X

Gerçekçi olmayan değerler üzerine bir deneme: Gölgelerinizin nedeni siz olabilir misiniz?

Hayatımızdaki gölgelerin çoğu kendi güneşimizin önünde durmamızdan oluşur” demiş Ralph Waldo Emerson. Yaşamlarımızda neyi tamamlamaya, neyi oldurmaya çalışırsak çalışalım o gölge düşünceler bizleri bir adım geride tutmak, hatta yola çıkmaktan tamamen alıkoymak için fırsat kollarlar adeta.

O kadar sık aldığım bir soru ki; “Hocam ben yogaya başlamayı çok istiyorum ama biraz kilo fazlam var, sizce ben de yapabilir miyim?” Bu sorunun gelmesine bile sevinir olduğum durum şu ki, biz eğitmenlerin haberi bile olmadan büyük bir çoğunluk kendi kendine yoga yapmak için yeterince fit olmadığına karar veriyor ve belki de kendisinin yaşam çizgisini değiştirecek bu yolculuğa çıkmaya bile yeltenmiyor. Yapmak istenilen, iyi gelebileceğinin bilindiği bir şeyi yapmak için yeterli olunmadığı inancı ise stresin temellerini derinleştiriyor. Bu baskı mevcutken rahatlamaya giden yol olarak görülen yemek yeme arzusu artıyor ve belki de sıradan aksiliklerle geçmiş bir günün ağırlığı ile bozulan diyet listesi ile kendini öncesinden de kötü, başarısız ve değersiz hissetme hali oluşuyor.

Değersizlik hissi öyle farklı kılıklara bürünerek yaşamlarımıza etki ediyor ki… Belki de çok haklı sebeplerle bitirilmiş uzun süren bir ilişkinin ardından ayrılınan partnerin yeni biri ile mutlu gözüktüğü bir fotoğrafa şahit olmakla tetiklenen “Neden benimle değil de onunla? Bende eksik olan neydi? Neden bana böyle davranmadı?” vb. iç kemiren sorgular tanıdık geliyor olabilir mi?

Ne yaparsak yapalım o ses içimizde ve hiç susmuyor. Üstelik zaman zaman çok da sinsi. Bizlere cılız ve sözde şefkatli bir tonla “Aman bugünlük de pis şeyler ye ne olacak ki? Yarın tekrar başlarsın diyete” veya “Ne var yani önceki partnerinle neredeyse aynı özelliklere sahipse, herkes aynı olacak değil ya” diyerek farkında olmadan bile isteye, yine yeniden günün sonunda kendimizi acımasızca eleştireceğimiz yeni hatalar yapmaya sürükleyebiliyor bizleri.

Peki bu tutum nereden geldi?
İçeriden dur durak bilmeden yükselen ses kimin sesine benziyor?
Bu cümleler, bu tonlama, bu tavır kimin tavrı?

Herkesin hikayesinde kahramanlar değişmekle birlikte cevaplar çoğunlukla çocukluk dönemimizden çıkar. Çocuklarını her anlamda en bilinçli şekilde korumak, beslemek isteyen ebeveynler bile farkında olmadan bu kayıtları bırakır. Biz yetişkinlerin iç sesleri aslında çocukken yaşadıklarımızdan ziyade, yaşadığımız şeyi nasıl algıladığımızdır çünkü. Sadece kötü bir zamanlama neticesinde neşemiz bastırılmış, sessiz olmamız gereken, istenen bir ortamda bulunmuş ve neşeli olmanın, bunu paylaşmanın yanlış bir şey olduğuna kanaat getirmiş, neşelenmeyi, mutlu olmayı kendimize değer bulmamaya o an karar vermiş olabiliriz.

Bu öyle bir şey ki öğretmenimiz, ebeveynlerimiz, otorite olarak gördüğümüz herhangi bir bireyin kazara gelişen bir olay neticesinde bile “İnsanlık hali” demek yerine, kendini suçlayan, kendisi için beceriksiz, sakar, dikkatsiz ve hatta aptal gibi ifadeler kullanan hallerine sıklıkla şahitlik etmişsek bile kendimize hata yapma izni vermeyen acımasız tavrı geliştirmiş olabiliriz.

Bu yanılsamalar neticesinde olduğumuzdan farklı kimliklere bürünmüş olmak mümkün olabilir mi, ne dersiniz? Hep birlikte gerçek olmayan değerler yaratmış olabilir miyiz? Bizi mutlu ettiği ve iyi hissettirdiği ve yapmaktan keyif aldığımız için değil, kendimizi değerli hissetme duygumuzu tatmin ettiği için aslında sığınmışlığımızı güvende hissetmek diye tanımlayıp, günün sonunda bu sözde güvende ve değerli hissetme hisleri uğruna adını mecburiyet ve yaşam gailesi koyduğumuz seçimlerimiz olabilir mi?

Mecbur olduğumuza inandığımız şeyleri yapmaya, seçmeye devam ederken, olabilecek en kötü senaryolardan biri belki de bu şeylerde başarılı (!) olmak olabilir. Neticesi başarı ile tanımlanmış kavramların mutluluk getirdiğine dair bir değer de yarattık çünkü. Başarılıysak mutlu olmalıyız. Oysa ki olsa olsa bizi mecbur hissettiren şeyin aynı anda güvende hissettirebileceği yanılsaması kadar mutlu olabiliriz başarılı olduğumuzda.

