Geleneksel sağlık bizi yüzüstü bıraktı: Peki ne yapmalı?
Şunu söylemek zorundayım: Geleneksel sağlık bizi yüzüstü bıraktı. Hayır, geleneksel sağlık kötü demiyorum. Kimseyi parmağımla göstermeye de gelmedim, ama büyük bir şey gözden kaçırıldı.
Şimdi muhtemelen size biraz vitamin veya takviye veya sağlık alanındaki yeni yağ veya sistem veya üründen bahsedeceğimi düşünüyorsunuz ve hayır, konu o değil. Bu yediğiniz, aldığınız ya da yaptığınız bir şey değil. Aslında yapmayı bırakmanız gereken bir şey.
Sağlıklı yaşam alanında son on yıldır, heveslerin gelip gittiğini, diyetlerin başlayıp bittiğini ve insanların modaya uyduğunu ve ardından bir sonraki yeni fikir için tekrar sürüyü takip ettiğini hep birlikte izliyoruz. Her seferinde yeni bir diyet, başka bir heves, başka bir teori, başka bir uzman…
Hatta bazen sonuçlar harika, fakat yine de uzun sürmüyor. İnsanlar ya bildiğini okumaya devam ediyor ya da bir sonraki modayla yoluna devam ediyor.
Size de tanıdık geldi mi?
Belki yıllar boyunca bu farklı hevesleri denediniz. Evimde sağlık ve zindelikle ilgili yüzlerce kaynak, kitap… Ve hepsinin doğru tarafları olduğunu biliyorum. Ancak nasıl mutlu ve sağlıklı olmamız gerektiği hakkında pek çok çelişkili görüş var. Hepsinin tek bir ortak yönü var: Hepsi insanlara ne yapmaları gerektiğini söylüyor. Bunu yap, şunu yap, şunu ya da bunu yapma…
Sorun şu ki, çoğu insan ne yapacaklarının söylenmesinden bıktı. Ve çoğu doktorun ve diğer sağlık uzmanlarının yaptığı hata, hala öğüt vermek ve insanlara ne yapacaklarını söylemek.
Şimdi, bunun biraz tuhaf geldiğini biliyorum, çünkü sağlık uzmanlarının sorunlarınızı çözmek için ne yapmanız gerektiğini söylemesi gerekmiyor mu?
Hem evet hem de hayır.
Size bir hikaye anlatayım…
6 yıl önce diyetisyen olmaya ilk karar verdiğimde, sağlıklı yaşam tutkumu paylaşmaktan o kadar heyecanlıydım ki herkese ne yapacağını söyleyecektim: “Bunu değiştirin, onu yemeyin, şunu yapın, şunu yapmayın…”
Raflarımdaki kitapları yazan uzmanlar gibi, gerçekten bir bilgi uzmanı olacağımı hissediyordum; tüm tavsiyelerimle insanlara yardım etmeye hazır olacaktım. Ancak kısa bir süre sonra, konu insanların hayatını değiştirmeye geldiğinde durumun böyle olmadığını fark ettim. Diyetisyen olmamam gerektiğini anladım ve fikrimi değiştirdim, çünkü diyetisyenlere okulda öğretilen her şey öğüt vermek ve nasıl sağlıklı olunacağına dairdi. İnsanların hayatlarında değişiklikler yapmalarına gerçekten nasıl yardımcı olunacağı konusunda değildi. Onlara yeme-içme reçetesi vermeleri ve tüm beslenme bilgilerini paylaşmaları söylendi, yapmaları gereken şey buydu.
Demem o ki, tavsiye ve yeme-içme reçetesi harika da olsa, insanların hayatında kalıcı değişiklikler yaratmak için yeterli değil. Şimdi size daha fazla yeşillik yemenizi söylesem, kendiniz de istiyor dahi olsanız, bunu yapacağınız anlamına gelmiyor bu. Ama zaten bunu hepimiz biliyoruz…
Tam da bunun için, insanların hayatlarını dönüştürmelerine gerçekten nasıl yardım edebileceğimi bulmak için bir yola çıktım.
İnsan potansiyelini keşfetmek ve kendi hayatlarını yönetmek için gerekli donanımı onlara sağlamak için psikoloji ve girişimcilik yan dalları ile yönetim bilimleri lisansımı tamamladım. Üniversite yıllarıma denk gelen süreçte, dünyanın en iyi üniversitelerinde katıldığım beslenme, anatomi, fizyoloji ve wellness dersleri ile bütünsel sağlık bilgimi sürekli olarak geliştirmeyi ve bu bilgileri birleştirerek kullanmayı kendime amaç edindim. Bu tutkumu, insan beyninin hayatı dönüştürme gücünü anlamlandırmak için, profesyonel uzman koçluk eğitimi ve diğer birçok davranış bilimi tekniğiyle destekledim.
Artık birinin gerçek meydan okumasını sağlamak ve önündeki engelleri ortaya çıkarmak için güçlü soruları sorabilir, tavsiye vermek yerine onları dinleyebilirdim. Arkadaşlarıma, aileme, çevremdekilere yardım etmek için bir formül geliştirdim. Onların kırılma noktalarına şahit oldum. İyi tavsiyeleri hayatlarına entegre etmelerinin önünde duran, yıllardır sahip oldukları inanç ve eski hikayeleri ortaya çıkardılar. Hızlı bir şekilde sonuç aldılar ama daha da önemlisi kalıcı yaşam tarzı değişiklikleri yaptılar.
Farkına vardığım şey insanların sağlık ve zindelikle güçlendiği oldu. İnsanlar “kendileri için en iyi” seçimleri yapmak, “kendi seçimleriyle” motive olmak isterler. Ve onlara ne yapacaklarını söylediğinizde, bu, beyaz bir önlük giyip sorunları için başka bir hap almalarını söylemekten farklı değildir.
21. yüzyılda tavsiye işe yaramıyor, biz bu yüzden yüzüstü kaldık. Tavsiye, sadece bilgidir. Günümüzün bilgi çağında, bunu her yerde bir uzmandan bulabilirsiniz, çevrimiçi olun yeter.
Kendi cevaplarınızı yine kendi içinizde bulacağınızı unutmayın.
Sevgi ve sağlıkla…
İlginizi çekebilir: Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi güncellendi: Artık ihtiyaçlarımız 5 değil, 6