoid içerikli cilt bakım ürünleri kullanmak koyu halkaların ve göz altı morluklarının görünümünü hafifletmeye yardımcı olabilir. Retionidler, cilt dokusunu kalınlaştırarak ve yeni hücre üretimini artırarak göz altındaki derinin daha opak hale gelmesine, böylelikle damarların görünmemesine ve cilt tonunun eşitlenmesine destek olur. Retinoidlerin yanı sıra kolajen üretimini artıran, cildi nemlendiren ve daha dolgun görünmesini sağlayan hyaluronik asit, damarlarda sıvı birikmesini engelleyen ve damarları daraltan kafein serumları, seramid ve peptid içeren cilt bakım ürünleri; A, C ve E vitaminlerini içeren antioksidanlar da göz çevresindeki koyulukların ve göz altı morluklarının giderilmesine yardımcı olabilir.

Göz altı torbaları

Göz altı torbaları göz şişliğiyle aynı şeymiş gibi algılansa da, göz altı torbalarının belirgin hale gelmesi ve göz şişkinliği arasında belirgin farklılıklar bulunuyor. Göz şişkinliği kalıcı olmayan, çevresel koşullara göre değişebilen ve görece daha kolay giderilebilen bir problemken; göz altı torbaları yağ birikmesi ve cildin esnekliğini kaybetmesinin bir kombinasyonu olan, yapısal bir problemdir. Göz altı torbaları genetik faktörlerle ilişkili olabileceği gibi, cildin sarkmaya başladığı ilerleyen yaşlarda yaşlanma belirtisi olarak ortaya çıkabilir.

Göz altı torbaları nasıl geçer?

Göz altı torbaları için ev ortamında yapabileceğiniz pek bir şey olmasa da, güzellik merkezlerinde göz altına enjekte edilen özel dolgu maddeleriyle cildin sarkması ve torbaların daha da görünür hale gelmesi engellenebilir. Gözaltına enjekte edilen yüz dolguları, torbaların dışında kalan ‘çukur’ alanları doldurarak daha homojen ve pürüzsüz bir görünüm elde etmeyi amaçlar. Göz altı dolgularının yanı sıra, kolajen ve elastin üretimini artırmayı hedefleyen radyofrekans tedavisi de bu bölgeyi sıkılaştırarak torbaların görünümünü azaltmayı amaçlayan uygulamalardan biri olarak bilinir. Bu tedavilerin yanı sıra, estetik operasyonlarla göz altı torbaları, yani torba oluşumuna neden olan yağ doku ve sarkmış fazla deri alınarak göz altı gerginleştirilebilir. Yine de, göz altındaki sarkmaları engelemmek ve cilt bariyerinizi güçlendirerek torbaların oluşmasını geciktirmek için içeriğinde cilt yenileyici retinoidler, nemlendirici doğal yağlar ve dolgunlaştırıcı hyaluronik asit içerikli ürünlerle göz çevrenizdeki ince ve hassas deriyi güçlendirebilirsiniz. 

Göz şişliği

Göz şişlikleri genelde mevsimsel alerjilerin neden olduğu geçici şişlikler olarak bilinse de, vücutta fazla su tutulmasına ve ödem oluşumuna neden olan aşırı tuz ve alkol tüketimi gibi sağlıksız yaşam alışkanlıkları da gözlerde şişkinliğe neden olabilir. Göz çevresinde ödem birikmesinin ve şişkinlik oluşmasının bir başka nedeni de çok fazla uyumak olabilir. Özellikle uykusuz kalınan zamanların ardından çok fazla uyumak, şişkin gözlerle uyanmanıza neden olabilir.  

Göz şişliği nasıl geçer?

Gözlerde şişkin görünümü azaltmanın ilk ve en önemli adımı yeterli ve dengeli bir uyku düzenine sahip olmaktır. Ayrıca, vücuttan ödem atılmasına destek olan yiyeceklerle beslenmek ve bolca sıvı tüketmek, göz altındaki damarlarda ödem birikmesini ve gözlerin şiş görünmesini engelleyebilir.

Kafein içeren cilt bakım ürünleri, damarların daralmasını ve fazla sıvı birikimini engelleyerek şişkinlikleri azaltabilir. Soğuk uygulanan ürünler, iltihaplanmayı engellediği ve kan akışını hızlandırdığı için göz altı şişkinliklerini azaltıcı bir etkiye sahiptir. Göz çevresi kreminizi, göz altı serumunuzu ya da göz altı maskelerinizi buzdolabında bekleterek soğuk şekilde uygulayabilir, ürünleri uyguladıktan sonra doğal taşlardan yapılmış soğutma özelliği olan jade roller ile ya da parmak uçlarınızla göz çevrenize masaj yapabilirsiniz. Ayrıca, kullandığınız bitki çaylarının poşetlerini ya da bir metal kaşığı bozdolabında bekleterek sabahları gözlerinizde 5-10 dakika kadar bekletmek de şişkinliklerinizin gözle görülür şekilde azalmasını sağlayacaktır.

Göz çevrenizin nasıl göründüğüyle ilgili estetik bir kaygı taşıyın ya da taşımayın, bazen ‘Gözler kalbin aynasıdır, yalan nedir bilmez onlar.’ sözüne güvenerek gözlerinizin ruh halinizle ve beden sağlığınızla ilgili yansıttıklarının bilincinde olmanız size her anlamda fayda sağlayabilir. Yorgun ve uykusuz olabileceğinizin, bu aralar sağlıksız beslendiğinizin ya da herhangi bir sebeple alerjik reaksiyon gösterdiğinizin belirtileri olarak ortaya çıkabilen bu göz altı problemlerini ‘kusur’ olarak değil, bütünsel sağlığınızla ilgili ‘sinyaller’ olarak görmeye başladığınızda hem bu problemleri ortadan kaldırabilir, hem de bütünsel sağlığınızı destekleyebilirsiniz.

Göz altınızdaki morlukları ve koyu halkaları gidermenize, şişlikleri azaltmanıza ve göz altı torbalarının oluşmasını geciktirmeye yardımcı olacak cilt bakım ürünlerini incelemek ve satın almak için tıklayın.

İlginizi çekebilir: Daha taze bir görünüm için: Göz altı morlukları nasıl geçer?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale