X

‘Gezegenimiz iyiyse biz de iyiyiz’: Bilimsel araştırmalardan derlenen çevre haberleri

Evet, gezegenimiz iyiyse biz de iyiyiz! Çünkü insan sağlığı ve çevre sağlığı, birbirinden bağımsız düşünülemeyecek iki konu. Eğer doğaya özen gösterirsek o da bizi tazeler ve yeniler. Diğer yandan, dikkat etmezsek sağlığımıza hatta yaşam koşullarımıza zarar verebilecek birçok olumsuzluğa neden olabilir… Bilimsel araştırmalardan derlenen çevre haberleri, bu konuya bakışınızı derinleştirecek şaşırtıcı başlıklarla dolu. Bu haberler hakkında bilgi sahibi olmak, eminiz ki gezegenimize hak ettiği özeni göstermemize yardımcı olacak. Bakalım bilimsel araştırmalar neler söylüyor…

1. Hamileyken doğada zaman geçirmek, bebeğin sağlığını destekler

Tam 9 Avrupa ülkesi ve yaklaşık 70.000 doğumu kapsayan yeni bir araştırma, hamilelik sırasında yeşil alanlara yakın yerleşim yerlerinde yaşamakla sağlıklı kiloda bir bebek doğurmak arasında anlamlı bir ilişki tespit etti. Öte yandan parklardan, bahçelerden ve ormanlardan daha uzakta yaşamak, hamilelik yaşına göre daha küçük bir bebek doğurma olasılığıyla ilişkilendirildi. Bu bağlantı, özellikle daha kuzey ülkelerinde yaşayan ve düşük eğitim düzeyine sahip ebeveynler arasında güçlü görünüyordu.

Kulağa son derece şaşırtıcı gelen bu bağlantı, doğanın sakinliği teşvik etme ve zihinsel esenliği artırma yeteneğinden kaynaklanıyor olabilir. Sonuçta her ikisi de sağlıklı bir hamileliğin temel taşlarıdır. Dilerseniz araştırmanın detaylarını buradan okuyabilirsiniz.

2. Çevre dostu beslenmede deniz yosunu ağırlıklı olabilir

Deniz yosunu, kıyı şeritlerini koruma ve hayvan tarımının çevresel etkilerini azaltma konusunda umut vaat eden sürdürülebilir bir gıda kaynağıdır (Çünkü ineklerin daha az gaz yapmasını sağlar). Bu nedenle, gelecekte daha fazla deniz yosunu yetiştiriciliğine yatırım yaparak neler kazanacağımızı ölçmek üzere yeni bir araştırma başlatıldı. Araştırmanın sonuçları ise oldukça şaşırtıcı: Buna göre, bir insanın diyetinin %10’unda deniz yosununa yer vermesi, 110 milyon hektara kadar (yaklaşık Kaliforniya ve Teksas’ın toplamı büyüklüğünde) arazinin kaybolmasını ve 2,6 milyar ton karbonun atmosfere girişini önleyebilir. Araştırmayı buradan okuyabilirsiniz. Dilerseniz deniz yosununu da ele aldığımız 2023 Beslenme Trendleri yazımızı da inceleyebilirsiniz. 

3. Akdeniz diyetine bağlı kalmak, karbon ayak izini azaltabilir

Deniz yosunu içeren bir diyet benimsemenin yanı sıra, Akdeniz diyetini takip etmek de kişisel karbon ayak izinizi azaltmanıza yardımcı olabilir. Çevre Sağlığı Dergisi’nde yayınlanan yeni bir araştırma, Akdeniz diyetine (meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar, fasulye, baklagiller, kabuklu yemişler, tohumlar, omega-3 bakımından zengin balıklar, kümes hayvanları, yumurta açısından yüksek) daha fazla bağlı olan kişilerin karbon ayak izlerini ölçümledi. Buna göre, bu kişiler daha düşük diyetsel CO2 emisyonlarına sahipti. Bu tür bir yeme modelini takip etmek ayrıca daha düşük arazi kullanımı, su tüketimi ve enerji tüketimi ile ilişkilendirildi. Yani pek çok sürdürülebilir eylem gibi, bu da kişisel sağlığınız için harika! Araştırmayı incelemek için tıklayabilirsiniz.

4. İnsan faaliyetleri, kuşların görünüşünü ve etkileşim şeklini değiştiriyor

Bu cümle bile insanı rahatsız etmeye yetiyor, değil mi?

Acta Ethologica’da yayınlanan bir araştırma, şehir gürültüsüne maruz kalan kuşların, diğerlerine kıyasla farklı renkte gagalar geliştirdiğini ortaya koydu. Araştırmacılar bunun nedeninden tam olarak emin değiller, ancak insan seslerinin gaga görünümünü etkileyen kortikosteronu (kuşlarda bizdeki kortizole benzer bir birincil stres hormonu) artırmasıyla ilgili olabileceğinden şüpheleniyorlar. Daha da kötüsü kentsel gürültü, bu estetik değişiklikleri yönlendirerek, kuşların etkileşim kurma ve eş seçme şeklini de etkileyebilir! Araştırmayı buradan okuyabilirsiniz.

5. Ftalat maruziyetinin yan etkileri, nesiller boyunca aktarılabilir

Ftalatlar, plastik yapmak için kullanılan bir grup kimyasal ve bunlara sürekli maruz kalmak metabolik sendrom, hormon bozuklukları, bozulmuş karaciğer fonksiyonu ile ilişkilendirilmekte. Türünün ilk örneği olan bir bilimsel çalışma, ftalatların metabolik sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin erkek farelerden iki nesil sonraki yavrulara geçtiğini ortaya koydu.

Araştırmanın baş araştırmacısı Changcheng Zhou, yaptığı açıklamada “Babaların endokrin bozucu ftalatlara maruz kalmasının, yavrularının metabolik sağlığı üzerinde nesiller arası olumsuz etkileri olabileceğini bulduk. Bildiğimiz kadarıyla, yaptığımız çalışma, bunu gösteren ilk çalışma olma özelliği taşıyor.” dedi. Bir sonraki adım ise elbette insanlar üzerinde benzer bir etkinin olup olmadığını test etmek… Araştırmayı buradan okuyabilirsiniz.

Gezegene dost bir yaşam tarzı nasıl oluştururuz?

İstatistikler, son yıllarda insanların günlük yaşamlarında daha çevre dostu hale geldiklerini gösteriyor. Güzel haber! Çünkü bu aynı zamanda, dünyanın dört bir yanındaki insanların, yavaş yavaş çevrelerindeki doğal kaynakların azaldığının farkına vardıklarını gösteriyor. Sonuçta hem çevre aktivistleri hem de vatandaşlar çevre dostu uygulamaları benimsemek için daha fazla çaba sarf ediyorlar. Gezegene dost yaklaşımlar benimsemek, doğayı korumanın yanı sıra sera gazı emisyon oranını azaltmak ve enerji maliyetlerini de en aza indirmek demek. Elbette bu tür bir yaşam tarzı, sadece gezegenin değil, sizin de sağlığınızı teşvik eder. Peki, gezegen dostu bir yaşam tarzı benimsemek için bireysel anlamda neler yapabiliriz?

1. Ev eşyalarınızı geri dönüştürün

Evinizdeki geri dönüşüm, çevre ve gezegen dostu bir yaşam tarzı benimsemenin en temel ve en kolay yolu. Sadece biraz yaratıcılıkla, yeniden kullanılabilir öğelerin dikkatsizce elden çıkarılmasını engelleyebilirsiniz. Örneğin, plastik ve cam kapları atmak yerine fişleri, kalemleri veya kategorize etmeyi zor bulduğunuz şeyleri koymak için yeniden kullanabilirsiniz. Alternatif olarak teneke kutuları, cam şişeleri ve diğer yeniden kullanılabilir ambalajları, geri dönüşüm kutularına gönderebilirsiniz.

2. Kimyasalları daha çevreci çözümlerle değiştirin

Ortalama ev temizlik ürünleri, kozmetikler ve gıda koruyucuları çok fazla toksik kimyasal içerir. Bu tür kimyasal bazlı ürünlerin çöplüklere ve su kaynaklarına atılması ise hava ve su kirliliğinin önde gelen nedenleri arasında yer alır. Oysa organik temizlik ürünleri ve doğal malzemeler kullanarak çevre kirliliğini azaltabilir, sağlığınızı güvence altına alabilirsiniz. Örneğin, sirke ve kabartma tozu, atmosfere toksik kirleticiler salmadan lekeleri ve mikropları çıkarmada etkili doğal malzemelerdir.

3. Enerji tüketimini azaltın

Enerji tasarrufunun kolay olmadığını biliyoruz. Ancak verimliliği artırmak, maliyetleri azaltmak ve daha yeşil bir yaşamın tadını çıkarmak için elektrik kullanımını en aza indirmenin de pratik yolları var. Örneğin evinizdeki normal ampulleri LED ampullerle değiştirmeyi düşünebilirsiniz. Çünkü LED’ler, standart ampullere göre 25 kata kadar daha uzun ömürlüdür ve %75 daha az ısı üretirler. Ayrıca, kullanılmadığı zamanlarda cihazlarınızın fişini çekmeyi ve çamaşırları soğuk suyla yıkamayı da alışkanlık haline getirebilirsiniz.

4. Doğa dostu evcil hayvan ürünleri tercih edin

Garip görünse de evcil hayvanların da tıpkı insanlar gibi yüksek bir ekolojik etkisi var! Neyse ki, bazı basit adımlarla çevre dostu bir evcil hayvan sahibi olmak mümkün. Öncelikle potansiyel bir evcil hayvan sahibiyseniz, satın almak yerine sahiplenmeyi düşünün. Bu hareket, yetiştiricilere olan talebin azalmasına ve bir cins veya safkan köpek satın aldığınızda yaşanan sağlık sorunlarının ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Bir de tabii çevre dostu bir evcil hayvan ebeveyni olarak, tüylü dostlarınıza organik ürünler vermeye çalışın.

Gezegen dostu bir yaşam tarzına geçiş yapmak, başlangıçta zor ve ürkütücü görünebilir. Ama aynı zamanda, planlamadan alışkanlıklarınızı sürdürülebilir bir yaşam tarzına dönüştürmeye kadar tatmin edici faaliyetlerde bulunmak için fırsatlar yaratır. Örneğin, yerel olarak alışveriş yapmak, aşırı paketleme ve nakliyenin neden olduğu karbon ayak izini azaltmanıza olanak tanır.

İlginizi çekebilir: Gezegene doğrudan ya da dolaylı yoldan fayda sağlayan 6 yaşam stili

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale