Glutensiz yaşam günümüzde herhangi bir türden bir rahatsızlığınız var ise çokça tavsiye edilir oldu. Glutensiz beslenme sosyal medyanın ulaşmamız istenen bilgi üzerindeki gücünün artışı ile nasıl göründüğünü ve kilosunu önemseyenlerin de gönüllü seçimi olabiliyor.
Glutenin tam olarak ne olduğunu veya onu yemeniz gerekip gerekmediğini bilmiyorsanız biraz kafa karıştırıcı olabilir. Glutensiz beslenmek durumunda olan biri olarak yıllar içerisinde yaşadığım sayısız diyaloglardan birine örnek vermek istiyorum.
– Şimdi pilav yiyebiliyorsun değil mi?
– Evet, pilav uygundur.
*** Pilav şehriyeli gelir.
Bu pilav şehriyeli maalesef tüketemeyeceğim.
E ama hani pirinç gluten değildi?
Pirinç değil ama pilavın içinde şehriye var. Şehriye glutenli.
…
Şehriyede de mi gluten var!?
Gluten nedir? Gluten içeren gıdalar, glutensiz gıdalar hangileridir? Glutensiz ekmek kilo aldırır mı? Üzerinde gluten free etiketi olmadan onu tanıyabilir miyim? Glutensiz yiyecekler nelerdir? Gerçek anlamda glutensiz beslenme nedir? Kafalar karışık. Yapılan araştırmalar birçok insanın sadece dengeli bir sindirim sistemi için daha sağlıklı veya kilo vermeye, daha iyi hissetmeye yardımcı olabileceğini düşündükleri için glutensiz bir diyete geçtiğini ortaya çıkarmış durumda. Ülkemizde çapraz bulaşmanın (glutensiz etiketli bir ürünün daha önce gluten içeren bir ürünün imal edildiği hattan geçişi ile eser miktarda da olsa gluten taşıma ihtimalinin olması) önüne geçen üretimler yapan glutensiz fabrika sayısı ivmelenerek artıyor. Öyle ki İstanbul Halk Ekmek Glutensiz ekmeği ile çok popüler.
Ancak şöyle bir şey daha var ki bu inanışın tam tersi de sizin için doğru olabilir. Önce karışıklığı biraz toparlayarak başlayalım. Çok katı bir şekilde glutenden uzak durduğunuz bir beslenme tarzı yaratmakta yeniyseniz ekmek, makarna, börek, pastane ürünlerini kesiyor olmanız yeterli olmayabilir. Şarküteri ürünleri, hazır çorbalar, soslar, salata sosları, bira ve maltla yapılan yiyecek veya içecekler kendisinin sinsice içine saklandığı yerlerden bazılarıdır.
Gluten buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda ve onların birleştirilmesi ile elde edilen melezlerinde bulunan bir protein grubudur ve sindirim enzimlerimizin tamamen parçalamasının zor olduğu bir bağa sahiptir. İşte bunu yaşayan bünyelerde tamamı sindirilememiş gluten parçaları bağırsakta kalır ve atılmak üzere sindirim sisteminden aşağı doğru ilerler.
Çölyak hastalığı ve benzeri rahatsızlığı olanlar için kısmen sindirilmiş bu gluten parçaları, bağışıklık sistemi ile etkileşime girebilir ve bir bağışıklık tepkisi oluşturabilir.
Önemli Hatırlatma: Gluten alerjisi olmayan kişiler gluteni sorunsuz bir şekilde sindirebilirler.
Sindirebilenlerden miyiz sindiremeyenlerden miyiz, işte tüm mesele bu
- Çölyak hastalığına sahip olanlar. Glutensiz beslenmenin de ötesinde glutensiz yaşamı gerektiren en büyük önem derecesinin sahibidir. Diş macunu, şampuan gibi günlük hayatlarımızda kullandığımız sıradan ürünlerin gluten içerikleri sebebi ile bu hastalığa sahip kişiler için risk oluşturma ihtimali mevcuttur. Bu hastalığa sahip kişilerde gluten ince bağırsağa özellikle de bağırsak duvarını kaplayan ve besin emiliminde önemli bir rol oynayan mikroskobik villuslara zarar verir. Bu hasarla birlikte zaman içerisinde beslenme içeriği gıdaların emilimi azalır ve istenmeyen sonuçlar baş göstermeye başlar. Teşhisi başta kan olmak üzere pek çok testle desteklenerek yapılabilir. Bu rahatsızlık en genel ismi ile otoimmün bir bozukluktur.
- Çölyak dışı gluten duyarlılığına sahip olanlar. İçlerinde benim de bulunduğum çölyak teşhisine sahip olmasa da pek çok başka sebepten de gerçekleşmiş olabilecek karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, sisli beyin, deri döküntüleri, eklem ağrıları, baş ağrısı gibi reaksiyonlar yaşayan gluten duyarlılığına sahip olanlar.
- Buğday alerjisi olanlar. Başka herhangi bir gıdaya olabildiği gibi buğdaya alerjisi olanların bünyelerinin gluten proteinini bir virüs veya bir bakteri olarak tanımlaması ile nefes alma güçlükleri, tıkanıklık, kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlarla bir bağışıklık sistemi tepkisi yaratması durumudur.
Karışıklık biraz da buradan doğuyor
Bu aşamada her karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, sisli beyin, deri döküntüleri, baş ağrısı, nefes darlığı, tıkanıklık şikayetinin sorumlusu glutendir diyemeyiz. Histamin intoleransı (Bknz. Düşük histaminli beslenme nedir, ne işe yarar?) gibi rahatsızlıkların da benzer sonuçları olabilir. Gluten hassasiyeti ile ilgili en büyük karışıklık buradan doğuyor.
Farkındalıkla ve bir diyetisyen / doktor uzman gözlemi altında semptomların varsa gluten ile ilişkisi araştırılmalı teşhis & karar buna göre verilmelidir. Yapılan bazı araştırmalar glutensiz bir diyetin, IBS, IBD, crohn, fibromiyalji, hashimoto troidi ve benzeri otoimmün hastalıkların semptomlarını azaltmada etkili olduğunu göstermiştir. Bunlar benzeri ve çölyak teşhisi olanların doktorlarının tavsiyesi ile gluten tüketimini sınırlaması veya tamamen kaçınması doğrudur.
Bununla birlikte hatırı sayılır bir süredir sağlık ve wellness dünyasına göz kırpan popüler kültürde kişilerin intoleransı olup olmadığına bakılmaksızın herkes için glutensiz bir diyet tavsiye ediliyor. Bu sayısız insanın kilo vermek, ruh halini iyileştirmek ve olduğundan daha sağlıklı olmak umuduyla glutenden vazgeçmesine sebep oluyor.
Gelin şimdi de glutenin tahıl grubunun favorisi olduğunu ve tam tahılların kalp hastalığı, diyabet tip iki ve romatoid artrit gibi hastalıkların risklerini azaltması ile pozitif bağlantısını hatırlayalım. Yapılan vegan ve içeriğinde gluten bulunan besinlerden uzak durulan bir diyete devam edilen araştırma kronik ağrılarındaki hafiflemenin hangi faktörden geldiğini tam olarak ispat edememişken başka bir araştırma tam tahıllı ürünler içeren beslenmenin devamlılığının faydalarını savunmuş. Uzmanlar geçirgen bağırsak ve inflamasyon gibi sıklıkla glutenle ilişkilendirilen sendromların muhtemel sebeplerinin aslında stres, genel beslenme kalitesi, vitamin, mineral eksikliği, düzenli kullanılan ilaç geçmişi gibi pek çok başka faktöre dayalı olduğunu söylüyor ve ekliyorlar; “Gluten, ona duyarlı kişilerde geçirgen bağırsağa sebep olan zonulin salınımını tetikleyebilirken bunun sebebi bakteriyel disbiyozis; bakteri dengesindeki bozulma da olabilir. Ki bunun etkisi glutenin etkisinden daha büyüktür.”
Dolayısıyla semptomlarımızı beslenme ile desteklememiz gerekliliği elzemken bunun her durumda kesinlikle glutensiz beslenme olması gerektiğini söyleyemeyiz. Glutensiz beslenme gibi diyet değişiklikleri yaptığımızda, tam olarak neyin işe yaradığını anlamanın bazen zor olabileceğini unutmayın ve kendinize şu soruyu sorun: Beni negatif etkileyen gerçekten gluten mi yoksa farkında olmadan kendi özelimde sindirimi zor yiyecekler mi tercih ediyorum?
Peki ne yapmalı?
- Amacınızı belirleyin.
- Bununla ilgili beslenmeyi destekleyen diğer tüm faktörleri kaliteli bir şekilde yerine getirip getirmediğinizi kontrol edin.
- Beslenme seçimlerinizi ve bedeninizin buna verdiği tepkileri takip edin.
- Mutlaka bir diyetisyen & doktordan sizin ihtiyaçlarınıza özel beslenmenin hangisi olduğu hakkında destek alıp onların kontrolü altında diyetinizi seçin ve sürdürün.
Bu yazı sadece farkındalığa bir kapı açmak niyeti ile paylaşılmıştır. Hiçbir yönlendirmesi, tıbbi tavsiyesi, yasal bağlayıcılığı ve sorumluluğu olamaz.
Eğer okuduklarınız ilginizi çektiyse Satvik Beslenme ve Satvik Yaşamın Prensipleri yazımı okumaktan da keyif alabilirsiniz.
Bu metin size ilham olduysa farkındalıklı seçimler oluşturmanıza yardımcı olabilirim. Yoga ve meditasyon uygulamalarımıza katılın. Bana Instagram’Instagram’dan ulaşabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Satvik beslenme ve satvik yaşamın prensipleri nedir?