Gençlik takıntısının psikolojimiz üzerindeki etkileri
Sevdiğim şarkıcılardan St. Vincent “Los Ageless” (yaşsız) isimli şarkısında Los Angeles şehrinin ismi üzerinde kelime oyunu yaparak “Melekler Şehrinin” yaşla ilgili takıntısına güzel bir gönderme yapar. Gerçekten de içinde bulunduğumuz çağ, genç ve mükemmel görünmekle saplantılı bir çağ değil mi? Elbette ki kişinin daha güzel, daha bakımlı olmayı istemesinde herhangi bir sorun yok. Ama ya daha yaşsız, daha kusursuz gözükme çabamız bizi negatif yönde etkiliyorsa? Ya kendimizi bu yüzden mutsuz hissediyorsak?
Dergiler, gazeteler, ve sosyal medya photoshop ve filtreler sayesinde, nerdeyse bir bebekten daha az kırışıklığa sahip insan fotoğraflarıyla dolu. Gün boyu bu görsellere maruz kalan kadınlar ve erkekler daha genç gözükmek için doktorların kapısını aşındırıyorlar. Sadece 2011 yılında Amerikalılar estetik ameliyatlar için 10,4 milyar dolar harcamışlar. Yine Amerika’da her yıl 1,2 milyar dolar liposuction için, 800 milyon dolar da saç ekimi için harcanıyor (Archer, 2013). 2001’de yalnızca botoks uygulamalarının sayısı 1,6 milyona ulaşmış (Brooks, 2004: 211-213). İşin tuhaf kısmı botoks uygulamasına zaten çok genç olan yirmili yaşlarındaki insanlar bile başvuruyorlar. Florida State University tarafından yapılan bir araştırmaya göre yirmili yaşlarındaki kadınlar görüntüleri yüzünden ellili yaşlarındaki kadınlara oranla daha çok endişe duyuyorlar ve bu durum onların zihinsel sağlığını kötü bir şekilde etkiliyor (Barrett & Toothman, 2016).
Amerika’nın başını çektiği ve artık diğer ülkelerde de gördüğümüz bu gençlik ve mükemmel güzellik takıntısı oldukça tartışmalı bir konu. Örneğin bazı araştırmalar kişinin estetik ameliyat olması ve psikolojik problemlere sahip olması arasında bir ilişki olduğunu ileri sürüyor. Tilmann von Soestve arkadaşları (2012) tarafından yapılan araştırmaya göre psikolojik problemleri olan insanların estetik ameliyat olma olasılığı daha yüksek. Araştırma, estetik ameliyat olan kadın katılımcıların daha depresif ve daha endişeli olma olasılığının yüksek olduğunu ortaya çıkarmış. Yine aynı araştırmaya göre meme büyütme operasyonu geçirenler hariç, estetik ameliyatlar bu ameliyatları olanların psikolojileri üzerinde pozitif bir etki yaratmamış.
Batı dünyasının genç kalmakla ilgili bu takıntısı yüzünden artık çoğu insan yaşlı gözükmekten korkar hale gelmiş durumda. Hemen hemen hepimiz farkına varmadan yaş ayrımcılığı yapıyoruz. Bir insana yaşından küçük gösterdiğini söylemeyi, ona yapılacak en büyük iltifat gibi algılayıp, yaşını gösteren bir başkasını yerden yere vuruyoruz. İnsanların yaşlarına göre ne yapıp yapmayacaklarına karışıyoruz. Yüzüne cerrahi müdahale yaptırmayan Andie MacDowell gibi ünlülere dünyada var olması imkansız mitolojik yaratıklar gibi yaklaşıyoruz.
Yazımın başında da belirttiğim gibi tabii ki bakımlı olalım, görünüşümüzle ilgili de kendimizi iyi hissedelim ama bunları genç görünmeyi bir takıntı haline getirmeden yapalım. Hiçbirimiz Twilight film serisindeki Edward Cullen olmadığımıza göre yaşlanmak biz insanların kaçamayacağı bir durum. Psikoloji dünyasının önde gelen isimlerinden Erik Erikson’ın söylediği gibi Batı dünyasının yaşlanma korkusu bizi hayatımızı dolu dolu yaşamaktan alıkoyuyor. Hepimizin yaşlanmaya karşı olan bakış açımızı değiştirmesi lazım. Gerçek yaşlanmanın dış görünüşümüzle değil ruhumuzla ilgili olduğunu anlamamız gerekiyor. Evet gençlik aslında bir ruh halidir. Ve bu ruh halinin asıl sırrı kremlerde, estetik müdahalelerde değil kişinin yaşama karşı duyduğu sevinçtedir. O halde kırışıklıklara tahammülsüz bir tavır sergilemek yerine, enerjik hissetmeye odaklanmayı öğrenip, kaç yaşında olursak olalım hayata karşı merak duymalı, fiziksel ve ruhsal sağlığımıza önem vermeliyiz. Size yaşlanmaya karşı aldığınız tutum da dahil hayatın her alanında dengeyi seçtiğiniz günler diliyorum.
2021 yılını “Kendini Sevme ve Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşıyorum. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Archer, D. (2013). Forever Young: America’s Obsession With Never Growing Old
Why is America such a youth obsessed culture? https://www.psychologytoday.com/us/blog/reading-between-the-headlines/201310/forever-young-americas-obsession-never-growing-old
Barrett, A. E & Toothman, E. L. (2016). Explaining age differences in women’s emotional well-being: The role of subjective experiences of aging, Journal of Women & Aging, 28:4, 285-296, DOI: 10.1080/08952841.2015.1017426
Brooks, A., 2004, “’Under the Knife and Proud of It’: An Analysis of the Normalization of Cosmetic Surgery”, Critical Sociology, 30:2: 207-239.
von Soest, T., Kvalem, I., and Wichstrøm, L. (2012). Predictors of cosmetic surgery and its effects on psychological factors and mental health: a population-based follow-up study among Norwegian females. Psychological Medicine, 42 (03), 617-626 DOI: 10.1017/S0033291711001267
İlginizi çekebilir: Olduğun insanla olmak istediğin insan arasındaki mesafe kadar mutlusun