Giyilebilir teknoloji ürünleri, otizm teşhisi konmuş kişilere yardımcı oluyor

Giyilebilir teknoloji ürünleri, otizm teşhisi konmuş yetişkinlere anksiyetelerini anlamaları ve bununla mücadele etmeleri konusunda yardımcı olabilir.

Yaşanmış olaylara dönüp bir daha bakmak, anksiyeteyle mücadele etmeye yardımcı oluyor. Geleneksel yöntemlerle bunu sağlayan en önemli şey günlüklerdi. Ancak günlük tutma alışkanlığının artık eskisi kadar yaygın olmadığını biliyoruz. Giyilebilir teknoloji ürünleri ise bunun yerini alabilir ve geçmişe dönüp tekrar olayları gözden geçirme fırsatı sunabilir.

Lancaster Üniversitesi’nden insan-bilgisayar etkileşimi uzmanları, “Snap” adını verdikleri bir çeşit kişisel bileklik prototipi üretmek için otizm teşhis konmuş kişiler üzerine bir çalışma yaptı. Snap, kullanıcılara kendilerini huzursuz hissettiklerinde duygularını dijital olarak kaydetme imkanı tanıyor. Uzmanlar, “Anksiyete ve Otizm: Kişiselleştirilmiş Dijital Sağlığa Doğru” başlıklı makalelerinde, Snap’in üç ay gibi hızlı bir geliştirme süresinin sonunda nasıl ortaya çıkarıldığını anlattı.

İlgili yazı: Giyilebilir teknoloji sınır tanımıyor: Akıllı dövme

Hızlı bir prototip olması için doğal malzemeden üretilen Snap bilekliği, esneyerek kullanıcıların datalarını kaydediyor. Bazı programlama özellikleri sayesinde, her kullanıcı kendi Snap’ini modifiye edebiliyor. Snap gibi giyilebilir teknolojik ürünlerin dışında Fitbit gibi jestler, adımlar, kalp ritmi gibi verileri kaydeden araçlar da var ancak bunlar bilgiyi pasif olarak algılıyor. Snap’in farkı ise kullanıcı içgüdüsel olarak onunla etkileşime girdiğinde bilgileri kaydediyor olması. Böylelikle bilginin toplanması, büyük ölçüde kullanıcının kontrolünde oluyor. Bu da otizm teşhisi konmuş kişiler için çok önemli bir unsur.

Otizm teşhisi konmuş kişilerin, kendilerini huzursuz hissettiklerinde ellerinde bir şeyle oynama eğilimi taşıdıkları biliniyor. Araştırmacılar işte bunu dijital olarak kayıt altına almak istedi. Snap bilekliğini oluşturma fikri de buradan ortaya çıktı. Araştırmanın başındaki isimlerden biri olan Dr. Will Simm, şöyle açıklıyor:

“Farkında olmadan yaptıkları şeyi dijital olarak kayıt altına alırsak, belki daha sonra onlara bununla mücadele etmeleri için yardımcı olabiliriz diye düşündük. Bu tamamen insanlara kendi huzursuzluklarını göstermek için bilginin gücünden yararlanmaktan ibaret.”

Snap’in her kullanıcı için kişiselleştirilebilmesi oldukça önemli bir özellik çünkü böylelikle kullanıcılarda raflarda satılan standart bir ürün değil, kişisel bir ürün izlenimi uyandırıyor.

Öte yandan araştırmacılar, Snap’in prototip üretim aşamasına katılan otizm teşhisi konmuş kişilerde bile terapi gibi bir etki yarattığını söylüyor. Öyle ki, tasarım ve üretim aşamasında yer alan katılımcılar kendi kaygı duydukları anları paylaşmış ve şimdiye kadar bunu hiç bu şekilde dile getirmediklerini bile söyleyenler olmuş.

İlgili yazı: Giyilebilir teknolojiler günlük yaşamımızı ne kadar değiştirebilir?

Snap bilekliklerinin bir başka önemli özelliği, kaydettiği dataların bilgisayar ortamına aktarılabilir olması. Böylelikle, kullanıcıların sadece kendilerini kaygılı hissettikleri zamanlar değil, pozitif hissettikleri zamanlar da kaydedilmiş oluyor.

Araştırmacılar şimdilerde, otizm teşhisi konmuş hastalardan ve uzmanlardan gelen talepler doğrultusunda Snap bilekliklerinin tasarım ve ek özelliklerini geliştirmek için çalışmalar yapıyor.

Kaynak:
PsyPost