Geceleri yatağa girmeden önce yıldızların oluşturduğu ışıltılı görüntüyü seyretmek için gökyüzüne bakıp istediğiniz manzarayla karşılaşamıyor musunuz? Bu durum sonucunda da derin bir üzüntüye ve huzursuzluğa mı sürükleniyorsunuz? Eğer bu soruları kafanızı bir aşağı bir yukarı sallayarak cevaplıyorsanız gökyüzü kederine sahip olabilirsiniz. Bu yazımızda, sizler için gökyüzü kederinin ne olduğunu detaylarıyla birlikte kaleme aldık.
Gökyüzü kederi nedir?
İngilizce’de ‘noctalgia’ olarak geçen gökyüzü kederi, noktalji olarak da anılıyor. Bu olgu, gelişmiş ve gelişmekte olan bölgelerdeki yapay ışıklandırmalara dayanıyor. Kozmolog Aparna Venkatesan ve araştırmacı John C. Barentine tarafından ortaya atılan gökyüzü kederi, gece vakti gökyüzüne olan erişimimizi kaybetmemizle açığa çıkan kolektif acı anlamına geliyor. Geceleri gökyüzüne gözlerimizi çevirerek yıldızları seyretme keyfini kaybetmemizin getirdiği üzüntü, bu fenomenle açıklanıyor.
Modern dünyanın her geçen gün şehirleşmesi sonucunda yapay ışıkların kullanımı artıyor. Yaygın bir şekilde kullanılan yapay ışıklandırma, astronomiye ilgi duyan ve gökyüzünü izlemekten zevk alan pek çok insanın gökyüzü kederi yaşamasına yol açıyor. Yapay ışıklar, gece vakti gökyüzünü aydınlatarak yıldızların ve diğer gök cisimlerinin görünürlüğünü azaltıyor. Bu durum sonucunda da insanlar gökyüzünün doğal güzelliğini izleyemiyorlar. İnsanların gökyüzü zevkine zarar veren yapay ışıklar, aynı zamanda diğer canlıların da hayatını etkiliyor. Etrafı çevreleyen farklı yapay ışık kaynakları yüzünden pek çok hayvanın doğal davranışları bozulmaya uğruyor. Bunlarla birlikte, yapay ışıklandırmanın artması sonucunda birbirinden farklı canlıların uyku düzenleri de hasar alabiliyor.
Gökyüzü kederi kendisini nasıl belli eder?
Gökyüzü kederini deneyimleyen insanlar, doğayla olan bağlantılarının zayıfladığını hissediyorlar. Gökyüzü aynı ormanlardaki bitkiler ve denizdeki canlılar gibi doğanın bir parçası. Bu parçaya olan erişimin kaybedilmesi sonucunda insanlar çevreden ve doğal manzaralardan mahrum kaldıklarını düşünüyorlar.
Doğayla bağlantının kopmasına ek olarak, noktalji melankoliye ve üzüntüye de yol açıyor. Bu durumu yaşayan kişiler, geceleri yıldızları ve diğer gök cisimlerini rahatlıkla izleyemedikleri için hayal kırıklığına uğruyorlar. Bu hayal kırıklığı, beraberinde büyük bir üzüntüyü getiriyor ve insan psikolojisini negatif bir şekilde etkiliyor. Ayrıca, gökyüzü kederinin geçmiş dönemlerdeki açık gökyüzünü özlemeye yol açtığını da belirtmek istiyoruz. Başta büyük şehirlerde yaşayan insanlar olmak üzere pek çok birey sık sık daha önceden seyretme fırsatı yakaladıkları doğal gece manzaralarını hatırlıyor. Bu hatırlama sürecinde izlemeye doyum olmayan gökyüzü manzaralarına karşı yoğun bir özlem duygusu hissediliyor.
Temelde ışık kirliliğinden doğan gökyüzü kederi, insanların anksiyeteye ve aşırı strese sahip olmasına da yol açabiliyor. Yapay ışıklandırma yüzünden uyku kalitesi düşen ve rahatlama fırsatını kaçıran insanlar, yüksek stresle ve çeşitli endişelerle mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Anksiyete ve strese ek olarak, bazı kişiler geceleri gökyüzünü seyredememe sonucunda motivasyon kaybı yaşıyorlar.
Gökyüzü kederini deneyimleyenler ne yapabilir?
Eğer yıldızların ve diğer gök cisimlerinin ışıltısını görememek sizi derin bir üzüntüye sürüklüyorsa bahsedeceğimiz ipuçlarını göz önünde bulundurabilirsiniz. Her ne kadar gökyüzü kederini çözmek için önemli bir toplumsal bilincin geliştirilmesi gerekse de bazı bireysel adımlar da bu durumun belirtilerini azaltıyor.
Evinizin ve evinizin bulunduğu sitenin dış aydınlatmasına odaklanarak işe koyulabilirsiniz. Site görevlileriyle iletişime geçerek gereksiz olduğunu düşündüğünüz yapay ışıkları onlara bildirebilirsiniz. Ayrıca, düşük yoğunluklu ve yönlendirilmiş ışıkları kullanmaya başlayabilirsiniz.
Yapay ışıklandırma yönetimiyle birlikte, seyahatleriniz ve tatilleriniz için ışık kirliliğinin az olduğu lokasyonları rotanıza dahil edebilirsiniz. Bu yerlerde istediğiniz gökyüzü seyriyle buluşarak motivasyonunuzu yükseltebilirsiniz. Bu adım için yakınınızda bulunan kırsal alanlara, dağlık bölgelere ve doğa parklarına göz atabilirsiniz. Ayrıca, çeşitli astronomi kulüplerine katılarak bu kulüplerin düzenlediği gece gökyüzü gözlemlerinin bir parçası olabilirsiniz.
Son olarak, diğer insanları eğitmenin ve bilinçlendirmenin önemini vurgulamak istiyoruz. Işık kirliliğiyle ilgili gerekli bilgileri öğrendikten sonra bu bilgileri çevrenizdekilerle paylaşabilirsiniz. Bu paylaşım sürecinde insan-doğa ilişkisinden bahsederek gökyüzü kederinin önüne geçmenin ne kadar önemli olduğunu anlatabilirsiniz.
Doğal gece manzaralarını ve gök cisimlerini izlemek insan ruhuna pek çok fayda sağlıyor. Bu nedenle, artan ışık kirliliğinin farkına varmak ve bu durumla mücadele etmek çok kritik bir konumda yer alıyor. Yukarıdaki bireysel adımları uygulayarak yapay ışıklandırmanın sizi üzmesinin önüne geçebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Astro turizm: Gökyüzünü izlemekten zevk alan gezginler için ideal trend