X

Gölgeleri yansıtan sürrealizm: Tarihte sürrealist bir yolculuk

Birinci Dünya Savaşı’nın dünyada yarattığı psikoloji, materyalist ve milliyetçi zihinlere karşı hızlı bir cevap üretme gücünü de beraberinde getirdi. İlk kez İsviçre’de olmak üzere birçok yerde etkisini göstermeye başlayan “Dada Hareketi”nin gelişmiş bir versiyonu olan “Sürrealizm” bu cevapları vermeye çalışan bir yaklaşım olarak ortaya çıktı.

Freud’un psikanalizle ilgili çalışmalarının takipçisi olan öncül Dadaist Andre Breton, 1924 yılında yazdığı “Sürrealist Manifesto” ile sürrealizmi, “kişinin, zihnin gerçek işleyişini sözlü, yazılı veya başka bir yöntemle ifade etmeyi amaçladığı saf psişik otomatizm” olarak tanımladı.

Gerçek aklın bu şekilde ifade buluşunun merkezinde, rüyalar ve yönlendirilmemiş düşünceler vardı. Breton’a göre sürrealizm, estetik ya da ahlaki hiçbir mecburiyet ile bağlı kalamazdı. Sanatçı yaratmakta olduğu sanat eserinin bilinçli kontrolünden vazgeçmeli ve anti-estetik bir yerden beslenmeliydi. Breton’un, rasyonel düşüncenin dünyanın sorunları için hatalı bir yaklaşım olduğuna ve değişimin kalıcılığının ancak zihin yoluyla gerçekleşebileceğine yürekten inanan biriydi ve manifestosu ile nesneler, semboller ve görüntüler gibi sıradan şeylerin bilinçdışı ile yaratıldığında ve görüntülendiğinde önemli bir anlama sahip olabileceği fikrine güveni tamdı.

Dada Hareketi’nin temel özelliklerinden beslenen sürrealizm:

  • gündelik nesnelerin yeniden anlamlandırılması,
  • kabul görmüş estetiğe karşı durulması,
  • rasyonalizmin reddedilmesi,
  • bilinçdışı ile yüzleşilmesi ve
  • mizahın kullanılması gibi unsurlarla yola çıktı.

Sürrealistler kendilerini devrimci olarak da tanımlıyordu ve bu etiketten aldıkları özgüven sayesinde sanatın “büyülü” olarak algılanmamasını, hem dini hem de siyaseti aşmasını talep etmeye başlamışlardı.

Sürrealistleri dadaistlerden ayıran temel özellikler ise onların Marksizme, Freudyen psikanalize, gizli öğretilere ve yeni fizik kanunlarına duydukları hayranlıktı. Nihai amaçları “gerçekliği” aşabilecek bir sanat yaratabilmekti.

Sürrealizm, sunduğu bakış açısıyla sanatçıya farklı bir yön gösterdi:

  • bilinçdışından gerçekliğe akan bir süreklilik vardı,
  • sanat günün 24 saati yaşanabilen bir varoluştu,
  • Freud’a ve daha sonra Jung’a olan ilgi önemliydi ve mit, fetişizm, metafor, kolektif deneyim ve süreç olarak dünya anlamlandırılabilirdi,
  • doğrusal olmayan düşünce ve doğrusal olmayan yaratım fikri sanatın merkeziydi.

Andre Breton – Poeme

Bu çalışma, metni ve resmi birleştiren sürrealist kolajın erken bir örneğiydi. Breton bu şiiri, Sürrealist Manifesto’yu yayımladığı yıl yazmıştı. Kolaj, şiirsel bir anlatımdan çok, Breton’un gazeteciliğe olan inancını güçlü bir sanatsal form olarak ortaya koyuyordu. Onu geleneksel bakış açısıyla inceleyen gözlemciye anlam ifade edemeyecek olan bu çalışmada Breton, kendi mantığını oluşturmuştu.

Andre Breton – African Mask

“Afrika Maskesi” Breton’un, sanatın şamanistik gücü konusundaki çalışmalarının güzel bir örneğiydi. Breton, maske koleksiyonuyla ünlüydü. Amerika Birleşik Devletleri’ndeyken, Breton tüm ülkeyi dolaşmış, birkaç Kızılderili bölgesini ziyaret etmiş ve yol boyunca farklı maskeler toplamıştı. Metaforik alanda maske, kişinin iç zihnine açılan bir pencere olduğundan Breton için de önemli bir anlama sahipti.

Andre Breton, Max Morise, J. D. Tanguy, Pierre Naville, Benjamin Peret, Yves Tanguy, J. Prevert- Cadavre Exquis/ Figure

Bu çalışma, zihni serbest bırakmak ve bilinçdışı güçlere dokunmak için geliştirilmiş sürrealist bir sanat eseri örneğiydi. İşbirliğine dayanan bu yaratımda sanatçılar sayfayı bölümlere ayırır ve önceki sanatçının katkılarını gizleyerek ortak bir eser ortaya koyardı. Sürrealistler, Breton’un otomatizm hakkındaki ilk teorilerini geliştirmesinde rol oynayan, buna benzer pek çok kolaj çalışması yaptılar. O ve meslektaşlarının temel çıkış noktası “işbirliği eylemini” vurgulamaktı.

Rene Magritte- La Trahison des Images

René Magritte’in “La Trahison des Images / The Treachery of Images” adlı bu çalışması neredeyse kendi içinde bir sürrealizm tanımıydı. Aynı zamanda tuvalde “Ceci N’est pas une Pipe / Bu bir Pipo Değildir” yazıyordu.

Alışılagelen ilk yanıt, “Evet, bu bir pipo” şeklinde olsa da Magritte;

“…Tamam o zaman, dene ve iç” diyerek bu tepkiye yanıt veriyordu.

Burada görülen aslında sadece bir piponun görseliydi. Pipoyu temsil ettiğine inandığımız şeylerin tuvale yansımış haliydi.

Peki, o zaman bu pipo neyi temsil ediyordu?

Bu pipo, Sherlock Holmes öykülerini sevenlere muhtemelen derin düşünmeye dayalı problem çözümünün, Freudyen psikalaniz yanlılarına ise erotik kıvrımları nedeni ile psiko-cinsel bir çağrışımın temsili gibi görünebilirdi.

Magritte, nispeten basit bir görüntü gerçekte olduğundan çok daha fazlasını temsil edebiliyorsa ve birden çok anlam katmanını ele alabiliyorsa, o zaman gündelik nesnelerin de bu yeteneği paylaşması gerektiğini savunuyordu.

Max Ernst- Loplop Introducing a Bird

Max Ernst, sürrealizmi tanımlamada ve onun temel kavram ve tekniklerini yenilemede etkili olmuştu.

Bu çalışma, kısımlara ayrılmış bir şekilde boyama, heykelsi kabartma ve asamblajdan oluşuyordu. Ernst, kendi sanatının mitolojisinde kendisini temsil etmek için “Loplop” figürünü kullanmıştı.

Ernst, çevredeki şekilleri ve formları rastgele uyaranlar olarak ele almış ve onlara yanıt verme yoluyla elde ettiği eserler yaratmıştı.

Ernst’in arzusu, bilinçdışının, bilinçli zekanın minimum müdahalesi ile yaratmasına izin verebilmekti.

En ünlü sürrealist sanatçılardan biri olan Salvador Dali de bilinçdışını göstermek için birden fazla sembolik imge kullandı. Resimleri tuhaf olarak adlandırılıyor, rüyalarından ve cinselliğe olan korkusundan besleniyordu. Bu korku, şiddet içeren görüntüleri tasvir eden birçok eserinde de mevcuttu.

Salvador Dali- The Persistence of Memory

Salvador Dali’nin tablosu olan Hafızanın Kalıcılığı, muhtemelen sürrealizm denince akla gelen ilk eserdir. Dali ilhamını; sıcak bir günde erimesini izlediği peynirden aldığını söylemişti.

Onun tuvallere yansıttığı semboller günümüzde bile hala en çok araştırılan ve anlamlandırılmaya çalışılan semboller arasındadır.

Eriyen Saatler

Tuvaline yansıttığı algı, zamanın geçişini görünür hale getirme çabasıydı. Zamanın hızının herkese ve her şeye farklı bir etkisi olduğunu gözlemlemiş ve bu gözlemini saatlere, zamanın çok daha net sembollerine aktarabilmişti. Saatler, zamanın tüm evrendeki varlığını temsil ediyorlardı. Bu semboller, kendini ve diğer her şeyi yiyip bitiren metafiziksel bir zaman imgesini anlatıyordu.

Karıncalar

Dali beş yaşındayken karıncalar tarafından yenen ve geriye kabuğundan başka hiçbir şey kalmayan bir böcek görmüştü. Dali’nin resimlerindeki ve heykellerindeki karıncalar; ölüme, çürümeye ve bir yandan da süreksizliğe atıfta bulunuyordu.

Bazı eleştirmenler karınca sembolünün ezici bir cinsel arzuyu temsil ettiğini de savunmaktadır.

Yumurtalar

Yumurta, sert dış yüzeyi ve yumuşak iç kısmı göz önüne alındığında Dali’nin favori sembollerindendir. Dali yumurtayı doğum öncesi görüntülere ve rahim içi evrene bağlamış ve bu nedenle hem umut hem de sevginin sembolü olarak kullanmıştı.

Koltuk değnekleri

Koltuk değneği imgesi de Dali’nin birçok eserinde vardı. Bu değnekler her şeyden önce gerçek dünyanın zeminine atılan bir çapaydı ve yaşamdaki yetersizliğe manevi ve fiziksel destek sağlıyordu. Koltuk değneği aynı zamanda temel insani değerleri destekleyen geleneğin de bir sembolüydü.

Filler

Dali’nin filleri genellikle uzun ve çok eklemli bacakları ile sırtlarında farklı nesneler taşırken tasvir edilmişlerdi. Bu filler hem geleceği hem de gücü temsil ediyordu. Genellikle iktidar ve tahakküm sembolleri olan dikilitaşları taşıyorlardı.

Çekmeceler

Çekmeceler, kadınların gizli cinselliğinin bir temsiliydi. Freud’dan etkilenen Dali, çekmecelerin çoğunu biraz aralık olarak tasvir ederek kadınlara; sırlarının bilindiğini ve artık korkmamaları gerektiğini anlatmaya çalışıyordu.

Salyangozlar

Salyangoz sembolü, Dali’nin Sigmund Freud ile tanışmasıyla yakından bağlantılıydı. Başına gelen hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanan ressam; Freud’un evinin önünde duran bisikletin üzerinde bir salyangoz gördüğünde büyülenmişti. Salyangozu bir insan kafasıyla, özellikle de Freud’un kafasıyla birleştirdi. Yumurta imgesi gibi; salyangozların sert kabukları, yumuşak iç kısımları ve kıvrımlarının geometrisi de Dali’ye ilham vermişti.

Dali’ye göre temelde tüm bu imgeler aynı zamanda duygusal değere de sahiplerdi ve gerçek anlamları aslında her bir bireyin zihninin özel alanında yer bulmalıydı. Yine de bizler çoğu zaman etkileşimlerimizde genel olarak üzerinde fikir birliği sağlanmış verilere güvenmeyi tercih ediyor ve kendi gerçek tepkilerimizin tam anlamıyla hüküm sürmesine izin vermekte zorlanıyoruz.

Zaman geçiyor ve her şey değişiyor…

Zamanın kendisi de değişiyor, insan, onun zihni, düşünceleri, kavramları, algıları, duyguları ve kendini ifade etme biçimleri de başkalaşıyor. Sanki her şey yeni bir isim almış gibi. Yaşadığımız yüzyılla şekilleniyoruz, her gün ruhumuz için yeni bir ifade aracı arıyoruz ve bu araçlar da çoğu zaman geçmişi araştırınca bulunuyor. Avrupa’da ortaya çıkışından bu yana uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen, değerinin ve varlığının bugünlerde hala güncel olduğunu söyleyebileceğimiz “Sürrealizm” sayesinde yaşadığımız dönemin teknoloji ile süslenmiş kabuğunun altındaki boşluk belki de hala en verimli şekliyle açıklamasını bulabilir. Çünkü ne de olsa bir gün herkes, her şeyin sadece bir rüya olduğuna inanabilir…

Yunan sürrealist Miltos Sachtouris söylediği gibi: “Bugün artık insanlık sürrealizmle maskelediği bilinçsizliği ortaya koyabilir. Haydi artık saklamaya çalışmayalım, hepimiz gökyüzüne susadık.”

Kaynak
Prof. Assoc. Dr Maklena Nika-Do We Need Surrealism Nowadays?
Remy Dean-Do You Know What’s Really Surreal?
Lisa Maria Svensk- Surrealism and Symbolism
Dali Universe-Salvador Dali and Surrealism
Visual Art Organization-The Surrealist Art Movement: André Breton, the Subconscious, and Surrealism
Shannon Schmiedeke- Scientific Surrealism

İlginizi çekebilir: “Provokatif ütopik” bir deha: Buckminster Fuller’in ilham verici yaşamı

Şerife Günaydın Karaköse: Yazar Şerife Günaydın Karaköse, 1980 Adana doğumlu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Çağ Üniversitesi Özel Kamu Hukuku Yüksek Lİsansı'nı bitirmekle hukuk dünyasına girdi ve avukatlık mesleğine de halen devam ediyor. "Three", "The Shadow House","Happiest Hour","Uzaya Kaçan Küpe" ve "Keyfi Yanılsamalar" isimli kitapları hem Amazon hem de Barnes and Noble da online olarak yayımlandı. Yazarın denemelerini aktardığı www.allbyourselves.blogspot.com adlı bir blogu mevcut; aynı zamanda @mind_index Instagram profilinde de sanattan bilime, felsefeden psikolojiye kadar pek çok konu hakkında da içerik üretiyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale