X

‘Girlboss’tan ‘girlmoss’a: Yosun kızlar akımı, kadınlara nefes aldırıyor

Bugün hemen hemen her kadının yüzde yüz katılacağı bir gerçek varsa o da; kadınların ‘her zaman’ ‘her yerde’ ‘her şeyi’ yapma baskısı ile karşı karşıya olduklarıdır. Yoğun iş temposu, bitmeyen ev işleri, çocukların bakımı, sürekli yetişmesi gereken görevler ya da yetişilmesi gereken yerler, kısacası bitmek bilmeyen bir döngünün içerisinde hapsolmuş durumda pek çok kadın…

Ne yazık ki modern dünyada kadınlardan beklenenler listesi günden güne uzayıp gidiyor ve haliyle toplumdaki kadınların çoğu yorgunluk, tükenmişlik, depresyon gibi problemlerle mücadele etmek zorunda kalıyor. Çünkü günümüz dünyasında özellikle çalışan kadınlar ve çalışan anneler, ‘her şeyi yapma’ baskısının altında her gün biraz daha eziliyor.

Bir düşünün; bir kadın olarak en son ne zaman ‘sadece’ kendiniz için bir şeyler yaptınız ya da ‘gerçek anlamda’ dinlendiğinizi hissettiniz?

Sabah kahvenizi keyifle içmek yerine yudumlarınızı hızlandırıp bir an önce işlere başlamak için dakikaları sayıyor, akşam evdeki herkes yattıktan sonra köşenize çekilip dinlenmek yerine gün içinde yetişmeyen ev işlerini toparlıyor ya da sizinle aynı pozisyondaki erkek bir iş arkadaşınızdan muhtemelen daha az maaş aldığınız iş yerinizde kendinizi göstermek için görev ve sorumluluklarınızın ötesinde bir performans sergiliyorsanız, bilin ki yalnız değilsiniz. Dünyanın dört bir yanında pek çok kadın ne yazık ki benzer durumları deneyimliyor. Ancak artık yeni bir çağ başlıyor; bknz: Girlmoss.

Kendinizi tükenmişlikten kurtarıp daha sakin, huzurlu bir yaşam tarzını benimsemek sizin de hayallerinizi süslüyorsa ‘girlmoss’ akımı ile tanışmanızın tam zamanı.

‘Girlboss’ dönemi yerini ‘yosun kadınlar’a bırakıyor

Kadınların iş dünyasında kendine hak ettiği yeri bulamaması ‘girlboss’ döneminin başlangıcı olmuştu; bu fikir kadınların profesyonel anlamda yükselmesinin ve güç kazanmasının önünü açmıştı. Fakat halihazırda toplum tarafından biçilmiş rolleri zaten çokça olan kadınların bir de iş dünyasında yükselişi, beraberinde yoğun stres, mükemmeliyet baskısı, sürekli üretken olma zorunluluğu gibi yıpratıcı süreçlerini de getirdi.

Elbette ki kadınların iş dünyasında yükselmesini, seslerini duyurması, hak ettikleri yerlere gelmesi, güçlenmesi, başarılar elde etmesi son derece önemliydi ancak bir şey gözden kaçtı; nefes alacak alan ve zaman yaratmak.

Bugün tüm bunlar önemini koruyor olsa da kadınlar, durup dinlenmenin, nefes almanın, her şeye bir ara vermenin, sorumluluklardan, görevlerden uzaklaşarak tazelenmenin de önemini fark etti. Çünkü hem iyi bir çalışan hem iyi bir eş hem iyi bir anne hem iyi bir evlat hem iyi bir arkadaş, kısacası her şeyin hep iyisi olmaya çalışmak oldukça yorucu. Ve bu farkındalık ‘girlmoss’ akımını karşımıza getirdi.

Yosun anlamına gelen ‘moss’ ve kız anlamına gelen ‘girl’ kelimelerinin birleşiminden oluşan bu akımı dilimize ‘yosun kızlar’ olarak çevirebiliriz. Peki bize tam olarak ne anlatıyor girlmoss?

Kadınlar, artık ‘durmayı’ ve ‘doğayı’ seçiyor

Girlmoss, başarıyı sürekli koşmakta değil, durup doğayı ve kendimizi dinlemekte bulmamız gerektiğini hatırlatan bir akım. Girlboss, kadınları iş dünyasında güçlendiren bir kavramdı; ancak girlmoss, gücün aynı zamanda dinginlik ve iç huzurdan geldiğini ortaya koyuyor.

Girlmoss, doğayla bağlantı kurarak ve hayatın hızını yavaşlatarak zihinsel, duygusal ve fiziksel olarak yenilenmeyi teşvik eden bir yaşam tarzı. Girlmoss, başarı ve güç tanımlarını yeniden yapıyor; güçlü olmak, başarılı olmak, sürekli bir hareket halinde olmak yerine kendi iç huzurunu bulmakla ölçülüyor. Öte yandan toplumun kadınlar üzerinde oluşturduğu bu mükemmeliyetçilik, sürekli üretme ve hep daha fazlasını yapma baskısından kaçış ve bireyin kendine dönme hareketidir.

Girlmoss, durmaksızın koşmanın değil; durup nefes almanın önemini hatırlatıyor ve en önemlisi doğayla olan bağın güçlendirilmesini savunuyor. Stresli ofislerden, dört duvar kapalı ortamlardan, ekranlardan uzaklaşıp, toprağa dokunmanın, doğayla iç içe olmanın iyileştirici gücünü vurguluyor.

Dijital molalar vererek, kendinizi fırsat bulduğunuz her an doğanın kollarına atarak, sorumluluklarınızdan ve görevlerinizden sıyrılarak sadece kendiniz için kendinizle baş başa kalarak, toprağa dokunup, çimenlere uzanıp, ağaçlara sarılıp, yağmurun, rüzgarın, dalgaların sesini dinleyerek siz de girlmoss akımına katılabilir, hayatınızda ‘nefes alacak’ alanlar ve zamanlar yaratabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Mikrofeminist hareketler, büyük bir değişimi başlatacak küçük adımlar mı?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!
İlgili Makale