X

Görünmez bağların gücü: In-Yun ile hayatımızdaki derin ilişkileri keşfetmek

Hayatımız boyunca tanıştığımız insanların bize ne tür etkileri olduğunu hiç düşündünüz mü? Kimileri sadece bir anı olarak kalırken, kimileri hayatımızda derin izler bırakır. Bu tesadüfi gibi görünen karşılaşmalar gerçekten tesadüf mü, yoksa görünmez iplerle birbirimize mi bağlıyız? Bu sorunun cevabını anlamak için In-Yun kavramına daha yakından bakalım.

In-Yun nedir?

In-Yun, Kore kültüründe önemli bir yere sahip olan bir kavramdır. Bu terim, “bağlantı” veya “neden-sonuç ilişkisi” anlamına gelir ve insanların birbirleriyle olan etkileşimlerini açıklamak için kullanılır. In-Yun, iki insanın geçmiş yaşamlarından gelen bir bağlantı ya da kader olarak da yorumlanabilir. Bu bağlantılar, insanların karşılaşmalarının tesadüfi olmadığını, aksine bir amaç doğrultusunda gerçekleştiğini öne sürer.

In-Yun’un kökenleri

In-Yun kavramı, Kore’nin antik felsefelerinden ve Budizm’den etkilenmiştir. Budizm’de “karma” olarak bilinen neden-sonuç ilişkisi, In-Yun kavramının temel taşını oluşturur. Karma, kişinin geçmişte yaptığı eylemlerin, şu anki hayatını nasıl şekillendirdiğini açıklar. Benzer şekilde, In-Yun da insanların geçmişteki bağlantılarının, şu anki yaşamlarında karşılarına çıkan insanlarla olan ilişkilerini belirlediğini savunur.

In-Yun ve kişisel bağlantılar

Hayatımızda bazı insanlarla neden bu kadar derin bağlar kurduğumuzu veya bazı insanlarla neden hemen anlaşabildiğimizi hiç düşündünüz mü? In-Yun, bu tür bağların geçmiş yaşamlarımızdan kaynaklandığını öne sürer. Örneğin, birini ilk kez gördüğünüzde, onu uzun zamandır tanıyormuş gibi hissettiğiniz anlar olabilir. Bu durum, In-Yun’un bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Aynı şekilde, bazı insanlarla olan karşılaşmalarımızın bize önemli dersler vermesi veya hayatımızda büyük değişikliklere neden olması da In-Yun ile açıklanabilir.

Görünmez iplerle bağlı mıyız?

In-Yun, insanların hayatlarına giren kişilerin tesadüfi olmadığını, aksine görünmez iplerle birbirlerine bağlı olduklarını savunur. Bu bağlantılar, geçmiş yaşamlarımızdan gelen bir borç veya alacak gibi düşünülebilir. Bu nedenle, hayatımıza giren her insan, bize bir şeyler öğretmek veya bizim onlara bir şeyler öğretmemiz için bir fırsat sunar. Bu bağlamda, her karşılaşmanın bir anlamı ve amacı vardır.

In-Yun ve modern psikoloji

Modern psikoloji de insanların birbirleriyle olan bağlantılarını incelemektedir. Özellikle, bağlanma teorisi ve insan ilişkileri üzerine yapılan çalışmalar, In-Yun kavramına benzer sonuçlar ortaya koymaktadır. Bağlanma teorisi, insanların erken çocukluk dönemlerinde kurdukları ilişkilerin, yetişkinlik dönemlerindeki ilişki kalıplarını nasıl etkilediğini açıklar. Bu teori, insanların birbirleriyle olan derin bağlarının, geçmiş deneyimlerine dayandığını gösterir. Örneğin, John Bowlby’nin bağlanma teorisi, erken dönemde kurulan güvenli veya güvensiz bağların, yetişkinlik dönemindeki ilişkileri nasıl şekillendirdiğini gösterir.

In-Yun kavramını hayatımızda nasıl uygulayabiliriz?

In-Yun kavramını anlamak ve hayatımıza uygulamak, ilişkilerimizde daha bilinçli ve farkında olmamızı sağlayabilir. Her karşılaşmanın bir amacı olduğunu kabul etmek, insanlarla olan etkileşimlerimize daha derin bir anlam katabilir. Ayrıca, geçmişteki bağlantılarımızın şu anki ilişkilerimizi nasıl şekillendirdiğini anlamak, bize kendimizi ve başkalarını daha iyi anlama fırsatı sunar.

Bilimsel destek ve kişisel deneyimler

Bilimsel araştırmalar da insanlar arasındaki bağlantıların önemini vurgulamaktadır. Örneğin, Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma, güçlü sosyal bağların insanların sağlığı ve mutluluğu üzerinde büyük bir etkisi olduğunu göstermektedir. Ayrıca, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde empati ve duygusal zeka gibi faktörlerin rolü de, In-Yun kavramıyla paralellik göstermektedir.

In-Yun, insanların hayatlarına giren kişilerin tesadüfi olmadığını, aksine görünmez iplerle birbirlerine bağlı olduklarını savunan bir kavramdır. Bu kavram, geçmiş yaşamlarımızdan gelen bağlantıların, şu anki ilişkilerimizi nasıl şekillendirdiğini açıklar. Modern psikoloji ve bağlanma teorisi de bu tür bağlantıların önemini vurgulamaktadır. In-Yun kavramını hayatımıza uygulayarak, ilişkilerimizde daha bilinçli ve anlamlı bağlantılar kurabiliriz.

Bu yazıda, In-Yun kavramının derinliklerine inerek, hayatımızdaki insanların neden bizimle olduklarını ve bu ilişkilerin nasıl anlamlı hale gelebileceğini keşfettik. In-Yun, bize her karşılaşmanın bir amacı olduğunu hatırlatarak, ilişkilerimizde daha bilinçli ve farkında olmamız için bir rehber sunar.

İlginizi çekebilir: Sosyal medya trendlerinin bilinçaltındaki güç: Ayna nöronlar

Kübra Güney: Merhaba, ben Kübra Güney. Uzun yıllar boyunca sağlık alanında çalışarak insanların bedenlerine şifa olmanın tatminini yaşadım. Ancak bir gün, kendimi bulma ve içsel huzuru keşfetme yolunda yeni bir serüvene atılmam gerektiğini fark ettim. Bu arayış beni psikoloji okumaya ve başka ruhlara şifa olma misyonuyla mindfulness ve meditasyon alanında derinlemesine eğitimler almaya yönlendirdi. Hayatın karmaşasında yolda olma halinin bana en iyi gelen şey olduğunu keşfettiğimde, içimdeki seyahat tutkusunu dünya ile paylaşmaya karar verdim. Bu amaçla açtığım Instagram hesabım, (@gezginselblog) kısa sürede gezgin bir kitleye ilham verici içerikler sunmaya başladı. Artık, her bir yolculuk, sadece bir rota değil, aynı zamanda ruhun derinliklerine yapılan bir keşif. Hem psikoloji hem seyahat alanında bu yolda öğrendiğim, deneyimlediğim bilgi ve tecrübeleri paylaşmak benim için bu yolun bir parçası. Hayatta en önemli şeyin, her anın tadını çıkarmak ve kendimize olan yolculuğumuzu hiç bitmeyen bir serüven olarak görmek olduğuna inanıyorum.

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale