X

Giysilerinizin ömrünü uzatmak için dikkat etmeniz gerekenler

Moda endüstrisi çevreyi en çok kirleten, doğal kaynakları en fazla tüketen sektörlerden biri. Her ne kadar çevre dostu, sürdürülebilir moda markalarının sayısı giderek artsa da en çevreci hareket her zaman daha az tüketmek. Enerji kaynaklarında ya da gıdalarda nasıl ki israfı önlemek için çaba harcıyorsak gardırobumuzda da bir şeyler yapabiliriz. Nasıl mı? Sahip olduğumuz kıyafetleri daha uzun süre kullanarak ve bu sayede yenilerini satın almaya ihtiyaç duymayarak. Öyleyse kıyafetlerimizin ömrünü uzatacak ipuçları ile hem çevreye verdiğimiz zararı azaltabilir hem de bütçemizi koruyabiliriz. İşte giysilerin ömrünü uzatmak için dikkat etmeniz gerekenler:

Giysilerinizi çok sık yıkamayın.

Deterjan ve yumuşatıcılar giysilerinizi erken yıpratabilir. Çorap, iç çamaşırı, tişört, tayt gibi teninize yakın olan ve teri emen hassas ve kişisel hijyen için önemli olan kıyafetler her kullanımdan sonra yıkanmayı gerektirse de diğer parçalar için aynı durum geçerli değil. Örneğin, ceketlerinizi ya da kotlarınızı 3-4 kez giydikten sonra yıkayabilirsiniz. Öte yandan, özellikle çok kısa bir süre için giydiğiniz kıyafetleri eğer terlemediyseniz ya da kirlendiklerini düşünmüyorsanız havalandırmayı deneyebilirsiniz. Böylece yıkamadan ferah bir dokunuş sağlayabilirsiniz.

Yıkama talimatlarına uyun.

Kıyafetlerinizi yıkamanız gerektiğinde etiketlerindeki yıkama ve bakım talimatlarına göz atın. Sonuçta, boş yere orada değiller 😊. Yanlış ısı, deterjan veya program kıyafetlerinize zarar verebilir. Uzun süre giysilerinizin keyfini çıkarmak istiyorsanız kaç derecede, hangi programda yıkamanız gerektiğini, kurutma makinesi ve ütünün uygun olup olmadığını öğrenin.

Benzer kumaşları birlikte yıkayın.

Muhtemelen beyazları ve koyu renkli giysilerinizi ayrı ayrı yıkamanız gerektiğini biliyorsunuz ancak, bu kadarı yeterli değil. Çünkü renkler kadar dokulara da dikkat etmek şart. O nedenle kotlarınızla iç çamaşırlarınızı birlikte yıkamak pek iyi bir fikir olmayabilir. Benzer dokulardaki uyumlu kumaşlara sahip kıyafetlerinizi bir arada yıkayarak zarar görmelerini engelleyebilirsiniz. Örneğin, tişörtlerinizi, penye eşofman veya şortlarınızı beraber yıkayarak suyun içinde ahenkle dönmelerini sağlayabilirsiniz 😊.

Engellere karşı dikkatli olun.

Ne engeli dediğinizi duyar gibiyiz, hemen belirtelim: Kıyafetlerin büyük düğmeleri, kalın fermuarları, taşlı aksesuarları gibi kumaşlara zarar verebilecek parçalarına karşı dikkatli olmalısınız. Yıpratıcı etkilere sahip materyalleri olan kıyafetleriniz birlikte yıkadığınız diğer giysilerinize takılarak sökülmelerine, yırtılmalarına ya da varsa üzerlerindeki baskının kalkmasına neden olabilir. Bu nedenle sürtünmeyi azaltmak için onları daha az ve hassas olmayan giysilerle birlikte yıkayabilir, çamaşır filesinin içinde makineye atabilirsiniz.

Kurutma makinesinden kaçının.

Kurutma makineleri özellikle kış aylarında kurtarıcı bir rol üstlenerek zaman kazandırsa da ne yazık ki kıyafetlerin ömrü için pek de doğru bir tercih değiller. Giysilerinizi küçültmenin yanı sıra zamanla liflerinin de bozulmasına neden olan kurutucular yerine doğal yöntemlerle çamaşırlarınızı asıp kurutmanız en iyisi olacaktır. Böylelikle hem enerji tasarrufu yapabilir hem de kıyafetlerinizi uzun süre giyebilirsiniz.

Asmak yerine katlayın.

Giysilerinizin esnememesi ve şeklini kaybetmemesi için mümkün olduğunca askıya asmaktan kaçının ve katlayarak yerleştirin. KonMari metodu ile katlamayı deneyerek hem yerden tasarruf edebilir, hem de aradığınız kıyafeti dolabınızda, çekmecenizde kolayca bulabilirsiniz. Yine de asmanız gereken kıyafetleriniz varsa plastik askılar yerine kadife askıları tercih edebilirsiniz. Kadife askıların yumuşak kaplamalı kenarları, giysilerinizi zamanla gerebilecek, yırtabilecek veya zarar verebilecek sürtünmeyi azaltarak kıyafetlerinizin ömrünü uzatabilirsiniz.

Dilerseniz KonMari metodu için aşağıdaki videoya göz atabilirsiniz:

Kozmetikleri dikkatli kullanın.

Birçok insan parfüm, saç spreyi ve diğer güzellik ürünlerindeki bileşenlerin giysilere zarar verdiğinin farkında olmadığından dikkatsizce kullanmaya devam edebilir. Eğer siz de onlardan biriyseniz artık bir şeyleri değiştirebilirsiniz. Çok fazla parfüm sürmekten kaçınarak, saç spreyi kullanırken kıyafetlerinize gelmesini engelleyerek, fondöten, kapatıcı gibi kimyasal içerikli makyaj malzemelerinin giysilerinizle temasını engelleyerek kıyafetlerinizi daha uzun süre kullanabilirsiniz.

Lekelere hemen müdahale edin.

Ne yazık ki hepimizin bildiği gibi, yerleşik lekeler giysileri mahvedebilir. Üzerinize özellikle yağlı, yoğun yapıda bir şey döküldüğünde mümkün olduğunca hızlı bir şekilde çıkararak lekenin daha da derinlere inmesini önleyerek en sevdiğiniz elbisenizden feraget etmek zorunda kalmayabilirsiniz. Evde olmadığınız zamanlar için acil durumlarda kullanabileceğiniz leke çıkarıcı kalem veya küçük leke çıkarıcı mendilleri çantanızda bulundurabilirsiniz.

Tüylenme ve tiftiklenme sorunlarını çözün.

En sevdiğiniz kazağınız tüylendi diye ondan vazgeçmeyi mi düşünüyorsunuz? Durun. Küçük bir el aleti işinize yarayabilir. Kumaş tıraş makinesi ya da tiftik aleti gibi farklı isimlerle anılan minik bir makine ile kıyafetlerinizi yeniden canlandırabilir; iplik, kabarıklık, tüylenme gibi sorunlardan kurtulabilirsiniz. İsterseniz basit bir tıraş bıçağı ile de tiftikleri toplayabilirsiniz. Ya da geniş bir bant yardımıyla da kumaşın üzerindeki tüyleri toplayabilirsiniz. Bizce denemeye değer.

Bonus: Tamir edin.

Hem doğaya hem bütçenize dost bir alışkanlık kazanmak ve kıyafetlerinizi uzun süre giymeye devam etmek istiyorsanız biraz el becerilerinizi ve yaratıcılığınızı geliştirmenizde fayda var. Sıkıldığınız kıyafetleri kesip biçerek yeni bir şeylere dönüştürebilir; sökülen, yırtılan giysilerinizi dikebilir, farklı bir hareket katmak için aksesuarları üzerine işleyebilirsiniz. Eğer zaman ayıramayacağınızı ya da elinizin yatkın olmadığını düşünüyorsanız işinin ehli bir terzi aramaya başlasanız iyi olur 😊.

İlginizi çekebilir: Her kadının gardırobunda bulunması gereken zamansız kıyafetler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale