Görsel, işitsel ve dokunsal temsil sistemleri iletişimde nasıl bir rol oynar?
“Parfüm” dendiğinde aklınıza ilk ne geliyor? En sevdiği parfümün kokusunu duyumsayanlar olabilir, parfüm şişelerinin görüntüsü zihninde canlananlar olabilir, evinde parfümünün nerede durduğu gözünün önüne gelenler olabilir, parfümünü beğendiği bir kişiyi aklına getirenler olabilir veya parfüm sıkma anında çıkan o pssst sesini hatırlayanlar olabilir. Sizce bu farklılıklarımız nereden kaynaklanıyor olabilir?
Bir başka senaryoda sıradan bir iş gününde, hazırladığınız bir raporu müdürünüze götürdüğünüzü varsayalım. Karşınızdaki kişi, “Teşekkürler, masama bırakabilirsin ben okurum” diyebilir veya “Teşekkürler, bana önemli noktaları özetler misin?” diyerek sizden dinlemek isteyebilir.
Temsil sistemleri dış dünyayı nasıl algıladığımızla ilgilidir; görsel, işitsel ve dokunsal olarak üçe ayrılır. Bu temsil sistemleri, öğrenme türleri olarak da geçer. Burada belirtilmesi gereken bir nokta, hepimiz tüm temsil sistemlerini barındırırız ancak ağırlıkla öne çıkan bir tanesini kullanmaktayız. Geçmişi hatırlarken veya gelecekle ilgili hayal kurarken temsil sistemlerimize göre hareket ederiz; böylece deneyimlerimize farklı anlamlar yükleriz. Aynı zamanda kişiliğimizin bir parçası olduğu için, iletişimdeki önemi büyüktür.
Görsel temsil sistemi
- Görmek ve okumak ister.
- Genellikle ayrıntılı not tutmayı sever, ancak sonradan notlarına göz atmayabilir.
- Düzenli, planlı ve organize olmayı sevse de kendi dağınıklıklarında rahattır.
- Hızlı düşünür ve hızlı konuşur.
- Dinlediği bir konuda çok ayrıntıya girildiğinde kaybolur, bir an önce sonucu öğrenmek ister.
- Telefonla konuşurken veya dersi dinlerken bir kağıda şekiller çizer.
- Dinlediği kişinin vücut dilini ve yüz ifadelerini görmek ister.
- Şemalar, haritalar, resimler öğrenmede kolaylık sağlar.
- Yönlendirici soruları: Sence nasıl görünüyor? Bu bize ne gösterir?
İşitsel temsil sistemi
- Dinlemek ve konuşmak ister.
- Uzun uzun konuşmayı ve konuyu detaylıca anlatmayı sever.
- Söylenenleri akıllarında tutmakta ve hatırlamakta güçlük çekmez.
- Sözel olarak yapılan açıklamaları ve sözlü yönergeleri almayı tercih eder.
- Gürültüye ve ses kalabalığına karşı hassastır, sesli ortamlardan rahatsızlık duyar.
- Not almaktan hoşlanmaz.
- Müziğe, dil öğrenmeye yatkındır.
- Verilen görevler hakkında konuşmayı tercih eder.
- Yönlendirici soruları: Kulağına nasıl geliyor? Ne duyuyorsun?
Dokunsal (kinestetik) temsil sistemi
- Dokunmak ve yapmak ister.
- İşin başına geçmeyi ve kendi deneyimleyerek öğrenmeyi tercih eder.
- Anlattıkları ifadeleri hissetme ihtiyaçlarından dolayı yavaş düşünür ve daha yavaş konuşur.
- Çalışılan materyale dokunmak, hissetmek, ortamı duyumsamak ister.
- Hareket etme ve hareket halinde olma ihtiyacı duyar.
- Fiziksel duyumlara ve dokunmaya önem verir, hisleriyle hatırlamaya yatkındır.
- Uzun süre oturmaktan hoşlanmaz.
- Yönlendirici soruları: Sana nasıl hissettirdi? Senin deneyimin nasıldı?
Ben hangisiyim acaba diye merak ederseniz eğer, özellikle anlatımda kullandığınız sözcüklere dikkat ederek veya yukarıda vermiş olduğum özelliklere bakarak temsil sisteminiz hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Örneğin birinden size yol tarif etmesini isteseniz, bunu nasıl yapmasını tercih ederdiniz? Bunun yanında, internette bulabileceğiniz testlerden de faydalanabilirsiniz.
Farklılıklarımızın farkında olmak, birbirimizle olan iletişimimizde önemli bir rol oynar. Örneğin, ağırlıklı görsel bir kişi dokunsal birine bir işin nasıl yapıldığını göstererek öğrettiğini düşünebilir, ancak dokunsal kişi o işi kendisi yapmadıkça öğrenme gerçekleşmeyecektir. Veya işitsel bir kişi görsel birine konuyu 2 saat boyunca anlattığında bunu yeterli görebilir; ancak dinledikleri, yazıya ve çizime dökülerek görselleştirilmedikçe görsel kişide uzun süre kalmayacaktır. Özellikle eğitim-öğretimde veya iş hayatında yapılan sunumlarda bu farklılıkların gözetilmesi ve yaptığımız iletişimin kapsayıcı olması çok önemlidir.
İlginizi çekebilir: Profesyonel bir yaşam koçu ile çalışmanın en önemli getirisi nedir?