X

Geleneksel yöntemlerle yaşam alanlarını düzenli ve temiz tutmakta zorlananlar için yaratıcı çözümler

Kabul edelim hepimiz her daim mis gibi kokan, derli toplu, düzenli ve temiz yaşam alanlarına sahip olmayı arzuluyoruz. Ancak, bunu yapacak zaman ve enerjiyi her zaman bulamıyoruz ve evimizi temiz ve düzenli tutmak bazen zorlayıcı olabiliyor, özellikle de geleneksel yöntemler bize hitap etmiyorsa… Neyse ki keşfedilmeyi bekleyen etkili ve pratik pek çok temizlik ve düzen yöntemi var. Üstelik, her biri farklı ihtiyaçlara ve yaşam tarzlarına uyarlanabilecek özelliklere sahip.

Siz de modern yaşamın temposu içerisinde çok fazla zaman ve enerji harcamadan yaşam alanlarınızın bakımını sürdürmek istiyorsanız ve yoğunluk nedeniyle evdeki düzen ve temizliği bir türlü istediğiniz gibi sağlayamadığınızı düşünüyorsanız işte keşfetmeniz gereken yöntemler:

12-12-12 Yöntemi

Her gün ilgilenebileceğiniz 12 eşya bulabilir misiniz? Peki ya 24 ya da 36? Biraz derin düşünürseniz bizce bulabilirsiniz. 12-12-12 yöntemi, yaşam alanlarını düzenlemek için en etkili ve basit tekniklerden biri. Bu teknikte yapmanız gereken şey, her gün bağışlanacak 12 eşyayı bulmak, işe yaramayan, bozuk, kırık ve benzeri 12 eşyayı atmak veya geri dönüşüme götürmek ve 12 eşyayı kendi yerine koymak (muhtemelen ait olmadığı yerde duran, hatta evin en alakasız köşelerinde takılan pek çok eşya vardır 🙂 ) 12, üzerine düşünmek ve çalışmak için ideal bir sayı; çünkü ulaşılabilir hissettirecek kadar küçük, ancak ‘biraz meydan okuma’ sunacak kadar da büyük. İlk başta eşyaları kolayca belirleyebilirsiniz, 12’ye yaklaştıkça biraz işler zorlaşabilir ama pes etmeyin. Bu şekilde küçük ama düzenli adımlarla, zaman içerisinde büyük bir fark yaratabilirsiniz. Örneğin, bir gün boyunca mutfakta kullanılmayan eşyaları belirleyip bu yöntemi uygulayarak mutfak dolaplarınızın daha düzenli olmasını sağlayabilirsiniz. İhtiyacınız oldukça uygulamaya devam edebilirsiniz.

Peter Walsh Metodu

Peter Walsh, kelimenin tam anlamıyla bir ‘düzen gurusu’ ve Let It Go: Downsizing Your Way to a Richer, Happier Life kitabının da yazarı. Harika bir tekniği var. Peter Walsh, eşyalardan çok anılara değer verilmesi gerektiğini savunuyor. Kullanılmayan ama duygusal değeri olan eşyalar yerine bu eşyaların fotoğraflarının saklanmasını öneriyor. Bu yöntemle, evinizdeki fazlalıklardan kurtulurken, anılarınızı da koruyabilirsiniz. Örneğin, eski kıyafetlerinizi bağışlamadan önce, bu kıyafetlerin fotoğraflarını çekip saklayarak, hem dolabınızı boşaltabilir hem de bu kıyafetlere ait anılarınızı kaybetmeden saklayabilirsiniz. Bu yöntem, özellikle anıları saklamak isteyen ama fazla eşya biriktirmek istemeyenler için ideal olabilir. Üstelik uygulaması da çok keyifli. Bunu nostaljik bir aktiviteye çevirip sevdiklerinizle birlikte de uygulayabilirsiniz.

‘Clutterbug’ Yöntemi

Clutterbug kavramını ‘düzen böceği’ olarak Türkçe’ye çevirebiliriz. Bu yaklaşım, insanların dört farklı düzenleme stiline sahip olduğunu belirtiyor: Kelebek (butterfly), çekirge (cricket), uğur böceği (ladybug) ve arı (bee). Bu stiller, kişilerin eşyaları nasıl düzenlediğini ve sakladığını tanımlıyor. Sizce siz hangisisiniz?

  • Kelebekler: Görsel olarak düzenli alanları severler ve açık raflar kullanırlar.
  • Çekirgeler: Detaylı ve gizli saklama alanlarını tercih ederler.
  • Uğur böcekleri: Düzenli ve etiketlenmiş kutuları kullanmayı severler.
  • Arılar: Minimalist bir yaklaşımla sadece gerekli olan eşyaları saklarlar.

Bu yöntemi uygulamak için, öncelikle hangi düzenleme stiline sahip olduğunuzu belirleyin ve ardından evinizi bu stil doğrultusunda düzenlemeye başlayın. Örneğin, bir kelebek iseniz, açık raflar ve sepetler kullanarak eşyalarınızı düzenleyebilirsiniz.

Becker Metodu

Becoming Minimalist blog yazarlarından ve profesyonel bir düzenlik ustası olan Joshua Becker’ın metodu ile evinizde hayalini kurduğunuz düzeni kolayca sağlayabilirsiniz. Becker metodu, minimalist bir yaklaşımı benimseyerek gereksiz eşyaların hayatımızdan çıkarılması gerektiğini savunuyor ve 7 adımlı bir aksiyon planı öneriyor:

  • Küçük ve kolay organize edilebilir bir alan seçerek başlayın.
  • Tek seferde sadece bir odayı veya alanı hedefleyin.
  • Düzenleme için belirli bir zaman dilimi ayırın.
  • Eşyalarınızı kategorilere ayırın, böylece hangi eşyalara gerçekten ihtiyacınız olduğunu daha net görebilirsiniz.
  • Her eşyayı değerlendirirken, “Bunu gerçekten kullanıyor muyum?” veya “Bu eşya bana mutluluk veriyor mu?” gibi sorular sorun.
  • Düzenleme sürecini periyodik olarak tekrarlayın.
  • Kullanmadığınız eşyaları bağışlayarak hem evinizi düzenli tutun hem de başkalarına yardım edin.

KonMari

Düzenleme ustası Marie Kondo, KonMari metoduyla eşyaların mutluluk verip vermediğine odaklanıyor. Bu yöntemde, her eşyanızı elinize alıp, size mutluluk verip vermediğini düşünmeniz gerekiyor. Mutluluk vermeyen eşyalarla vedalaştığınızda kalan eşyaları düzenli bir şekilde saklamak çok daha kolay olacaktır. Özellikle kitaplık, gardırop gibi alanlarda çok etkili olabilir.

Kayak Pisti (The Ski-Slope) Metodu

Kayak pisti metodu, dağınık alanları büyükten küçüğe doğru temizlemeyi öneriyor. İlk olarak, büyük eşyaları ve çöpleri ortadan kaldırın, ardından daha küçük eşyalarla devam edin. Bu yöntem, özellikle çok dağınık alanlarda etkili olabilir. Örneğin, oturma odanızı düzenlerken, önce büyük mobilyaları ve çöpleri kaldırarak başlayabilir, ardından daha küçük eşyaları yerine koyarak devam edebilirsiniz. Evde bir kutlama yaptıysanız hızlıca ortalığı toparlamak için The Ski-Slope en etkili tekniklerden biri olabilir.

20/20 Kuralı

Evinizde gereksiz olduğunu düşündüğünüz ama bir gün kullanırım ya da ya lazım olursa diyerek tuttuğunuz küçük küçük olmalarına rağmen artık büyük bir yığına dönmüş eşya toplulukları varsa, 20/20 kuralı tam size göre olabilir.  20/20 kuralı, bir eşya 20 dakika içinde 20 dolar veya daha az bir maliyetle yerine konabilecekse o eşyayı elden çıkarmayı savunuyor. Elbette ki 20 dolar, tekniğin orijinalinde geçtiği için birebir aynı hesabı yapmak zor. Ancak siz kendinize göre makul bir fiyata göre bu rakamı sabitleyebilirsiniz. Örneğin, sayısız şarj başlıkları, usb kabloları ya da her boyu olan rende, elden çıkarılması gerekenler arasında bu kurala uyuyor olabilir.

Proje 333

Muhtemelen daha önce duyduğunuz ve belki de birkaç kez denediğiniz ya da denemeye çalıştığınız bir düzenleme ve sadeleşme tekniği: Project 333. Bu yöntem, her üç ayda bir, sadece 33 parçadan oluşan bir gardırop kullanmayı öneriyor. Böylelikle gardırobunuzu sadeleştirerek, daha az eşya ile daha fazla kombin yapabilirsiniz. Örneğin, her sezon başında 33 parçadan oluşan mevsimlik bir gardırop düzenlemek, size bolca zaman ve enerji kazandıracaktır.

365 Daha Az Şey Tekniği

‘365 Less Things’ metodu, her gün bir eşya azaltmayı hedefliyor. Yıl boyunca her gün bir eşya hayatınızdan çıkardığınızda, yıl sonunda 365 eşya eksilmiş olacak. Bu metot, sürekli olarak fazlalıklardan kurtulmayı ve evinizi daha düzenli hale getirmeyi amaçlıyor. Örneğin, her gün gardırobunuzda bir kıyafet seçip bu kıyafeti bağışlayarak ya da geri dönüştürerek, dolabınızda yer açabilirsiniz.

Organizasyon Üçgeni (The Organizational Triangle)

Organizasyon Üçgeni, her eşyanın bir yeri, her yerin bir amacı ve her amacın bir zamanı olması gerektiğini savunuyor. Yani yer, amaç ve zaman köşelerinden oluşan bir üçgen gibi düşünebilirsiniz. Böylece eşyalarınızı düzenlerken mantıklı bir sistem kurabilir, zaman ve enerji tasarrufu sağlayacak düzenlemelerle eşyalarınızı kullanırken kendinize büyük kolaylık sağlayabilirsiniz. Örneğin, mutfakta sık kullandığınız eşyaları hemen elinizin altında, ilk çekmecede ya da en yakın dolapta, az kullandığınız eşyaları ise ulaşılması daha zor yerlerde saklayabilirsiniz, üst raflar, merdiven kullanmanızı gerektiren yüksekteki dolaplar gibi. Bu sayede neyin nerede olduğunu düşünürken ya da ararken kaybedeceğiniz zamanı da baştan engelleyebilirsiniz.

Beş Saniye Kuralı (The Five-Second Rule)

Beş saniye kuralı, bir eşyanın yerini değiştirmek beş saniyeden kısa sürüyorsa, hemen yapmanız gerektiğini savunuyor. Bu yöntem, küçük adımlarla sürekli olarak düzeni sağlamanıza yardımcı olabilir. Örneğin, elinizdeki dikiş makasını gidip dikiş kutusunun içerisine koymak 5 saniye sürüyorsa bunu hemen o an yaparak olası dağınıklıkların önüne geçebilirsiniz. Bu kuralı tüm aile üyeleriyle paylaşmanızda da fayda var. Çünkü klişe ama doğru; herkes aldığını, aldığı yere koyarsa, dağınıklık olmaz…

Gizli Oda (Secret Room) Yöntemi

Friends fanlarını bir adım öne alalım 🙂 Monica’nın gizli dolabını hatırladınız mı, hani şu her şeyin çok düzenli olduğu evde, tüm gereksiz ve fazla eşyalarını dev bir yığın halinde tuttuğu ve kapısını kilitlediği o dolap? Hemen kısa bir hatırlatma için:

İşte Secret Room Yöntemi de tam olarak bunu anlatıyor. Bu yöntem eşyalarınızı saklamak için bir odayı veya alanı kullanmanızı öneriyor. Böylelikle göz önünde olmayan eşyalarınızı daha düzenli bir şekilde muhafaza edebilir ve diğer yaşam alanlarını daha düzenli tutabilirsiniz. Örneğin, kullanılmayan bir odayı depo olarak kullanarak, sık kullanmadığınız eşyaları burada saklayabilirsiniz.

Paketleme Tekniği (Throw a Packing Party)

Paketleme partisi, tüm eşyalarınızı kutulara koyup, sadece ihtiyaç duyduklarınızı geri çıkarmanız gerektiğini savunuyor. Bu yöntem, gerçekten ihtiyaç duyduğunuz eşyaları belirlemenize yardımcı olabilir. Örneğin, bir hafta boyunca kutuda bıraktığınız eşyaların çoğunu kullanmadığınızı fark ederseniz, bu eşyaları elden çıkarabilirsiniz. Bunu dilerseniz farklı yaşam alanları için deneyebilirsiniz, önce mutfak, daha sonra salon veya gardırop gibi kullanmadığınızı düşündüğünüz eşyaları kutulara kaldırarak onlara gerçekten ihtiyacınız oluyor mu olmuyor mu bunu görebilirsiniz. Ve muhtemelen evinizdeki sadeleşme kendinizi çok daha iyi hissetmenizi sağlayacağı için kutulardaki eşyaları bir daha geri yerleştirmek istemeyeceksiniz…

Öncesi ve Sonrası Tekniği

Aslında adından anlaşılacağı üzere bu teknik, düzenleme yapmadan önce ve sonra düzenlediğiniz alanın fotoğrafını çekmeyi öneriyor. Böylece nasıl bir ilerleme kaydettiğinizi görselleştirerek somutlaştırabilir, gördükçe kendinizi motive etmeye devam edebilirsiniz. Değişimin ne kadar büyük olduğunu gördüğünüzde daha düzenli olmak için içsel bir dürtü hissedebilirsiniz.

Hangi yöntemlerin sizin için en uygun olduğunu belirleyerek, temizlik sürecini daha verimli ve sürdürülebilir hale getirebilirsiniz. Bizce her biri denemeye değer!

Kaynak: Becomingminimalist, lifehacker, apartmenttherapy

İlginizi çekebilir: Japandi: Japon minimalizmi ve İskandinav estetiğinin mükemmel uyumu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale