X

Göçlerden okyanusa, okyanustan kalbe akan güzel havalar şehri: Buenos Aires – 2

La Boca’da Buenos Aires’in hemen hemen her sokağı süsleyen ve bir kültür mirası olan kafelerinden birinde “cafe con leche” (süt içeren kahve) ve “medialuna”(yarım ay-yarım ay şeklinde üzerine tatlı marmelat sürülmüş çörek) ikilisini denemeden Buenos Aires’li olunmuyor. Bu kahve kültürü dünyanın farklı yerlerine olduğu üzere Buenos Aires’e de İtalyan göçmenler tarafından taşınmış. Global dünyada çok popüler olmuş kahve zincirlerine inat, Buneos Aires kendine has yüzyıllardır süregelen şehrin tarihini yansıtan irili ufaklı kafeleri ile zamana meydan okuyor.

Kahve kültürünü yansıtan tipik bir kafe
Cafe con leche ve medialuna

La Boca’dan şehrin kuzeyine doğru boylu boyunca uzanan ünlü Calle Defensa (Defensa sokağı) şehrin en eski merkezlerinden birine ev sahipliği yapıyor olması ile tarihte ayrı bir yere sahip. Calle Defensa üzerindeki en ünlü meydan ise Plaza Dorrego (Dorrego Meydanı). Plaza Dorrego, Buenos Aires’in en eski yerleşim yerlerinden biri olan San Telmo’ nun (tarihçe Saint Pedro Gonzales Telmo) da kalbi. 17. yüzyıldan bu yana bölge şehrin en önemli ticaret merkezlerinden biri olması özelliğini korumuş. Bugün ise tüm dünyadan sanatçıların tercih ettiği bohem bir yaşam merkezi. Birbirinden özel kafeleri ve pazar günleri açık havada kurulan San Telmo pazarı ile halen şehrin en popüler bölümlerinden. Yıllanmış plaklar, cdler, antikalar ve eşyalar ile dolu dükkanların sıralandığı pasajlar ve sokakları yüzyıllar öncesinin ruhunu yaşatmaya devam ediyor…

Plaza Dorrego
San Telmo
San Telmo

Plaza Dorrego’nun olmazsa olmazı ise, dünyanın şarap üretiminde ilk beşi arasında yer alan Arjantin’in en güzel bağlarından üretilmiş şaraplarını deneyimlemek. Arjantin’de halen yıllık bir milyon tondan fazla şarap üretimi yapılıyor. Okyanusa kıyısı olmayan ve ülkenin batısında yer alan Mendoza şehrinde üretilen Mendoza şarapları bugün dünyanın en değerli şarapları arasında geliyor. Ülkeye özel üzümlerden en ünlüsü ise Malbec. En güzel Malbec şaraplarını, Arjantin’in farklı noktalarında üretilmiş muhteşem çeşitleri ile, San Telmo’da olduğu üzere neredeyse rahatlıkla her köşe başına kurulmuş olan şarap satış evlerinde denemek mümkün.

Mendoza şarapları
Plaza Dorrego

Calle Defensa’nın sonunda, Buenos Aires’in en ünlü meydanı Plaza de Mayo (Mayıs Meydanı) yer alıyor. Etrafını çevreleyen Buenos Aires Haber Alma Ajansı ve Arjantin Ulusal Bankası gibi birbirinden ihtişamlı binalara inat, meydanın tam ortasında yer alan Piramide de Mayo (Mayıs Piramid) yanıbaşında uzanan açık hava parkına, adeta başka bir boyutta yarenlik ediyor… Piramide de Mayo bir sanat eseri olması yanında, ülkenin 1811 (Mayıs ayı) yılında İspanya’ya karşı ilan ettiği bağımsızlığının da simgesi…

Plaza de Mayo, ülke bağımsızlığının ilanı yanında tarih boyunca önemli siyasi olaylara da şahitlik etmiş. Arjantin’in en sevilen başkanlarından Eva Peron’un halka seslendiği ünlü evi Casa Rosada (Pembe Ev) ve Buenos Aires’in en büyük katedrallerinden Metrapolitan Katedrali Catedral Metrapolitana de Buenos Aires (Metrapolitan Katedrali) de burada bulunuyor. Halen Madres de Plaza de Mayo (Plaza de Mayo anneleri) olarak bilinen, evlatlarını askeri cunta yönetimi esnasında kaybetmiş annelere ev sahipliği yapıyor.

Plaza de Mayo
Plaza de Mayo

Plaza de Mayo’nun kuzeyinde ise dünyanın en geniş bulvarı özelliğini de taşıyan, ismini Arjantin’in özgürlüğüne kavuştuğu gün olan 9 Temmuz 1816’nın anısından alan Avenida 9 de Julio (9 Temmuz Bulvarı) yer alıyor. Bu bulvarın ününe ün katan bir özelliği ise 1936 yılında meydanın merkezine dikilmiş olan, bugün Plaza de la Rebuplica (Cumhuriyet Meydanı) olarak bilinen ve Buenos Aires’in en ünlü bulvarlarından Avenida Corrientes (Corrientes Bulvarı) ile kesişiminde bulunan, 67,5 metre yüksekliğindeki Obelisco de Buenos Aires (Obelisk). Obelisco, Buenos Aires için olduğu kadar Arjantin için de özgürlüğün ve ülkenin tarihinin önemli simgelerinden… Dört farklı yüzeyi ile uzun bir kare piramidini hatırlatıyor. Her bir yöne bakan yüzeyinde ise Arjantin’in ünlü sanatçılarının şiirleri yer alıyor. Obelisco aynı zamanda aktif olarak kullanılan bir sanat öğesi; örneğin 2005 yılında Dünya AIDS günü kapsamında Obelisco’nun tüm yüzeyi dev bir kondom ile kaplanmış ve bir ay süresince AIDS’e karşı gerçekleşen tüm aktivitelerin merkezi olarak kullanılmış.

Obelisco
Avenida 9 de Julio
Avenida 9 de Julio

Obelisco’nun yaklaşık otuz blok kuzeyinde ise ‘’Buenos Aires’in Paris’i’’ olarak ta bilinen, isminden de anlaşılabileceği gibi mimarisi ve sosyal olanakları ile şehrin İtalyan yüzü Palermo bulunuyor. Bilinen en güçlü tarihi kayıtlar, Palermo isminin, şehrin kurulmasının hemen ertesinde Buenos Aires’in bu bölümünü satın almış İtalyan asıllı Juan Domingo Palermo’nun anısından geldiğini gösteriyor.

Palermo’nun en ünlü meydanlarından biri ünlü Avenida General Las Heras (Las Heras Bulvarı) ile Avenida Santa Fe’nin (Santa Fe Bulvarı) buluştuğu nokta Plaza Italia (İtalya Meydanı). Hemen yanıbaşında bulunan Jardin Botanico (Botanik Bahçesi) ise 1898’den bu yana şehrin en önemli yeşil alanını oluştururken, her yıl binlerce turisti büyülemeye devam ediyor. Palermo Soho olarak bilinen bölüm ise Buenos Aires cemiyet hayatının ve lüks sosyal hayatının ana merkezi. Birbirinden güzel kafe ve barların bulunduğu Palermo caddelerinde şehrin bitmeyen enerjisini hissetmek mümkün…

Palermo
Plaza Italia, Palermo

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Göçlerden okyanusa, okyanustan kalbe akan güzel havalar şehri: Buenos Aires

 

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale