Artık hemcinslerim de en az kadınlar kadar kendine bakar oldu. Eskiden bu durum daha iyiydi(!) biz her daim görüntüsüne dikkat etmeye çalışan erkekler için. O zamanlar kıyafetine dikkat eden erkek oranı %10’u geçmediği için bu erkekler kolaylıkla aradan sıyrılır, parlardı. Şimdi öyle değil, rekabet arttı. Fakat benim hala en sevdiğim(!) tarz futbolcu tarzı: dar jean’ler, D&G yazılı tişörtler, Gucci amblemli pabuçlar… Biri artık onlara dur desin (sözüm David Bechkam’dan dışarı).
Tamam, buyer’lar satılabilecek ürünleri getirmekle yükümlü, ancak neden onların seçtikleri ile sınırlandıralım kendimizi? Senin zevkinle o kişinin seçtiği ürünler uymuyorsa ya da onun seçtiği markalar sana hitap etmiyorsa, kaldın mı ortada?! Hele ki farklı olsun, çeşit olsun diye getirdikleri ama Türkiye’de asla giyemeyeceğin, giysen bile hiçbir yere gidemeyeceğin uçuk kaçık ürünler! Biri buyer’lara da dur desin! Burada ‘’farklı ürünler de sunmak istiyoruz’’ cevabını kabul etmiyorum. Sizin yüzünüzden nice pala bıyıklı, yağız delikanlılar sırf moda diye zımbalı Louboutin’lerle dolaşıyor. Peki, ne yapalım? Ben derim ki sınırları aşalım, yurtdışı e-ticaret sitelerine bir göz atalım.
Site önerilerine geçmeden bu sitelerle ilgili, olumlu ve olumsuz, dikkat edilmesi gereken bazı hususları belirtmekte fayda var;
• Öncelikle siteyi iyi seçmelisin. Hizmet kalitesi ve müşteri ilişkileri önemli ki ben zaten size bu konuda güvenilir olanları ileteceğim.
• 100$ üstündeki her şeye gümrükte %18 vergi ödeyeceğini bilmeli ve hesabını buna göre yapmalısın. Peki ben bundan nasıl kurtulurum diyorsan ve yurt dışında bir tanıdığın varsa, onun sana düşük tutarda göndermesini sağlayabilirsin.
• Beden ölçülerini iyi bilmelisin ki sonra geri gönder, değiştir gibi konularla uğraşmak zorunda kalma. Kıyafette çok sorun olmaz, en kötü bir beden büyük alıp daraltırsın; ama ayakkabıda o markanın başka bir ürününü denemeni öneririm ki sıkıntı olmasın.
• İndirim dönemlerini takip etmek için sitelerin mail gruplarına dâhil olmanda fayda var, bazen %80’e kadar indirim olabiliyor. En sevdiğim dönem! Sezondan aldım dersin, kim bilecek!
Peki bunlar hangi siteler?
Luxury’ler ile başlayalım.
Farfetch: Benim favorim. Bu sitede hem yeni hem de artık kendini kanıtlamış pek çok tasarımcının ürününü bulabilirsiniz. Sitenin bir diğer özelliği de ürünlerin dünya üzerindeki 300’ü aşkın mağazadan direkt olarak gelmesi. Yani e-ticaret sitesinden daha çok mağazaların ortak online platformu gibi düşünebilirsiniz.
Matches: Özellikle indirim dönemlerini iyi takip etmelisiniz. Çoğu markayı sezon sonlarında çok ucuza bulma şansınız var.
MR. Porter: Bundan 4 yıl önce takip edilmesi gereken bir siteydi ancak şu an oradan almak yerine Beymen’den alıp taksit yaptırmayı tercih edebilirsiniz. Ürünleri çok da farklı değil.
BrownsFashion: Londra kökenli bu sitede çok fazla çeşit olmaz; ama bazı markalar sadece bu siteye özel ürün veriyorlar, ara sıra girip bakmakta fayda var.
Luisaviaroma: Bu sitenin diğer sitelerden farkı runway’de (defilede) çıkar çıkmaz siteye geçmesi ama biz erkekleri açıkçası pek ilgilendirmiyor. Zira kaçımız defilede görüp “hımmm bunu almalıyım” diyoruz ki! Yine de alanlarımız vardır diye yazayım dedim.
Quirkyshops: Site sizi pek çok farklı siteye yönlendiriyor. Online shopping hepsinde var ancak bazı sitelerin TR’ye gönderimleri henüz yok. Bu nedenle siteye e-mail atarak ürünü sipariş edebilirsiniz.
Ssense: Özellikle kendini yeni yeni ispatlamaya çalışan tasarımcıları tercih ediyorsanız bu site tam size göre. Yıllar önce ilk CommonProject’lerimi bu siteden almıştım.
Asos: Hem uygun, hem funky hem de Türkiye’de olmasın istiyorsanız burada size uyan pek çok şey bulabilirsiniz.
Umarım bu sitelerde kendinize uygun bir şeyler bulabilir, dilediğiniz farkı birkaç tıkla yakalayabilirsiniz. Ancak “bu da güzel o da güzel şu da güzel” diyerek seçenekler arasında boğulup hiçbir şey alamamaktansa, sahip olduklarınızla rahatlıkla kombinleyebileceğiniz ürünlere öncelik vermenizi tavsiye ederim.