X

Genetik hastalıklar gerçekten kaderimiz mi?

Günümüz dünyasında her şeyi bilim yoluyla çok kolay ve zahmetsiz açıklayabiliyoruz değil mi? Yerçekimini biliyoruz mesela; kütlesi olan hiçbir şeyin dünya düzleminde havada asılı kalamayacağını. Sürtünme katsayısını da biliyoruz; kış mevsimi geldiğinde can güvenliğimiz için arabaların lastiklerini değiştiriyoruz, gerektiğinde zincir takıyoruz. Peki ya ısı kanunları? Daha ufak bir bebekken sıcağın elimizi yakacağını öğreniyor ve hayatımızın geri kalanını bu bilgimiz üzerine inşa ediyoruz.

Peki sıra genetiğimize geldiğinde ne yapıyoruz dersiniz? Ya ailemizin genetiğinde şeker, yüksek tansiyon ve hatta kanser geçmişi varsa? Size ne olduğunu söylememe izin verin; büyük çoğunluğumuz çocuk yaşlarımızdan itibaren bu hastalıkların genetik olduğunu, bizler için kaçınılmaz son olduğunu duyarak yetiştik: “Yazık, babası da kanserden ölmüştü.”

Birine kanser teşhisi koyulduğunda ilk olarak hemen soyağacına bakıyor ve ailede kanser olan başka yakınlarını bulunca “Hastalık genetik” diyoruz. Ancak atlanan bir gerçek var; kanser olan ebeveynlerin evlat edinilen çocuklarının da (öz evlatlarıyla aynı oranda) kansere yakalandığı gerçeği. Evet, yanlış duymadınız: Evlat edinilen çocuklar da en az biyolojik çocuklar kadar kanser eğilimine sahip… Neden mi? Bizi kanser yapan şeyin ailemizden aldığımız genetik mirasımızdan ziyade, aile ve çevremizden aldığımız inanç kalıpları olduğu kanaatindeyim. Yani bir insanda ne kadar kanser eğilimi olursa olsun çevresel şartlar bunu tetiklemediği sürece (yoğun stres, yaşanan travmalar vb.) hastalık ortaya çıkmayacaktır.

Gelin bu konuda dünyaca ünlü genetik bilimci Prof. Dr. Bruce H. Lipton’ın sözlerine kulak verelim; “Genetik çağının başlangıcından beri, genlerimizin hizmetinde olduğumuzu kabul etmek üzere programlandık. Şu an dünyada sürekli beklemedikleri bir anda genlerinin onlara düşman olacağı korkusuyla yaşayan bir sürü insan var. Patlamaya hazır birer bomba olduklarını sanan bir yığın insan düşünün. Annelerinin, kardeşlerinin, teyzelerinin ya da amcalarının hayatlarında olduğu gibi kendi hayatlarında da bir gün kanserin beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmasını bekliyorlar. Diğer milyonlarca insan da bozulan sağlıklarının “zihinsel, duygusal ve ruhsal sebeplerin” bir araya gelmesine bağlı olarak değil de, “vücutlarındaki biyokimyasal mekanizmalardaki yetersizliklerden dolayı oluştuğuna inanıyorlar.”

Oldukça acımasız değil mi? Hepimiz genlerimizin saç rengimizden tırnağımıza kadar her şeyimizi etkilediğini ve kendi genlerimizin kurbanı olduğumuzu düşünüyoruz. Ve ne düşünüyorsak hayatlarımızda onu yaratıyoruz.

Aynı zamanda şunları da ekliyor ünlü genetik bilimci Bruce H. Lipton; “Beta Talasemi ve Kistik Fibroz gibi bazı hastalıklar hiç şüphesiz bozuk bir gen yüzünden ortaya çıkıyorlar. Ancak sadece genler yüzünden oluşan hastalıklar nüfusun yüzde ikisinden daha azını etkiliyor; bu dünyadaki insanların büyük çoğunluğu mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini sağlayacak genlerle doğuyorlar.”

Biraz daha ileri gidelim;

“Araştırmacılar kanser ve kalp-damar hastalarının sadece %5’inin kalıtım (genetik miras) nedeniyle ortaya çıktığını düşünüyorlar [Willett 2002]… Kanser hastalarının önemli bir çoğunluğunun durumunun kötüye gitmesi bozuk genler yüzünden değil, çevresel etkilerden oluşan Epigenetik değişikliklerden kaynaklanmaktadır” diye devam ediyor Dr. Bruce Lipton.

Şimdi lütfen düşünün; sadece öyle olacağına inandığınız için hayatınızda hangi hastalıkları var etmiş olabilirsiniz? Ya hastalıklarınızı yaratan ailenizden ve çevrenizden aldığınız inanç kalıpları ve yaşadığınız travmalarsa? Artık bu inançlarımızı saniyeler içinde dönüştürecek bir yönteme de sahibiz: Thetahealing.

Thetahealing yöntemiyle ilgili ayrıntılı bilgiye ve eğitimlerin içeriğine www.esindemir.com sitesinden ulaşabilir; her türlü sorunuz için benimle Instagram hesabımdanwww.esindemir.com  ve info@esindemir.com mail adresim üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Devamı: https://www.uplifers.com/hastaliklar-zihinde-basliyor-2-cagimizin-onemli-hastaliklarinin-ruhsal-nedenleri/#ixzz5pv23K1Fm

Tekrar görüşünceye kadar sevgiyle, esenlikle kalın…

Kaynak;
İnancın Biyolojisi (Dr. Bruce H. Lipton)

İlginizi çekebilir: Hastalıklar zihinde başlıyor 2: Çağımızın önemli hastalıklarının ruhsal nedenleri

Esin Demir: 2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdi. Spiritüel gelişim merakı 2009 yılında, Japonya’ya bir yaz stajı programı ile gittiğinde başladı. Bu ilginç ada ülkesinde pek çok tapınak gezdi, bu tapınaklarda yapılan dini ritüelleri yakından görme imkanı buldu. Türkiye’ye dönüp profesyonel iş yaşamına başladıktan sonra ruhsallık ve kişisel gelişim ile ilgili araştırmalarını daha da derinleştirirken; beyin, bilinçaltı ve kuantum fiziğine de ilgi duymaya başladı. Bu sırada ThetaHealing® bilinçaltı temizlik tekniği ile tanıştı. O günden itibaren bu teknik ile ilgili aldığı çok sayıdaki uygulayıcılık eğitimini, Valencia’da aldığı ThetaHealing® eğitmenliği ile taçlandırdı. Esin şimdi bir taraftan profesyonel kariyerine devam ederken, diğer yandan ThetaHealing® grup eğitimleri ve bireysel seanslar veriyor. Thetahealing yöntemi ile ilgili detaylı bilgiye www.esindemir.com adresinden ulaşabilirsiniz. Esin’in en büyük arzusu, Dünya’nın yaşanacak daha sevgi dolu bir yer olması...

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale