Gerçek liderler kendine gülebilir: Düştüğünüzde de gülebiliyor musunuz?
“Hayat küçük şeylerden oluşur, eğer sen seversen büyük olurlar…”
Osho
Ciddiye almaktayız. O marka ayakkabıya sahip olmayı. O sitede bir ev alabilmeyi. O çok istediğimiz otelde tatil yapabilmeyi. O çok istediğimiz ülkelere gidebilmeyi. Herkesin istediği gibi sosyal medya hesabımızdan “şuradaydım, buradaydım, şunu yaptım, bunu yaptım” diye paylaşım yapabilmeyi. En iyi kıyafetleri giyebilmeyi, en iyi yerlerde yemek yiyebilmeyi, en iyi ben olacağım diyerek “diğerleriyle” canım kendimizi karşılaştırabilmeyi… Beklediğimiz “iyiler” olmadığında bu hayatta mağdur olduğumuzu düşünerek hayatı kendimize zindan edebilmeyi…
Sahip olduklarımızın farkında bile olmadan, bir tek gün şükür etmeyi aklımıza getirmeden hayatı ciddiye almaktayız… Hayatı bu kadar ciddiye aldığımızda ne mi oluyor? Hemen bir örnekle açıklayalım… Kaybedebiliyoruz değil mi? En sevmediğimiz şey kaybetmek şu hayatta. Başkasına tercih edilmek. Sevdiğimizin artık bu ilişkinin yürümediğini söylemesi, hayatında belki başka bir kişinin olması. Ve kaybetmek, kaybetmek derken öyle böyle değil! Hem beğenilmemek, hem yeterli görülmemek, hem de bir başkasına göre tercih edilmemek…
Peki bizler birer lidersek, hayatımıza yalnızca bizler yön verebilmekteysek ne yapacağız? “Ciddiye almayalım da ne yapalım?” diyeceksiniz… “Ciddiye almayalım da, üzülmeyelim mi?” Yukarıda verdiğimiz örnek hayatımızda birebir karşımıza çıktığında kendimizi nerelere atmayalım mı? Bağrımıza taş basmayalım mı? Aldatıldığımızı, yenildiğimizi, yıkıldığımızı inkar mı edelim? Bunca acımızı şöyle bir güzel yaşamayalım mı?
Şimdi cevap veriyorum: Evet, ben ki bu örneği birebir yaşamış bir kişi olarak, size kısacık bir tavsiye vereyim. Hayatı ciddiye almak kadar hayata gülebilmeyi ve hatta kendimize, kendi hatalarımıza, kendi yaptıklarımıza, kendi düştüğümüz durumlara gülebilmeyi öğrenmeliyiz… Nedir kendimize gülebilmek? Hayatta hiçbir şeyin “son” olmadığını hatırlamaktır. Hayatta kimsenin iplerinin bize bağlı olmadığını bilmektir. Hayatta her yolu yine tek başımıza yürüyeceğimizin farkında olmaktır. Bu hayatta her ne olursa olsun bir kişi canımızı acıtabiliyorsa ona bu şansı kendi kendimize, yani yine bizim verdiğimizin ayırdında olabilmektir.
Hayatta her ne gerçekleşiyorsa, birileri hayatımızdan çıkıyorsa, birilerinin de mutlaka gireceğini ya da hayatımızın o aşamasında o kişilerden uzakta olmamızın hayrımıza olduğunu bilmektir. Hayatta bizim yolumuz olduğu kadar o diğer kişinin de yürümesi gereken yollara saygı duyabilmektir… Hayatta belki ektiğimiz bir şeyin biçme zamanı olduğunu, belki de bir borcu sonsuza kadar ödemekte olduğumuzu ve kapanacak bu defterle günlerimizin daha farklı olacağını bilmektir…
İşte kendimize her koşulda, yalnız kalsak da, beş parasız kalsak da, hiç düşünmediğimiz bir duruma düşsek de, bir lider olarak gülebilmeliyiz… Ciddiye alıp da kendi kendimizi yerden yere vurduğumuz her durum aslında bir lider olarak bize “yeniden doğuşu” getirmektedir… Gerçek liderler öyle tek yenilgide yıkılmazlar, olana ve kendilerine gülümseyip, “Ne zaman, nereden ve yeniden başlıyoruz?” diye sorabilecek cesaretleri her daim vardır.
Kendimize gülmek güzeldir. Bugün biraz deneyelim bakalım hayat nasıl akıyor?
İlginizi çekebilir: Sen yeter ki kendine güven: Liderler endişeyi nereye koyar?