Gereksiz şeyleri biriktirme davranışı artık psikolojik bir rahatsızlık
Gereksiz olan şeyleri biriktirme olarak bilinen psikolojik rahatsızlık, tedavi olmak isteyenlerin daha kolay tanılanabilmesi ve kaynaklara daha kolay ulaşabilmesi için tekrar gözden geçirildi.
Yapılan araştırmalara göre ABD’de 4–15 milyon arasında insan “çöpçülük”, yani gereksiz şeyleri biriktirme rahatsızlığının belirtilerini taşıyor. Gereksiz şeyleri biriktirmek birçok kişinin günlük hayatını olumsuz etkilediği için bireylere duygusal, fiziksel, sosyal ve ekonomik açılardan zorluklar yaşatabiliyor.
Bu psikolojik bozukluk genelde obsesif kompulsif, yani takıntılı ve tekrar eden davranışlarla beraber ortaya çıktığı için psikoloji dünyasında bu rahatsızlığın altında tedavi edilmeye çalışılıyordu. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalarla birlikte bu rahatsızlık ayrıca bir isim alarak, tedavi ve tanı kriterleri obsesif kompulsif bozukluktan ayrılmaya hazırlanıyor.
Psikolojik hastalıkları tanılamada kullanılan bir rehber olan DSM’in (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) son basımında “gereksiz şeyler toplama” hastalığı ayrı bir rahatsızlık olarak yer alıyor ve “değeri önemsiz olmaksızın objelere karşı aşırı ilgi gösterme, hiç bir şeyi çöpe atamama” olarak tanımlanıyor.
Smith Üniversitesi’nde gereksiz objeleri biriktirme davranışı üzerine uzmanlaşmış psikoloji profesörü Randy Frost, yenilenen tanılama kriterlerinin hastalığın tedavisi açısından oldukça önemli olabileceğini söylüyor.
Eşya biriktiren insanlar, günlük hayatta aklınıza gelebilecek ya da aklınızın ucundan bile geçmeyecek şeyleri biriktirebiliyorlar. Şu ana kadar kaydedilen en ilginç biriktirme hikayeleri arasında kavanozlarda saklanan insan organları, canlı kediler, yıllardır kullanılmayan kıyafetler ve kumaşlar, saatler, 14 adet piyano, müzikal enstrümanlar, insan iskeleti, kağıtlar gibi ilginç ve korkutucu şeyler var.
Bu hastalığın sebebi tam olarak açıklanamamakla birlikte, bireylerin beyin aktivitelerindeki bir bozukluktan kaynaklandığı düşünülüyor. Uzmanlar ve bu hastalıktan muzdarip olanlar, DSM kriterlerinin hastalığın tedavisinde önemli adımlar atılmasına yardımcı olacağı görüşünde.