Kendimizi arkadaşça algılamaya çalışmak, içimizde bizi kemiren o sesten ayrılmamızı kolaylaştırabilir ve bu sayede yaşama ve kendimize karşı daha adil, daha şefkatli, daha gerçekçi bir tutum geliştirmeyi öğrenebiliriz. Çocukluğumuzun bizleri üzen, acı veren tecrübelerine, yaşamlarımızın geri kalanını etkileyecek şekilde anlamlandırdığımız gözlemlerimize bugünkü aklımızla, samimi bir tutumla yaklaşarak o iç sesin farkına varabilir ve gerçekte kim olduğumuz kritik sorusunun cevabını daha rahat bulabilir, kendi hikayemizden gerçek manada mutlu, özgüvenli, yaşamdan keyif alan bireyler yaratabiliriz.

Belki bir süredir yazılarımı takip ediyorsunuz, belki bugün ilk defa karşılaştık. Bu yargısız ve arkadaşça tavrın herhangi bir zorlama olmadan kolaylıkla içinizden yükselebilme ihtimaline dair içinizde bir merak, bir heves uyandıysa eğer, size yaşama dair duyumlarınızı daha derinden anlamak, bu uyanıklık halini devam ettirmek, bu deneyimini yaşamak ve bunu korumak isteyenlere destek olmak için hazırladığım 6 hafta sürecek olan programım “Hazineni Fark Et”in bir kez daha başladığını müjdelemek isterim.

Program içeriğinde yoga, meditasyon ve bilinçli farkındalık alanlarında edindiğim profesyonel birikimlerim ile kendi yaşantımda fark yaratmama katkı olan tüm dünyada bilinen, uygulanan ve pozitif sonuçları ile binlerce insanı peşinden sürükleyen yöntem ve bilgileri sizlere sunmak üzere harmanladım.

Yaşam hepimiz için çok kıymetli. Amacım, benim yaşamımda da büyük fark yaratan bu araçlar ve bilgiler vasıtasıyla daha çoğumuzun düzenli olarak kendi yaşam alanlarının zenginliği ile temas kurmasına ve daha çok yaşamasına katkı olmak.

İzninizle son olarak henüz biten ve ondan önce gerçekleştirmiş olduğum programı tamamlayanlardan birkaç yorumu da dikkatinize sunmak istiyorum.

1. yorum: Anlattığı her şey kendi içinde, kalbinde deneyimlemiş, içselleştirmiş, sımsıcak gülümsemesi olan dünya tatlısı eğitmenden ince ince, ilmek ilmek hazırlanmış, son derece anlaşılır, yalın, tertemiz bir eğitim. Kargaşadan uzak, sanatla harmanlanmış, her şey tek tek düşünülmüş, çok keyifli bir eğitimdi. Hayatıma, dünyama, kalbime dokunduğun için minnettarım,

2. yorum: Meditasyon sonrası üzerimden bir kabuk atıp, hafiflemiş huzurlu hali, yönlendirmeli meditasyon ile gelen sakinliği, anda kalmayı, günlük pratiklerle yakaladığım farkındalıklı hali, anda kalmanın sağladığı mutluluğu, nefesimi takip edip “hayattayım, burdayım işte” hissini fark etmemi, geliştirmemi sağlayan, duygu ve düşüncelerimde farkındalık yaratan pratiklerimize, paylaşımlara çok teşekkür ediyorum .İyi ki varsın ve yollarımız kesişti


3. yorum: Meditasyona başlarken beklentim, duygusal stresimi yönetebilmeyi öğrenmekti. Eğitimde aşama aşama ilerlerken, öğrendiğim teknikler sayesinde farkındalığımı nasıl artırabileceğimi ve bu hızlı yaşam akışında bir an olsun durup kendime odaklanabilmeyi öğrendim.

Gün akışında kendime verdigim bu molalar, bir yandan farkındalığımı artırırken, diğer yandan odaklanma ve konsantrasyon süremi de artırdı. Her hafta, bir ruh halinden diğerine geçtiğimi hissederken, alt yapıda bir sükunetin oluştuğunu fark ettim. Bu sakinlik, verdigim tepkilere, gün akışına ve insani ilişkilerime yansıdıkça, bu alanlarda da olumlu değişimler yasamaya başladım.

Bu pratikte hoşuma giden diğer bir nokta ise meditasyon çeşitliliği ve günlük hayata entegre etme kolaylığıydı. Yaptığım birçok işi zevk alarak yapmaya başladım mesela. Aslında beklentilerin ne kadar yorucu oldugunu anladım. Bunun yerine meraklı bir bakış açısı içerisinde olmak, olayları kabullenmemize veya olayların içerisindeki ilerleyişimize daha da fayda sağladığını anladım.

Ve son olarak, Birce, alanında kendini durmadan eğitmeye devam eden, öğrenci ruhlu bir eğitmen. Aklınızdaki her soruya aydınlık getiren, minik ayaklı bir kütüphane resmen. Işık saçan gülüşü, enerji saçan var oluşu, bizi de bu yöne davet ediyor. Bu vesile ile bana kattığın onca bilgi, ilim, teknik, pratik vb. şeyler icin teşekkür ederim. Namaste.

Yaşamak deneyiminin yerini hiçbir şey tutamaz. Bu yolculukta birlikte olalım derseniz kaydolmak, tanışmak ve detaylı bilgi almak için bircesin@gmail.com adresimden ve @birceileyoga Instagram hesabımdan bana ulaşabilirsiniz.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Nezaketten doğan güç ve şefkat: “Karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor”

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale