X

Gıda intoleransı nedir, gıda intoleransının nedenleri ve belirtileri nelerdir?

Yeterince dinlendiğinizden emin olduğunuz halde kendinizi yorgun hissettiğiniz oluyor mu? Enerjinizi yükseltmek için birçok şey yapmanıza rağmen yine de enerji düşüklüğü yaşıyor musunuz? Sıkça meydana gelen baş ve karın ağrıları, yemek yedikten sonra oluşan rahatsızlık hali ve/veya uyku problemleri ile karşılaşıyor musunuz? Eğer bu sorulara cevabınız evetse birçok kişinin hayat kalitesinde düşüklüğe neden olan ama sorunların altında yatan bir sebep olarak ilk bakışta akla gelmeyen “gıda intorelansı” yaşıyor olabilirsiniz.

Gıda intoleransı nedir?

Günlük yaşamda öğünlerimizde tükettiğimiz bazı besinler, sindirim sistemimizde tam olarak sindirilemezler ve vücudumuz onları yabancı madde olarak algılar. Yabancı olarak algılanan bu besinlere karşı da vücudun savunma sistemi devreye girer. Savunma sisteminin harekete geçmesiyle birlikte vücudumuzda kişiden kişiye değişiklik gösteren yan etkiler meydana gelir. Vücudun bazı besinlere karşı gösterdiği bu tepkiye gıda intoleransı denir. Diğer bir ismiyle besin duyarlılığı olarak da bilinir.

Gıda intoleransının çeşitleri

Gıda intoleransının geçici ve kalıcı(enzimatik) olmak üzere iki farklı çeşidi bulunur. Geçici gıda intoleransı, çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar ve bir süre sonra etkisi kaybolur. Hormonal değişimler, hamilelik dönemi, antibiyotik kullanımı veya çeşitli enfeksiyonlar geçici gıda intoleransının oluşmasını tetikleyebilir. Kalıcı (enzimatik) gıda intoleransında ise isminde anlaşılacağı gibi vücudun gösterdiği tepki geçici değildir. Vücutta o besini sindirmek için gerekli enzim bulunmadığında, rahatsızlığın sebebi olan gıda, vücutta parçalanamaz.

Gıda intoleransının olası nedenleri

Kişiden kişiye değişen yan etkilerinin yanı sıra gıda toleransının oluşmasının ardında da farklı sebepler yatıyor. Gıda intoleransının nedenlerini doğru bir şekilde analiz etmek için bir uzmana danışmak en etkili yol olsa en sık karşılaşılan nedenler arasında çölyak hastalığı, enzim eksikliği, bağırsak rahatsızlıkları, kötü beslenme ve bazı ilaçlar yer alıyor.

Çölyak hastalığı: Arpa, çavdar ve buğday gibi gluten bulunduran besinlere karşı hassasiyet oluşturan, bağışıklık sistemi hastalığıdır. Kalıtımsal faktörler bu hastalığın ortaya çıkışında etkilidir. Her yaş grubundan insanlarda görülebilir.

Enzim eksikliği: Vücudumuzda tükettiğimiz besinlerin sindiriminden sorumlu enzimler bulunur. Enzim eksiliği bulunan kişilerde vücut belirli bir besini parçalayacak enzimi üretemez ve parçalama işleminin gerçekleşememesinden dolayı gıda intoleransı oluşabilir.

Bağırsak rahatsızlıkları: Sindirim sisteminin temel taşlarını oluşturan bağırsaklarda meydana gelen bir rahatsızlık, besinlerin sindirim sürecini olumsuz yönde etkiler. Sindirilemeyen besinlerin vücutta depolanması ve savunma mekanizmasını harekete geçirmesi nedeniyle kişide gıda intoleransı meydana gelebilir.

Kötü beslenme: Hızla değişen dünyada sürekli farklılaşan beslenme alışkanlıklarımız, günlük yaşamın yoğunluğunda düzene koymanın zorlaştığı öğünlerin düzensiz bir rutine sahip olması, bağırsak florasının yapısına zarar verebilecek şekilde çok yemek yemek veya işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi gıda intoleransına sebep olabilir.

Gıda intoleransının en yaygın belirtileri

Gıda intoleransının belirtileri kişiden kişiye değişebilir. Belirtilerin şiddeti de benzer şekilde farklılık gösterebilir. Kişinin hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyen en yaygın olarak karşılaşılan belirtiler şu şekildedir:

  • Şişkinlik
  • Yorgunluk
  • Gaz
  • Baş ağrısı
  • Karın ağrısı
  • Mide rahatsızlıkları
  • Düşük enerji
  • Huzursuz ruh hali
  • Uyku bozuklukları
  • Kas ve eklem ağrıları
  • Depresyon
  • Ciltte kızarıklık
  • Kabızlık veya ishal
  • Döküntü
  • Aşırı endişe
  • Burun tıkanıklığı

Gıda intoleransına neden olan besinler

Kişiden kişiye farklı belirtiler gösteren gıda intoleransına neredeyse tüm besinler sebep olabilir. Enzim eksikliği, çevresel veya genetik faktörler kişinin hangi tür gıdalara intoleransı olduğunu etkiler. Gıda intoleransına neden olan tüm besinleri listelemek mümkün olmasa da en sık karşılaşılan gıda intoleransları birkaç başlıkta toplanabilir:

  • Laktoz: Laktoz, süt ve süt ürünlerinde bulunan bir şeker türüdür. Laktoz intoleransına sahip kişilerde vücut, laktozu sindiremez. Çünkü, ince bağırsakta bulunan laktozu parçalayan enzim bu kişilerde eksiktir. Laktoz intoleransı olan kişiler, sıklıkla şişkinlik, gaz veya karın ağrısı gibi rahatsızlıklardan şikayetçi olurlar.
  • Gluten: Buğday, arpa, çavdar gibi besin bileşenlerini içeren ekmek, poğaça, börek ve benzeri yiyeceklere karşı kişinin intoleransının olması gluten intoleransı olarak isimlendirilir. Gluten intoleransının en önemli belirtilerinden bir tanesi deride pul pul döküntülerdir. Vücutta uzun süreli şişkinlik, iltihaplanma, kronik yorgunluk gibi belirtiler de gluten intoleransına işaret edebilir.
  • Fruktoz: Fruktoz, meyveler, kök sebzeler ve tahıllarda doğal olarak bulunan basit bir şekerdir. Kısaca meyve şekeri olarak da bilinir. Fruktoz intoleransı enzim yetersizliğinden meydana gelir ve genetiktir. Fruktoz intoleransının başlıca belirtileri arasında terleme, titreme, bulantı, ödem ve kusma şikayetleri yer alır.

  • Kafein: Sinir sistemini etkileyen, kahve, yeşil çay veya kola gibi içeceklerde bulunan bir madde olan kafein, bazı kişilerde gıda intoleransına sebep olabilir. Kafein intoleransı, kalp çarpıntısı, baş ağrısı, gerginlik ve huzursuzluk hali gibi belirtilere sebep olabilir. Aynı zamanda kafein intoleransı olan kişilerde ciltte kaşıntı ve uyku problemleri de görülebilir.
  • Salisilik asit (salisilat): Cildin dokusunu ve yapısını etkileyen, yağda çözünebilen bir asit türü olan salisilik asit, oldukça geniş bir gruptur. Brokoli, mısır, çeşitli baharatlar, turp, portakal, kivi, fıstık ve benzeri birçok meyve, sebze ve kabuklu yemişte bulunabilir. Salisilik asit intoleransına sahip bireylerde en sık karşılaşılan belirtiler arasında bulantı, mide yanması, sık geğirme, kulak çınlaması ve kaşıntı yer alır.
  • Histamin: Histamin, vücudumuzun tüm sistemlerinin işlemesinde rol alan kimyasal bir maddedir. Vücutta doğal olarak bulunmasının yanı sıra dışarıdan birçok gıda ile birlikte de alınabilir. Fermente yiyecek ve içecekler, konserve ürünler, patlıcan, ıspanak, avokado gibi sebzeler, balık ve et ürünleri, boza, sirke ve benzeri birçok besinde bulunabilir. Vücutta histamini yıkıp parçalayacak yeterli enzim bulunmadığında histamin intoleransı meydana gelebilir. Histamin intoleransının başlıca belirtileri, baş dönmesi, hipertansiyon, uyku bozuklukları, ödem ve kalp ritminde düzensizliklerdir.

Gıda intoleransı tanısı nasıl konulur?

Kişinin şikayetleri doğrultusunda bir uzmana danışmasından ardından gıda intoleransından şüpheleniliyorsa “gıda intoleransı testi” ile tanılanma süreci gerçekleşir. Bu test için kişiden kan alınır ve laboratuvarda incelenir. Çeşitli besin bileşenleri ile kanın tepkimesine bakılır. Nedenleri ve belirtileri gibi teşhis konulmasında da farklı yöntemler izlenebilir. Hormon testleri, bağırsak florası testi veya pH testi gibi farklı tanı koyma araçları ile de kişinin tanı ve tedavi süreci yönetilebilir.

Gıda intoleransı tedavi yöntemleri nelerdir?

Tıpkı tanı sürecinde olduğu gibi gıda intoleransının tedavisinde de doktor kontrolünde ilerlemek çok önemlidir. Öncelikle gıda intoleransının altında yatan sebep veya sebeplere uygun olarak bir tedavi süreci başlatılır. Gıda intoleransına neden olan besin, kişinin öğünlerinden çıkartılarak beslenme tarzında değişikliğe gidilmesi önerilir. Tüketilemeyecek olan besine bağlı olarak ortaya çıkabilecek vitamin eksikliğine karşı yine doktor kontrolünde uygun takviyeler ile metabolizmanın dengesinin sağlanması amaçlanır.

Gıda intoleransı ve besin alerjisi arasındaki farklar

Besin alerjisi ve gıda intoleransı birbirine sıklıkla karıştırılan ve önemli farkları bulunan iki ayrı rahatsızlık durumudur. Besin alerjisi, tüketilen bir besinin içinde yer alan belli bir maddeye karşı bağışıklık sisteminin tepki göstermesidir. Vücut, o maddeye karşı savunmaya geçer ve IgE isimli çeşit antikor üretir. Genetik faktörlerin yanı sıra kesin bir nedeni olmayan besin alerjileri, genellikle çocukluk yaşlarında sıkça görülür. Süt, kuruyemiş, yumurta veya bal sıklıkla besin alerjisinin yaşanmasına neden olan gıdalar arasında yer alır. Besin alerjisinin belirtileri arasında gıda intoleransına benzer bazı etkiler olsa da ağırlıklı olarak, deride kaşıntı, kızarıklık, döküntü, boğazda şişme, nefes darlığı ve benzeri rahatsızlıklar görülebilir. Gıda intoleransının aksine, besin alerjisinin belirtileri çok hızlı bir şekilde ortaya çıkar. Yaklaşık yarım saat içerisinde ciddi yan etkiler yaratarak hayati organları etkileyebilir ve çok ciddi sonuçlar yaratabilir. Herhangi bir besine karşı alerjik reaksiyonlar gösterdiğinizi düşünüyorsanız vakit kaybetmeden bir doktora danışmalısınız.

İlginizi çekebilir: Tahıllar, gluten duyarlılığı, Çölyak hastalığı: Gıda intoleransı nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale