X

Gerçeği kalbine sor: Yaşadığın aşk mı yoksa bağımlılık mı?

Dağı bile taşır insan, âşık olup inanınca” Şems-i Tebrizi

İlişkilerimiz; evet hem çok sevdiğimiz hem de en büyük sıkıntıları, üzüntüleri, acıları ve en büyük öğretileri bize öğretenlerimiz… Ben bugün bu yazımda sizlerle birlikte aşklarımızı, sevgilerimizi, biraz daha açık açık yorumlayalım istiyorum, hem de “gerçek” kavramı bakış açısıyla. Gerçekten hissettiğimiz, gerçekten yaşadığımız, gerçekten yaşamak istediğimiz, gerçekten bırakamadığımız, gerçekten isteyip de belki bulamadığımız, hatta gerçekten istemesek de razı geldiğimiz her şeyi, eteğimizdeki tüm taşları dökelim istiyorum…

“Dağı bile taşır insan, âşık olup inanınca” Şems-i Tebrizi

Bir bakarız hayatımıza bir aşk ile giren muhteşem bir adam veya kadın buluvermişiz… “Her şey çok güzeldi” deriz, bazen geriye dönüp baktığımızda. Eskide kalan güzel günleri söylüyordur dilimiz, fakat yüreğimiz çoktan başka noktadadır. Yine de bu ilişkilerde “kalırız” değil mi? Gitmek olan ise her daim zordur…

Gitmekte ne var, neden bu kadar zor?” diyeceksiniz. Evet “statik” olan, durağan olan, değişmeyen olan, bugünkü bildiğimiz değişecektir gittiğimizde… Bugün herkes her şeye sessizce “evet” demiştir, bir kabulleniş vardır. Eskide kalan aşk azalmış olsa da sessizce “evet bunu kabul ediyorum” demektedir halen kalışımız, bunu dile getirmeyişimiz, işte o ilişkide hala “mutluymuş” gibi olmaya devam etmemiz. Peki, kendimize ne zaman “gerçek” bir soru sormaya cesaret edebileceğiz, ne zaman gerçekten ve gerçekten yaşadığımız şeyin ne kadar “gerçek” olduğunu sorgulayabileceğiz?

Yıllar geçer biz henüz kendi “gerçeğimiz” ile yüzleşememişken… O gün mutlu değilken bile mutluymuş gibi gözüken ben yıllar geçtikçe daha da gerilerde kalır. Bir bakarız ki “ben” diye bir şey kalmamış. Aşkımız ise “bağımlısı” olduğumuz bir akış haline dönüşüvermiş. “Heyecan” diyeceksiniz ben size “yok” diyeceğim, “tutku” diyeceksiniz o da “yok” diyeceğim, “merak” diyeceksiniz ben size “nerede?” diyeceğim… Peki bunları hissetseniz de yani bunların olmadığını hissetseniz de neden devam etmektedir bu ilişkiler?

Aşkı bağımlılıktan ayırmak öyle zor bir kavramdır ki çok ama çok büyük bir ‘kendi’ ile yüzleşmek gerektirir.

Neden birer ceset konumuna geçmişken, nefes almıyorken, güneş, görmeye bile halimiz kalmamışken, her gün huzursuz bir şekilde yastığa başımızı koyuyorken, en önemlisi neden bu ilişkinin bir parçası bile olduğumuzu artık hatırlayamıyorken, neden kalmaya devam ederiz?

İşte bu yazı kendimize, kendi gerçekliğimize, kendi kendimize soramadığımız o gerçek soruları içerecek, böyle zor sorulara zor da olsa cevaplar bulmaya çalışacağız sizlerle… Verebileceğimiz en güzel cevap ise “bağımlılıktır” aşkta, işte zaman geçtikçe o ilişkide bizler yıllar geçirdikçe rahatladıkça “nasıl olsa burada” noktaları geldikçe birbirimizin kalbine bakmaktan, artık birbirimize bile “bakamamak” noktasına geldikçe fakat işte bir kere adımız “evli”, “kız arkadaş”, “erkek arkadaş”, “ilişkide”, “nişanlı” olmuşken ve bunlar hayatımızda “ben olmak” kavramının çok daha önüne geçmiş ise, sırf bu sıfatlardan birinin öznesi olabilmek hayatımızın amacı olduysa ve bizler bunu “değiştirmenin” bu kadar “zor” olduğuna inanmışsak, bizler “neden buradayım?” sorusunu soramaz hale gelmişsek… İşte bizler bu anda çoktan “bağımlılık” olup da kalmışızdır bile… Çıkışını asla bulamayacağımız sevgili labirentimiz kurulmuş, bizler de içerisinde yeniden ve yeniden aynı çıkmaz sokakları dolaşmaya çoktan başlamışızdır…

Aşkı bağımlılıktan ayırmak öyle zor bir kavramdır ki çok ama çok büyük bir ‘kendi’ ile yüzleşmek gerektirir. Bunu görmek için gerçekten yüreğimizi açmamız gerekir. Bir yanda “uzun yıllar” birlikte olduğumuz çok sevdiğimiz bir adam veya kadın vardır fakat diğer tarafta var mı yok mu diye sorgulamaya bile korktuğumuz bir bağ…

Bu kadar yıldan sonra ne değişecek daha ne istiyorsun?

İşte öyle bir noktaya geliriz ki tam bir yol ayrımıdır, nereye gideceğimiz bizim tercihimizdir. Bir yan “hayır” der ne güzel “geçinip” gidiyorsun, ne var “rahatını” bozacak, seviyorsun, sevmiyorsun, tutku, heyecan, gerçek, hayal, ne önemi var, ilişki işte yaşa gitsin… Bu kadar yıldan sonra ne değişecek daha ne istiyorsun?

Bir diğer yol ise “evet” der, sen çok daha farklı bir gerçeklik aramaktasın. Sana gül bahçeleri vaat edemiyorum. Bu yola gireceksen zorlu tepeler aşacaksın, yalnız geceler geçireceksin, bazen yağmur olacak, bazen fırtına, bazen ıssız ovalar geçeceksin ama her daim sen kendi yolunda yürüyeceksin. Kalbine dürüst olacaksın, bir kere sen gerek misin, bugün bu adama bu kadına bakarken içinde dünyalar büyüyor mu, dünyayı döndürecek durduracak tekrar döndürecek kadar güçlü hissediyor musun? Yanında değilken bile onun bir parçası gerçekten seninle birlikte mi? Bunca yılı birlikte geçirseniz de her sabah sanki ilk kez bir sabah birlikte uyanmış gibi hissedebiliyor musun? Bunlara cevabın hayır ise bu yol senin yolun çünkü bu “gerçek” bir yol önce kendine dürüst olmadan bu yola çıkman işte mümkün olmayacak…

Hepimiz hayat yolumuzda seçimler yapmaktayız ve kişisel olarak da inancım en büyük seçimlerimizin gerçekten sevgili aşk ve ilişkilerimiz evliliklerimiz kısacası “özel” ilişkilerimiz üzerine yaptığımız tercihler olduğu… Bu tercihlerimiz bazen evet bizleri öyle çok yoruyor ve bazen de öyle çok mutlu edebiliyor ki hayatta yaşayabileceğimiz en uç deneyimleri yaşayabiliyoruz. Fakat konu bu seçimlerde “gerçek” sorular sorabilmeye geldiğinde hep çekiniyoruz…

Sana gül bahçeleri vaat edemiyorum. Bu yola gireceksen zorlu tepeler aşacaksın, yalnız geceler geçireceksin…

Bugün bu yazımı okuyorsanız, ilişkinizin hangi zamanında olursanız olun – bir yıl, beş ay, hatta üç gün fark etmez – ama kendinize gerçeği sormaktan aşkı veya bağımlılığı görmekten çekinmeyin. Çünkü “aşk” olmadığınızda ve gerçeği bile bile yine de bir ilişkide kaldığınızda sonunda “neden böyle oldu?” sorusunu sorduğunuz kişi yine siz olacaksınız. Bu sorumluluğu aldığınızda üzülmek ve üzülmemek yine sizin elinizde…

Aşk gerçek ise bunu bilirsiniz, eğer dışarıdan “aşk” gözüken bağımlılık ise bunu yine evet siz yine tüm “gerçeği” ile bilirsiniz. Sadece kalbinize gerçeğini sormanız yeterli; bugün aşk ile mi yoksa sadece öylesine “atmak için” mi atıyor?

 

İlginizi çekebilir: “Aşkın doğrusu aşkın yanlışı” diye düşünmeden aşk olabilmenin büyüsü

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale