Gerçekten evlenmeniz gereken kişi: Kendiniz

Hayatta sadece iyi şeyler olmuyor bazen kötü şeylerle de baş edebilmek gerek.
Tabii hala boşanmayı “kötü birşey” olarak görmeyi sürdürüyorsanız.
Aslında ihtiyacınız olan tek şey Ying Yang teorisinde olduğu gibi her karanlığın içinde bir aydınlık olduğunu görmekle başlıyor.
Herşeyi başa saralım…
Mutlu bir beraberliğinizin ardından harika bir törenle evlendiniz. İlk zamanlar herşey yolunda giderken gördünüz ki bu ilişki sizi artık mutlu etmiyor. Tabii siz bunu ilk seferinde görmezden geldiniz. Aylarca belki yıllarca düzelmesi için birşeyler denediniz. Ancak olmayınca olmuyor, sonunda bunu gördünüz. Şimdi bu noktada kendinizi durdurun ve düşünün. Bambaşka bir gezegende, bambaşka bir boyutta bu mutsuz geçireceğiniz zaman diliminde belki biriyle tanışabilirsiniz, hatta hayatınız aşkıyla. Belki kendinizi bir süreliğine ilişkilerden koparıp kariyerinizde hiç beklemediğiniz noktalara ulaşabilirsiniz. Belki de küçüklüğünüzden beri hayalini kurduğunuz o spritiüel tatilin tam sırası.
Nasıl? Biraz olsun keyfiniz yerine geldi mi?
Güzel…
Çünkü bunların hiçbiri hayal değil. Hepsi gerçek! Önünüzde yaşayacağınız bu güzel şeylerde sizi durduran tek birşey var: kendiniz!
Eğer hala toksik bir ilişkide kalarak kurban rolünüzü besleyecekseniz size başka kimse yardım etmeyecektir. Kimse sizi bu yüzden daha çok sevmeyecek, kimse size “vah vah” diyerek sağ omzunuza bir apolet daha takmayacak.

Eğer kırık bir evliliğin içindeyseniz, öncelikle bir daha inanın! Sonra bir daha deneyin ve bir daha! Ve bir daha aşık olun, bir daha sevin ve bir daha evlenin. Hem de gönlünüze sular serpen biriyle! O da tam şu anda dışarıda sizi bekliyor, sizin gibi ” ben bir daha nasıl sevebilirim” diye düşünürken  sizin gibi birinin hayalini kuruyor. Ancak siz mutsuz evliliğin içinde kar tanesi kadar umut ararken kendinizden büyük bir çığ veriyorsunuz. Yol boyunca, evlilik boyunca, hayat boyunca siz de çok değiştiniz. Karşınızdaki insanı suçlamayın, sadece artık aynı çıkara hizmet etmiyor, aynı şeyleri paylaşamıyor olduğunuzun farkına varın.
Şunu her an unuttuğunuzun farkında mısınız?
Bu sizin ilk kalp kırıklığınız değil. Muhtemelen bundan önce “onsuz yaşayamam” diye düşündüğünüz herkesi gülerek hatırlıyorsunuz, hem de hiçbir kalp sızlaması olmadan.
Ve sizi temin ederim, bu da öyle olacak.
Zaman tüm yaralarınızı saracak, sizi yepyeni yapacak ve siz koşmaya devam edeceksiniz.
Ancak, bu “olasılıklar” tombalasından bir bingo çıkarmanın tek yolu bu oyuna başlamaktır.
Korkmayın, eğer sevilmediğinizi düşünüyorsanız, değer görmediğinizi düşünüyorsanız hiçbir toksik ilişki size daha iyi hissettirmeyecek.
Yalnız kalacaksınız, ancak tekli yalnızlık, ikili yalnızlıktan her daim daha iyi olacaktır.
Bu yol boyunca fark edeceksiniz ki kendinizi sevmek içinizdeki boşluğun asıl ihtiyacı olan.

 

Ceylin Atay
Ben babanesinin mutfağında serçe parmaktan ince sarma dolmalarla büyümüş, ananesinin patavatsızlığına, annesinin de kitap kurduluğuna hayran olan bir kızım. 31 Aralık’da doğmuş biri olarak ... Devam