Gerçekten uyanmak istiyor muyuz?
“Gerçek şu ki, zaten aradığın şeysin.”
Adyashanti
Ruhumuz ve yüksek benliğimiz bizi uyandırmak için dünya düzleminde çok çeşitli durumlar yaratır. Acı, kaos, ekonomik sorunlar, hastalıklar bunlardan sadece birkaçı… Farkındalık ise tam olarak bu noktada, yani çıkış yolu bulamadığımız o çıkmazlarda beliriyor. Bakıyoruz ki durumun içinden çıkamıyoruz ve bu bizi çok yaralıyor, ancak o zaman yönümüzü değiştirme cesaretini gösteriyoruz. Eğer ki bu cesareti gösterebilenlerdenseniz ve bu yazıyı merakla okuyorsanız, ne mutlu size…
Uyanış da bir nevi yolda olma hali aslında. Yolculuğunuz boyunca attığınız her adımı kutsayın, onurlandırın. Unutmayın; hedefe ulaşanlar “uyanış yolculuğuna” bir süreç olarak bakanlar ve sabırla ilerleyenlerdir. Bu nedenle hayat, nerede durduğunuzla değil, bulunduğunuz yerden nereye baktığınızla alakalı daha çok…
- Eski, size hizmet etmeyen, aksine sizi “birlik duygusundan” ayrıştıran düşünce kalıplarınıza hala sarılıyor musunuz ?
- “Ben haklıyım”da ısrar ediyor musunuz?
- Yoksa kendi inançlarınızla, düşüncelerinizle ve hislerinizle yarattığınız hayatın sorumluluğunu alıp konfor alanınızdan çıkmaya cesaret edebiliyor musunuz?
Üstat Ergün Arıkdal’dan bize dair bir yazı paylaşıyorum:
“Hep beraber, kendi kendimizi uyandırmak zorunda kalıyoruz. Belki de hiç uyandıramıyoruz bile. Bizi uyandırmak için hep beraber sarstıkları zaman, bir taraftan dönüp öbür tarafımıza yatıyoruz. Eğer solumuzda yatıyorsak, sarstıkları için kalkıp sağımıza dönüyoruz, tekrar yatıyoruz, sağımızdan kalkıp sırtüstü veya yüzükoyun yatarak, yine o uyuşukluğun, anlayışsızlığın bitli yorganına sarılıp yatıyoruz. Elbette ki o bitli yorganı üzerimizden atmanın zamanı gelecek ve atarken de çok özdeşleştiğimizi, çok benimsediğimizi, çok birlik ve beraberlikte olduğumuzu zannettiğimiz, ondan başka daha büyük hakikatler, realiteler olmadığı yanılgısına kapıldığımız birçok hususu, bir zaman gelecek ki ister istemez bırakmak, terk etmek zorunda kalacağız. Çünkü o artık ateşten bir gömlek haline gelecek. Bugün hepimiz ateşten gömlek içindeyiz. Bunun farkına varmamız lazım. Dünyanın bütün şartları, bütün kuralları, bütün şeraiti, bütün bilgisi artık insanları yakıyor. Bir ateşten gömlek gibi huzursuzluk, kaygı ve acı içinde kıvır kıvır kıvranıyoruz ve bunlara da kendi kafamızdan çeşitli kılıflar bulmaya çalışıyoruz.”
Peki ne yapacağız? Sn. Ergün Arıkdal aşağıda, kısa ve öz bir biçimde anlatıyor:
“Biliniz ki her anlayış değişikliği insanı yeniçağa götürür. Her anlayış değişikliği bakış açınızı değiştirir.”
Önce kendi hayatımızı, sonra da dünyayı inşa etme şeklimizi artık tekrar şekillendirme zamanı… Bu yolculuğunuzda size çokça hizmet edecek olan Thetahealing ve Jean Adrienne Arınma Sistemi yöntemleriyle ilgili ayrıntılı bilgiye ve seminerlerin içeriğine www.esindemir.com sitesinden ulaşabilir, hediye çalışmalarımdan ve grup seanslarımdan faydalanabilmek için Instagram hesabımı takip edebilir ve her türlü sorunuzu [email protected] e-posta adresim üzerinden bana iletebilirsiniz.
Tekrar görüşünceye dek sevgiyle kalın…
Kaynak
Anadolu Misyonu – Ergün Arıkdal
İlginizi çekebilir: Hayatınızı değiştirmek için günlük pratik çalışmalar