X

Genç HipHop şarkıcıları hikayelerini iPhone ile anlatmaya devam ediyor

Geçtiğimiz yıl, Apple’ın Türkiye’de yükselen HipHop kültürüne destek olmak amacıyla başlattığı “Anlatacak Hikayem Var” projesi, daha da büyüyerek devam ediyor. Ve iPhone 15 Pro, genç nesil sanatçıların yaratıcılıklarını sergileyebilmeleri için yeni fırsatlar sunarak, çıkış yapacakları yeni şarkılarını en iyi şekilde anlatmalarına olanak tanıyor. Beş genç HipHop şarkıcısının iPhone ile çekilen yeni müzik videoları, Kanyon’da düzenlenen ve Apple Premium Partner Troy’un katkılarıyla gerçekleştirilen etkinlikte tanıtıldı. Türkiye’nin deneyimli müzik insanı Yalçın Birol’un keşfedilmek istenen müzisyenlere fırsat verdiği Önce Sen Dinle” platformuyla birlikte geliştirilen bu projede, şarkılar geçen yıl olduğu gibi İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Miam İleri Müzik Araştırmaları Merkezi’nin katkılarıyla Uzamsal Ses teknolojisi kullanılarak kaydedildi. Müzik videolarında şarkıcılar, modern ve yenilikçi tasarımlarıyla tanınan Türkiye’nin başarılı genç markası Les Benjamin tasarımı kıyafetleri giydi. Apple Music’in Göz At bölümü ve Hip-Hop kategori sayfası, bu hafta beş yeni sanatçının şarkılarını müzikseverlerle buluşturuyor.

Bu projede, genç yetenekleri keşfetme platformu “Önce Sen Dinle” aracılığıyla MC’ler ve yönetmenler bir araya getirildi. Genç yetenekler, Türkiye’nin ilk Uzamsal Ses Atölyesi’nde, İTÜ Miam İleri Müzik Araştırmaları Merkezi’nin desteğiyle şarkılarını kaydetti. Ayrıca, sadece iPhone kullanarak video kliplerini çekip kendi hikayelerini anlatma fırsatı buldular. Bu süreçte, stüdyo kayıtlarından iPhone ile video klip çekimine kadar her aşamada desteklenerek, profesyonel hikaye anlatmanın ne kadar basit ve ulaşılabilir olabileceğini gösterildi.

iPhone ile müzik videolarını çeken beş sanatçı Efehamd, Lisz, Yirmibir, Septra ve Kadak, çekimlerde iPhone kamerasının Log modu, Sinematik modu, ağır çekim, makro ve loş ışık gibi farklı özelliklerine odaklandı.

iPhone ile “Anlatacak Bir Hikayem Var”

Efehamd: Müzik özgürdür. Kendimi size konuşarak anlatmaya çalışırsam bir noktada duygularımı tam olarak ifade etmekte yetersiz kaldığımı düşünüyorum. Bu yüzden müzikle hissettiğimi size hissettirmek daha çok ilgimi çekiyor.

Lisz: Müzik benim için bir varoluş sebebi. Kendimi tanımanın ve ifade etmenin en güzel yolu.

Yirmibir: Yaşadıklarımı, hislerimi ve duygularımı bir mikrofonla anlatmak bana iyi hissettiriyor. Altyapının çoğu zaman bana terapi gibi geldiğini düşünüyorum.

Septra: Son dönemde artık insanlar birbirini anlayamıyor ve dinlemek istemiyor ben de kendimi en rahat şekilde anlatmak istediğim için ve müziğimi kullanıyorum.

Kadak: Hiphop tercih ile değil sevgi ile oluştu bende. Hiphopla çok küçük yaşta tanıştım, bana iyi hissettiren bi müzik türü. Ben de hislerimi, duygularımı, düşüncelerimi, eleştirilerimi, haykırışlarımı, aslında her şeyi bu yolla sunuyorum.

Şarkıcı ve Yönetmenlerden Alıntılar

 “Kıskanman Normal”, Şarkıcı: Efehamd, Yönetmen: Tarık Şahin

Kıskanman Normal, Efehamd’ın ruh hali olarak yorgun ve bitkin hissettiği bir dönemde yazmış olduğu; toplumdan kurallardan ve düzenden sıkılmış bir insanın serzenişidir. Ancak her düşüş beraberinde daha güçlü bir yükseliş getirir. Bunun için ise şarkının sözlerinde de olduğu gibi içinizden geleni, içinizden gelen insanlarla yaşamanız ve çevreden gelen yıkıcı etkenleri umursamadan ilerlemeniz gerekmektedir. “Düşmekten korkma; çünkü her düşüş, daha da yükseğe çıkabilmen için bir fırsattır.”

Efe: Apple ile bağımsız sanatçıları bu şekilde destekleyen bir projede bulunmak benim için uzun zamandır kurduğum bir hayalin gerçekleşmesi gibi bir şey. Ünlülerin her zaman kendilerini reklam edebilecek, kitlelere dinletebilecek gücü ve arkalarında güçlü sponsorları var. Ancak benim gibi odasında sanatını icra eden birinden kimsenin haberi olmaz. Bu noktada Apple’a karşılık beklemeksizin böyle bir projeye destek verdiği için teşekkür ederim.

Tarık: Teknik özellik olarak benim için en keyifli kısmı kameranın stabilizasyonu oldu. İşime yarayacak her kare hızında, slow motion gibi özellikleri çok rahat kullanmak ilham vericiydi. Dinamik aralığı çoğu zaman çalıştığımız profesyonel kameralardan farksızdı, bu da bize tatlı bir color ve edit süreci yarattı. iPhone her zaman elimizde olan bir cihaza göre fazla tatmin edici özelliklere sahip. Bu sayede çok ciddi bir sıçrama ve farklılık yaratıldı. Şu anda, özellikle de bu klipten sonra, bu telefonlarla yapılabilinecek şeylerin sınırını düşünememeye başladım.

 “Rüya”, Sanatçı: Lisz , Yönetmen: İsmail Sabotiç

Lisz’nin “Rüya” adlı şarkısı, güvenin kırıldığı ve yalnızlığın tercih edildiği bir hikayeyi anlatıyor.

Şarkının sözlerinde, başkalarına güvenmenin ve sevmenin zorluğu dile getiriliyor. Ana karakter, geçmişte defalarca kandırılmış ve hayal kırıklığına uğramış. Bu deneyimler sonucunda artık insanlara olan güvenini yitirmiş ve yalnızlığı tercih etmeye başlamış. Şarkı, duygusal bir yolculuğa çıkarken, dinleyiciyi de bu hislerin içine çekiyor.

Lisz: Böyle bir proje ile bağımsız sanatçılara destek verilmesi bizim için çok değerli. Bu proje sayesinde çok güzel insanlarla tanıştım. Böyle büyük bir markayla proje üretip işbirliği içinde bulunduğum için gururlandım ve mutlu oldum. Sürekli lens değiştirmek zorunda kalmamak çekim aşamasında işimizi çok kolaylaştırdı. Görüntü kalitesi ve çekilen görüntülerin sinematik oluşu en çok beğendiğim özelliklerden biriydi. 

İsmail: Kariyerimde çoğunlukla Rap klibi olması dolayısıyla, bir çok Rap sanatçısıyla çalıştım. Benim görüntü oluşturma tarzıma “kirli” görüntünün daha çok yakıştığını düşündüğüm için kurgu sırasında da extra efektler ile görüntüyü bilerek bozduk. En çok geniş açısında yakaladığım video kalitesi beni etkiledi. Profesyonel üretimde iPhone ile çekim yapabilmenin sektöre çok faydalı olacağını düşünüyorum. Her an cebimde kayıt yapabileceğim bir ürün taşıyor olmak etkileyici ve doğal ışık performansı çok güzel.

“Hayal”, Sanatçı: Yirmibir & Septra, Yönetmen: Mario

Yirmibir: Apple ile böylesine kapsamlı bir projenin içerisinde yer almak öncelikle beni çok heyecanlandırdı. Bu projenin aslında yapmış olduğum işin bir üst kademeye çıkmasına vesile olacağından habersizdim, şimdi ise işler ben ve Eylül için daha profesyonel bir şekilde ilerleyecek.

Septra: Çok fazla profesyonel kayıtta bulundum ama bu çok sıra dışıydı. Diğerlerine göre çok eğlenceli ve yorucu geçti ancak emeklerimize değdi. iPhone’un Portre modunu çok beğendim, fotoğraf çekimilerinde çok işimize yaradı.

Mario:  iPhone ile müzik videosu çekmek inanılmaz bir deneyimdi. Özellikle hareketli çekimlerdeki stabilizasyon ve düşük ışık performansı çok etkileyiciydi. Ayrıca geniş açılı lensleri ve kolay kullanılabilirliği sayesinde yaratıcı çekimler yapmamızı sağladı. iPhone gibi her zaman elimizde olan bir cihazla profesyonel üretim yapmak büyük bir devrim. Bu, yaratıcılığın sınırlarını zorlamamıza ve her an her yerde kaliteli içerikler üretebilmemize olanak tanıyor.

“Anla Artık”, Sanatçı: Kadak, Yönetmen: Ali Kışlar

Kadak’ın şimdiden melodisi akıllara kazınan yeni çalışması “Anla Artık” bir kişinin derin ve tutkulu aşkını ifade etmektedir. Şarkı sözlerinde, aşkın kişinin hayatında yarattığı derin etkiler ve bu aşkın karşısında hissettiği çaresizlik anlatılmaktadır. Aşık olan kişinin sevgilisiyle birlikte olursa huzur ve mutluluğa kavuşacağını, bu aşkın onu nasıl değiştirdiğini ve daha sakin bir insan haline getirdiğini anlatır. Genel olarak şarkı, yoğun bir aşkın ve bu aşkın kişinin duygusal dünyasındaki derin etkilerinin etkileyici bir ifadesidir.

Kadak: Bir çok alternatif arasında iPhone ile daha kullanışlı, kolay ve pratik işler yapılabileceğimi anladım. Bundan sonrası için de işlerimi çok kolay bir şekilde halledebileceğimi biliyorum. Kendimizi kısıtlamadan aslında gözümüzün önündeki farklı seçenekleri de göz önünde bulundurmamız gerektiği gerçeğini gördüm ve artık iPhone ile üretmeye devam edeceğim.

Ali Kışlar: iPhone’un en büyük artısı, estetik kaygısıyla bir üretim yaptığınızda anı yakalamayı pratikleştiriyor. DSLR kameralar bile Cinema kameralarına göre daha taşınabilir ve portatif olmasına rağmen, hemen orada, o anı alıştığınız estetik görsellikte kayda almanız için bir dizi ön hazırlık gerektiriyor. Özellikle Log çekim özelliği sayesinde daha sinematik renklerle üretim yapma özgürlüğü tanıyor. Stabilizasyon özelliği aksiyonlu çekimlerde bile ekstra bir Gimbal aletine ihtiyaç duymadan harika sonuçlar elde etmenizi sağlıyor. Zaten uzun süredir daha az ekipmanla sinematik kaygıdan ödün vermeden nasıl üretim yaparım arayışı içindeydim. 15 Pro Max ile uzunca bir süre daha üretim yapacağımı düşünüyorum.

İlginizi çekebilir: Dünya, Paris Olimpiyatları’ndaki atletlerin performansına hayran kalmaya hazırlanırken Apple Watch’tan ilham alın Dünya, Paris Olimpiyatları’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale