Gizemli kara delik vajina hakkında doğru bilinen trajikomik yanlışlar
Vajina, kadının sahip olduğu en detaylı ve merak edilen organ. Erkeklerin çocukluktan itibaren ‘göster amcalara pipini’destekleriyle sallaya sallaya ortalıkta gezdirdikleri, onuruna eş, dost, akrabanın davullu zurnalı düğünler yaptıkları cinsel organ, aynı fonksiyonu taşıdığı halde (üreme) adı vajinaya dönüştüğünde gizemli bir hal alıyor. Konuşmaktan çekinilen, açıp da göstermeyi bırakın üzerinizde iç çamaşırı varken bile görünmesi olay olan bu organa dair bilinmezlikler, haliye aşağıdaki videodaki gibi komik anların yaşanmasına sebep olabiliyor.
Erkeklerden vajina çizmeleri istenirse…
Görmezden gelinseler de, dünya üzerinde yaklaşık olarak 3.52 milyar vajina var. Yaşamın kaynağı olan bu organı daha iyi tanımanız için, vajinayla ilgili doğru bilinen ‘trajikomik’yanlışları sizler için derledim;
‘Vajina doğumdan sonra kaybolur.’
Bu inanış, diğer bahsedeceklerim arasında en komik ve mantıktan uzak olanı. Çocuk doğurduktan sonra vajinanın kaybolacağını düşünmek, bir kez spora gittiğinizde tüm kilonuzun gideceğine inanmak gibi bir şey. Evet, kadınlar o devasa bebekleri vajinalarından çıkarıyorlar. Evet, bebeğin küçük bir kavun boyutlarında olan kafasının geçebilmesi için vajinanın bir hayli genişlemesi gerekiyor. Ancak oradaki kaslar zaten tamamen bu amaca hizmet etmek için var olduklarından, doğum sırasında genişleyecek, sonrasında da normal boyutlarında hayatlarına devam edebilecek fonksiyonda. Tabii ki doğum sırasında vajina kasları maksimum genişleme gösterdiği için acılar ve küçük çaplı yırtılmalar olabiliyor, ancak her yara gibi bir süre sonra iyileşebiliyor. Doğum sonrasında kısa bir sürede vajina eski haline geri dönebiliyor. Üstelik Kegel egzersizleri yaparak genişleyen ve uzayan kaslarınızı daha da sıkılaştırabilir ve vajinanızın çok kısa sürede eski haline dönmesini sağlayabilirsiniz.
‘Vajina kötü kokar.’
Bir çoğumuz bu paranoyayla büyüdük. Hiç bir doğruluğu olmayan bu inanış yüzünden tonlarca kimyasal içeren‘özel bölge’deodorantları, kokulu mendiller, duş jelleri kullandık. Ancak gerçek şu ki, vajina kokusunun benzediği tek koku yine vajina kokusu.
Vücudun tüm bölümleri gibi vajinanın da kimyasal içerikli herhangi bir ekstra bakıma ihtiyacı yok. Yani marketlerin kozmetik bölümlerinde pembelerle bezenmiş raflardaki özel bölge deodorantlarına, losyonlara, pudralara, ıslak mendillere ve bu amaçla üretilmiş hiç bir şeye ihtiyacınız yok. Beslenme düzeninize dikkat ettiğiniz, düzenli spor yaptığınız, kişisel bakımınıza gerekli özeni gösterdiğiniz, düzenli olarak jinekoloğunuzu ziyaret ettiğiniz ve cinsel ilişkide korunduğunuz sürece vajinanızda herhangi bir kötü koku oluşması mümkün değil.
‘Vajina kötü bir kelimedir.’
Yaşamın kaynağı olan ve insan ırkının devamlılığını sağlayan bir organın birini aşağılamak için kullanılması ve küfürlere malzeme edilmesi yalnızca bana mı ilginç geliyor çok merak ediyorum. Normalse ‘babanın böbreği’tamlamasını küfür önerisi olarak sunabiliyor muyuz?
‘Cinsel ilişki sırasında vajinaya kayganlaştırıcı sürülmesi gerekir.’
Bazı medikal durumlarda cinsel ilişki sırasında sürtünmeyi engelleme amaçlı ekstra kayganlaştırıcı desteğine ihtiyaç duyulabilir ancak normalde cinsel ilişki sırasında vajinadan da penisten de doğal kayganlaştırıcı sıvılar salgılanır.
Cinsel ilişki sırasında partnerinizin nelerden hoşlandığınızı bilmesi, vajinadan kayganlaştırıcı sıvının salgılanmasını hızlandıracaktır.
‘Vajinanın son kullanma tarihi vardır.’
Kadın ırkının yaşlandıkça yalnızca vajinayla ilgili değil, genel vücut algısıyla ilgili bir özgüven problemi oluştuğunu söyleyebiliriz. Ancak yaşlandıkça ne cinselliğin, ne bedenin, ne de vajinanın fonksiyonunda herhangi bir ‘tükenme’söz konusu değil. Yapılan doğum sayısı ya da hormonal değişimlerle vücudun her bölümünde olduğu gibi vajinada da değişimler gerçekleşebilir, ancak bu değişimler her zaman olumsuz değildir. Daha önce de bahsettiğim gibi, Kegel egzersizleriyle vajina kaslarınızı güçlendirebilir, doğumdan sonra da cinsel yaşamınızı eskisi gibi sürdürebilirsiniz.
Görüldüğü gibi vajina hiç de düşünüldüğü gibi ilginç, iğrenç, garip, kokulu, bilinmezliklerle dolu bir ‘kara delik’değil. Bir zamanlar hepimizin içinden geçtiği, insan ırkının yarısının sahip olduğu ve yaşamın kaynağı olan bir organ. El, kol, bacak, mide gibi vücudumuzun hayati organlarından biri ve sahip olduğu fonksiyonlarla saygı görmeyi hak ediyor.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.