X

Gerçek ustalık: Savaşmak değil, doğasını anlamak

Bu hafta kendimi bilgisayar karşısında betimlerken arzuhalci gibi hissettim, hem soran hem cevaplayan bir sokak daktilocusu!

Elimi boğazımdan sokup midemde ne var ne yok karıştırıyorum. Midemi sıkıştıran, hatırladığım veya halihazırda bildiğim ne varsa, versin o ipin ucunu da, oradan tutunup bağlanayım yüce bilene. Tam göbek deliğimden, beni bu dünyaya bağlayan dertlerimden, sevinçlerimden, ortak geçmişimizden…

Ve bazen, sık sık, düşünmediğimi fark ediyorum. Herhangi bir şey üzerine, olmuş olanın -ben farkına varmamış olsam da- hayali içinde sürüklendiğimi, beni nereye çekerse gittiğim yollardan topladığım mis kokulu çiçekleri, dikenli kaktüsleri… Başkaları üzerinden de anlatamam ya, başkası yok ki benim için. O karşıma oturup halini anlatırken gözyaşlarına boğulan benim, acısını ve zihnin dehlizlerinde kaybolmuş olmanın çaresizliğini yaşayan benim… Lanet edişini anlayan, bir tarafıyla da aslında bunun gerçek olmadığını bilen benim. Bundan, bu konudan çıkmak için bir şeyden, belki çocuk kalma isteğinden, belki öfkesinden, belki sorumluluktan kaçma isteğinden feragat edecek olduğunu bilen benim…

Hayat bir değiş tokuş, biraz öfke verirsin biraz özgürlük alırsın karşılığında. Biraz tutku verirsin, biraz dileklerinden alırsın, biraz yaşam verirsin, sonsuz sevgi parçacığı alırsın, biraz özgürlük verirsin, ölüm alırsın karşılığında. Belki tüm mesele, ederini verip vermediğimizdir, alıp almadığımız, deyip değmediği yani…

Başka biri olmak için verdiğimiz yaşam enerjisi, “gerçek bize” ölüm getirir. Bu eder hakkaniyetli midir?
Kesinlikle!
Yeni bir insan yaratmak, yeni bir varlık yaratmak (kimliklerden bahsediyorum) için çokça enerji lazım, kaynağı ise, özündür.
Adil bir alışveriş.
Peki isteğinin, yani başka bir varlık yaratma isteğinin sana kattığı veya amaçlarına hizmeti ile, verdiğin karşılık bir terazi kefesinde olsa…
Hakkaniyetli mi senin için?

Tadına bakmadan geri çevirdiğimiz yemekler gibiyiz.
Tadına bakmadan,
-Tuzlu ve biraz da kekremsi görünüyor bu! Üzerine biraz toz şeker ve bir parça dondurma alabilir miyim?
Çok mu saçma?
Sanki yaptığımız tamamen böyle.
Biraz monopoly oynamak gibi, elinde ne olduğunu bilmeden değiş tokuşa girmenin mantık ile -aslında burada temiz bir zihinden bahsediyorum- hiçbir alakası yok.
Kavramlarımız ve algımız da birbirine karışmış durumda.

Doğal olarak, günlük yaşam, ilişkilerimiz, aşk ilişkilerimiz ve daha birçoğu hiç bilinmez patikalarda, dikenli çalılara karışıyor. Her yerimiz çizik, çürük…
Kim olduğuna bakmak için, ceplerde ne olduğunu bilmek, sana artık faydasız olanları değiştirmek lazım. En büyük korkular buralardan geliyor,
-Ya o nefret ettiğin hal sende varsa?
Kendi kendini hayal kırıklığına uğratmak, sandığın sen olmadığını, hayalini kurduğun insan olmadığını görmek zorunda kalırsan? Ve evet, olmanı bekledikleri olmadığını biliyorsun!
Bu korkuyla daha da tutunuruz o bilmediğimiz ve bakmaya da cesaret edemediğimiz hallere.
Eller iyice kenetlenir, dikenleri batar öfkenin, saklayıp gizlediğimizin…

Ve özellikle romantik bir ilişki içindeysek, yani bizi her an gözleyen başka bir çift göz varsa?
O zaman her şey daha bir zordur, kendi kendimize sıkışıveririz köşeye, yok olmaya doğru giden adımlar atarız, yeter ki görünmesin o pis hallerimiz. Yani pis olduğunu sandığımız!
Aynı güdüyle, karşı atağa geçmemiz gerekir ki, bir kriz anında kendimizi savunabilelim. Oysa gördüğümüz ancak kendi sakladığımızdır. Farkına varalım, varmayalım! Deriz ki,
-Bak benim değil, onun pisliği bu!
Herkesin işaret parmağı karşısındakini gösterir.
-Lütfen benim olmasın bu pis haller!

Kendisinin her haline bilse de bilmese de “Evet” diyen ulaşır ancak o koşulsuz diye diye ağzımızdan düşürmediğimiz sevgiye. Gözünüze takılmaz, hallerdir, gelir ve geçer.
Belki sadece kendisiyle kavgalı insanlar görürsünüz, ama yine de, gelir ve geçer. Her kavga, her savaş bitkinlikle sonlanır, elbette!

Kendini bilmeye “Evet” demek, o kavgadan da uzak tutar seni.

Öyle ya, köyde bir derviş varmış (aynı zamanda bir zen ustası için de var bu hikaye).
Genç bir kız sürekli danışmaya, öğrenmeye gidermiş dervişin evine. Günler gelmiş geçmiş, kız köydeki genç sevgilisinden hamile kalmış. Bütün aile ve etraf sıkıştırmış kızı, kimden bu bebek?
Kız dayanamamış, dervişi göstermiş, onun çocuğu!
Dervişe gidip sormuşlar, doğru mu?
-Öyle dediyse öyledir, demiş.
Bütün ahali tavır almış dervişe, bu ahlaksızlık kabul edilemezmiş.
Biri gelip demiş ki,
-Senin artık hiçbir itibarın kalmadı, kimse söylediklerine inanmıyor.
-Öyle diyorlarsa öyledir, demiş derviş.
-Kendini savunmayacak mısın?
-Savunacak ne var ki? Ne diyorlarsa öyledir.

Günler geçmiş, kız yaptığına çok pişman olmuş ve gerçek babanın kim olduğunu itiraf etmiş.
Dervişe koşmuşlar hemen: Bu doğru mu? Çocuk senin değilmiş?
-Öyle diyorsa öyledir, demiş derviş.

Kendiyle pürüzsüz bir netlikte olma, dışarıdaki kavgaya karışmaz. Onun için değişen bir şey yoktur. Hakikat arayışı, kendinde başlar. Sen kendi hakikatını, hakkı görebilirsen… En ciğerindeki esansı koklayabilirsen, yaşamın hakikatini de anlayan olursun. Aslında hakikatin ne olduğunu anlayan olursun. Hak olursun, hakikat olursun.

Ondandır ki, mideyi karıştırmakta bir sıkıntı yoktur. Her zaman bir mükafat, her zaman bir anlayış var karşılığında. Sular karışsın ki, dibe çöken görünmezler görünür olsun!
Korkusuzluk, kendine ne olursa olsun verdiğin “Evet”, karşındakinden de kabul görür.
Pürüz olmayan yere çöp tutunmaz. Eğer bir çöp tutunduysa aklına, bedenine, sendeki pürüzdendir.
Yumurta gibi pürüzsüz olursan, bulutlar gelir geçer, yağmurlar akar gider. Sen sen olmaya, hakikati yaşamaya devam edersin.

Bedene, acılara, öfkeye, yargılara, öç almaya olan tutkunluk, yaşamı hapishane, kurtulunması gereken bir yer gibi gösterir. Gelip geçiciliği nursuz bırakır.

Çamurdan kurtulmaya çalışmak bataklıkta gömer bizleri. Savaşmak değil doğasını anlamaktır ustalık. Kendi hallerimizden, o bakmaya bile korktuğumuz yaralarımızdan kurtulmaya çalışmak değildir çözüm. Yok saymak hiç değildir, yok sayarsak başka bir şeyi var etmeye çalışarak öldürürüz asıl benliğimizi.

Sadece görmektir; yargılamadan görmek, acıya ortak olmak, sağaltmaktır. Kendinin acısını ya da başka bir kardeşinin… Yeryüzünden acıyı silmektir. Sen kendine değil her şeye karşı sorumluluğuna “Evet” dersen, topluca birlikte sileriz o istenmeyenleri.

Savaşmadan! anlayıp, omuz vererek.
Kendine yapamıyorsan başkasına, sonra sıra sana da gelir.
Eninde sonunda hepimizin ortak yaşamıdır bu, ayrı değiliz birbirimizden. Aynı kazanı karıştırır, aynı midenin sıkıntısını yaşarız.
Gün gelip fark kalmadığında seninle başkası arasında, iyi ile kötü de kalmaz, yargı da kalmaz, korku da kalmaz…
Yavaş yavaş, zorlamadan ama izleyerek.

Devasa bir örümceğin incecik ipliğinden ördüğümüz bir iğne oyası yaşam, özenle sabırla… Bitsin diye değil, sürdükçe ördüğün, her ilmeğinde örüldüğün, biraz kendinden, biraz ondan, kaynaştıra kaynaştıra bütün olduğun. Araya takılan çer çöp olursa da, ya da dolaşmış ipler… Güzelce, nezaketle çözdüğün ve örmeye devam ettiğin…

Kim bilir belki bundandır çeyiz, gelin kızın kendine ördüklerinin seyri… Yeni yaşamına nasıl bir örgüyle başlamış, sabrı, keyfi, zevki var mıymış… Hayalleri işlenmiş mi o yatak örtüsüne?

Güzel yaşamlar örelim, ilmek ilmek severek, nezaketle her anına dokunduğumuz…

İlginizi çekebilir: Kimliğimiz inançlarımız üzerine mi kurulu, yoksa bildiklerimiz üzerine mi?

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale