Sürdürülebilirlik, yaklaşık son beş yıldır popülerliği artan ve 2021 yılının wellness trendleri arasına giren, oldukça önemli bir konu. Popülerliğinin artmasında, bu konuda bilinç yaratmaya çalışan influencer’ların büyük katkısı var elbette ama asıl sebep, doğal dengedeki bozuklukların, küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin ve iklim değişikliği sebebiyle ortaya çıkan doğal felaketlerin gözle görülür hale gelmesi.
Tüketim alışkanlıklarımız gezegenimizin bize sağlayabileceğinden fazlasını talep eder hale geldi, bu şekilde yaşamaya devam etmemiz, bu yaşam tarzını sürdürebilmemiz mümkün değil. Sürdürülebilirlik bilinci de işte tam bu noktada devreye girerek insanlığın çok daha uzun yıllar boyunca gezegenimiz ile üretim-tüketim dengesini koruyarak dünya üzerindeki varlığını sürdürebilmesini sağlayacak yeni bir sistem oluşturmaya çalışıyor. Çünkü kabul edelim, var oluşumuzun devamlılığı, gezegenimizle denge içinde kalmamıza bağlı.
Sürdürülebilirlik son derece geniş bir kavram. Yapılabilecek onlarca farklı şey var, dolayısıyla da hayatımıza adapte edebileceğimiz pek çok çevre dostu alışkanlık mevcut. Bu yazıda bahsedeceğim altı grup, çevre bilinci ile hareket eden ya da eylemleri dolaylı yoldan çevreye fayda sağlayan gruplar. Her birinin ortaya çıkış motivasyonu farklı, dolayısıyla da birbirlerinden son derece farklılar ama eminim ki içlerinden en az bir tanesi, belki de birden fazlası, sizin için ideal yaşam stilini sunacaktır.
1. Sıfır atık yaşam
Sıfır atık, bir kişinin bireysel olarak açığa çıkarttığı atık miktarını sıfıra indirmeyi hedeflediği bir yaşam biçimine verilen addır. Özellikle plastik atıklara odaklanır, çünkü doğada yok olmayan ve sürekli yenisi üretilip atıldığı için okyanusta yedinci bir kıta oluşturan, vahşi yaşamı tehdit eden bir atık çeşididir. Ancak sadece plastik atıklar konusuna değil, atık olacak her alana el atar. Sıfır Atık tam olarak şunu savunur; çöp kutunuzun boş kalmasını sağlayabilirseniz gezegene en büyük iyiliği yapmış olursunuz.
Çöpünüzü sıfırlamak pek mümkün görünmese de elinizden geldiğince azaltmaya çalışmanın gerçekten de çevre kirliliği sorununu çözmemizde büyük faydası olacaktır. Sadece tek kullanımlık plastiklerin tüketimini sıfırlamak bile, tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük fark yaratır.
İlginizi çekebilir: Sıfır Atık Rehberi
2. Vegan yaşam
Vegan olmak, üretiminde hayvansal içerikler kullanılan ve hayvan zulmüne sebep olan hiçbir ürünü veya hizmeti tüketmemek anlamına gelir. Yaygın kanının aksine veganlık sadece beslenme biçimi değildir; hayvan sömürüsü içeren her alandan uzak durmayı hedefler. Veganlar hayvanlar üzerinde test edilen ürünleri satın almaz, hayvanat bahçelerine gitmez, hayvansal gıdalar tüketmez, atların çektiği faytonlara binmez, deri ve yün giymez, inci ve fildişi takılar takmazlar. Veganların tüketim faaliyetleri merkezi bir sinir sistemine sahip hiçbir canlıya zarar vermez, yaşam tarzlarının arkasında yatan temel mantık budur.
Vegan bir yaşam stili çevre dostudur, çünkü hayvancılık sektörünün ekolojik dengeye verdiği zarar, fosil yakıtların sebep olduğu tahribattan bile daha fazladır. İnsan faaliyetlerinin sebep olduğu sera gazı salınımın %51’ini hayvancılık sektörü üretir. Hayvanların yetiştirilmesi için ayrılan ve hayvan yemi üretmek için kullanılan verimli tarım arazileri, açlık sınırının altında yaşayan yetmiş milyon kişiyi doyuracak miktarda bitkisel besin üretmek için kullanılabilir ama yetiştirilen hayvanlar en fazla yedi milyon kişiyi doyurabilir. Bu durum küresel açlığı ve sosyal adaletsizliği tetikler. Hayvanların yetiştirilmesi için ihtiyaç duyulan su miktarı da kısıtlı su kaynakları olan bir gezegen için oldukça fazladır.
Tüm bunlar göz önüne alındığında vegan yaşam, su ve karbon ayak izi düşük, merhametli ve sanılanın aksine son derece sağlıklı bir yaşam stilidir.
İlginizi çekebilir: Vegan Dosyası 1: Hayvancılık ve çevre
3. Kendine yeten yaşam
Kendine yeten bir yaşam tarzı, adından da anlaşılacağı gibi, yaşamsal tüm ihtiyaçlarını kişinin kendisinin karşılaması üzerine kuruludur. Bireyler kendi yiyeceklerini üretir, kendi evlerini inşa eder, kendi elektriklerini üretir ve kendi kıyafetlerini dikerler.
Kendine yeten bir yaşam sürmek elbette ki çevre dostudur, çünkü sanayi atıklarını, ürünün dağıtımı esnasında tüketilen petrolü ve plastik ambalajları elimine eder. Rüzgar gülleri ve güneş panelleri ile kendi evinize elektrik sağladığınızda, üretimi için fosil yakıtlar ve barajlar kullanılan elektriği tüketmediğinizden karbon salınımı olmayan bir enerji tüketiyor olursunuz. Kendiniz sebzelerinizi yetiştirdiğinizde, kilometrelerce öteden sokağınızdaki markete getirilen sebzeler için harcanması gereken petrolden feragat edilir. Kendi kıyafetlerinizi diktiğinizde, tekstil sektörünün sebep olduğu kimyasal atık kirliliğine, işçi sömürüsüne ve plastik ambalajlara para harcamamış olursunuz.
Kendine yeten stilin diğer yaşam tarzlarına göre fazlasıyla zorlayıcı bir tarafı vardır; her insan her şeyi yapamaz. Yapabildiğiniz her şeyi yapın, kendi turşunuzu ve reçellerinizi yapın, kendi domateslerinizi yetiştirin, kendin-yap projeleri arasında elinizden gelebilen her şeyi yapmaya çalışın ama geri kalanları için işi bilenlere bırakmak daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.
4. Bilinçli tüketicilik
Satın alacağınız ürünün veya hizmetin nasıl üretildiği, kimler tarafından üretildiği gibi faktörlerin yanı sıra üretim, dağıtım ve tüketim aşamalarında çevreye ya da başka insanlara zarar verip vermediği konularında bilgili olmak, bilinçli tüketici olmanın ana unsurudur. Bir pantolon satın alacaksınız diyelim. Pantolonu üreten firma, çocuk işçi çalıştırıyor mu? Tekstil atıklarını filtreden mi geçiriyor yoksa nehirlere, denizlere mi boşaltıyor? Bir şampuana ihtiyacınız var; marka ürünlerini hayvanlar üzerinde mi deniyor? Yağmur ormanlarının yakılmasına sebep olan sertifikasız palm yağı üreticileriyle iş birliği içinde mi? Mikroplastik içeriyor mu? Bir mutfak robotu almak istediniz; seçtiğiniz markanın arkasındaki şirket, başka bir ülkede iç savaşı körüklüyor ve silah satarak bu savaştan kar elde ediyor olabilir.
Tüketiciler, tükettikleri ürünlerin ve hizmetlerin kalitesini belirleyen ana etmendir. Çünkü ancak talep varsa arz edilir. Aynı ürünün plastik ambalajlısı değil de kompost edilebilir ambalajlı versiyonu rağbet gördüğünde üreticiler, tüketicilerin tercihlerine uyaran tüm ambalajları kompost edilebilir hale getirir. Tüketicilerin bir ürün veya hizmeti satın alma ya da almama kararları, üreticilerin sunacakları ürün ve hizmet üzerinde çok büyük etkiye sahiptir.
Bilinçli tüketicilik, satın alma konusunda bilinçli tercihler yaparak daha ekolojik, daha insancıl, daha kaliteli ürün ve hizmetlerin miktarını arttırmayı amaçlar. Böylece seri üretimdeki var olan adaletsizliği, çevre sömürüsünü ve olmamasını isteyeceğimiz daha birçok yanlışı düzeltmek için önemli adımlar atarlar.
5. Minimalist yaşam
Hayatınız boyunca on taneden fazla tişörte sahip olmadan hayatta kalabilir misiniz? Ya beş tişört yeterli mi? Peki ya iki tişört? Minimalizm, sizi mutlu ve sağlıklı kılmaya yetecek kadar eşya ile hayatta kalabileceğinizi, daha fazlasını tüketmeye ihtiyacınız olmadığını savunan bir yaşam tarzıdır. Hayatınızdaki fazlalıklardan kurtulduğunuzda ve hayatınıza fazlalık olacak hiçbir şeyi sokmadığınızda daha huzurlu bir yaşama kavuşmuş olursunuz. Zamanınız ve paranız da size kalır.
Aklınıza gelebilecek her ürün üretim, dağıtım ve tüketim aşamalarında atık açığa çıkarır. Bazen sera gazı olarak, bazen plastik atık olarak, bazen ise kimyasal atık şeklinde ama mutlaka atık açığa çıkar. Üstelik, her üretim faaliyeti için doğal hammaddeler kullanılır ki hammaddelerin elde edilmesi, doğal kaynakların tüketilmesi anlamına gelir. Minimalizm bu açıdan ekolojik bir yaşam da sunar; çünkü tüketimi en aza indirme üzerine kurulu bir yaşam tarzıdır. Satın almayı reddettiğiniz her bir ürün ile doğal kaynakları korumuş ve daha az sera gazı açığa çıkarmış olursunuz.
6. Sürdürülebilir yaşam
Dünyanın bizlere sunduğu doğal kaynakları en az tüketecek şekilde yaşam kuran sürdürülebilir yaşam stili, tüketimi kısması açısından minimalizm ile oldukça benzerlik gösterir. Sadece gerçekten ihtiyacı varsa tüketir, o da ihtiyacına yetecek kadarını. Sürdürülebilir yaşamda enerji tasarrufu, geri dönüşüm ve ileri dönüşüm ön plana çıkar; daha az elektrik, daha az su, daha az ağaç, kısaca daha az hammadde, daha az karbon ayak izi.
Elektrik tasarruflu ampuller kullanmak, evinizde daha az su harcamanızı sağlayacak önlemler almak, benzinli araçlar yerine elektrikli araçları tercih etmek, yakın mesafeleri bisikletle veya yürüyerek kat etmek, atıkları kategorize ederek geri dönüşüme kazandırmak ve bilinçli tüketime giderek karbon ayak izi daha düşük olan tercihler yapmak, sürdürülebilir yaşam tarzının temelini oluşturur.
Doğanın bize sunduğu kaynaklar sonsuz değildir, sürdürülebilir yaşam bu açıdan büyük bir ekolojik soruna çözüm üretmiş oluyor. Petrol, kömür, su, oksijen, demir, gıda… hiçbiri sınırsız hammaddeler değiller. Bu kaynakları tüketirken bu gerçeği göz önünde bulundurmak, gelecek nesiller için yaşanabilir bir gezegen bırakmanın anahtarıdır.
Hangisi sizin için daha uygun?
Yukarıda saydıklarımın hepsini de yapabilirsiniz, sadece birini de ama karar verirken şunu aklınızdan çıkarmayın; hiçbirini yüzden yüz uygulamak zorunda değilsiniz. Tamamen sıfır atık yaşayamasanız da tek kullanımlık plastikleri reddederek sizin için küçük, gezegenimiz için büyük bir adım atmış olacaksınız. Vegan olmak sizi zorluyorsa, vejetaryen olun. Haftada bir gün vegan olmak bile hiç olmamaktan iyidir. Minimalist olmak istediniz ama ilkokuldan kalma 23 Nisan kostümünüzü ve bir kere bile kullanmamış olmanıza rağmen anneannenizden kalan dantelleri atmaya kıyamadınız mı? Bırakın onlar kalsın. İhtiyaç dışı eşyalar almayın, yeter.
Saydığım altı yaşam stilinin her birinden biraz bir şeyler ekleyerek karıştırıp kısık ateşte pişirin, kendinize özgü bir tarz oluşturun. Her birey diğerinden farklı, herkes eşsiz. Dolayısıyla da olasılıklar sonsuz. Asıl önemli olan, çevre bilinciyle hareket etmek ve eylemlerimizi olabildiğince bu bilinçle gerçekleştirmek.
Hepinize sağlıklı ve atıksız günler dileklerimle…
İlginizi çekebilir: Tasarruf etmenizi sağlayacak ekolojik hareketler