X

Gelecekten mektup var: Yaşlılığınız size ne derdi?

Soundala Theraphy, Rida Kiraşi’nin kurduğu sesle şifa alanında çalışmalar düzenleyen, inzivalar yapan, Spotify’a hepimizin yararlanabileceği meditasyon albümleri çalışan; tüm bunlarla hepimize alan ve kalp açan bir kurum, kuruluş. Instagram sayfalarını ben severek takip ediyorum. Oradan hem etkinlikler hakkında bilgi edinebilirsiniz, hem de günlük kalp, kafa açıcı sorular, anlar fışkırıyor.

Doğru soruların önemini, kıymetini bilen bir insan olarak doğru sorulara yönlendiren bir hesap Soundala-Rida. Her paylaşım okuduğumda beni hep bir an durduruyor. Instagram’daki klasik aşağı doğru, hızlı hızlı geçtiğimiz parmak hareketlerim o sorularda bir duruyor.

Dün şöyle bir soru paylaşıldı: “Yaşlılığındaki sen bugün gelse, sence sana ne derdi?

Gülümsemeye başladım. İçimden bir ses benimkinin söyleyecek iki kelimeden fazlası var dedi. Bayağı bayağı bana bir mektubu olduğunu söyledi. İstedim ki yaşlı, olgun Gamze’nin söyleyecekleri benimle beraber size de konuşsun. Belki sizin yaşlı ve şimdiki hallerinize de dokunur ve bir mektuptan bambaşka bilge mektuplar doğar. Neden olmasın?

Bakalım benimki bana ne diyor? Can kulağıyla dinlemeye hazırım!

Sevgili her şeyi bildiğini sanan Gamze’ciğim…
Nasılsın? Ben buralarda gayet iyiyim.
Öncelikle en baştan bil ve rahatla diye söylüyorum: Tam da istediğimiz gibi bir hayat yaşadık, yaşıyoruz! Hemen omuzlar gevşesin şimdi, koca, rahat, oh çeken bir nefes alınıp gerinilsin. Mis! Senin şu her şeyden önce zihin doyurma huyun/huyumuz yok mu; heh işte o hep var ve olacak. Biz de böyleyiz. Hiç sorun yok. Bildiğimden böyle bir giriş yapmak istedim.

Şu an sana hiç öyle gelmiyor biliyorum. 35 yaşındasın ve bayağı da yaşadığını zannediyorsun hayatı ama sana bir haberim var: Henüz yolun çok başındasın! Yaşam, bambaşka bir kapıdan senin için daha çok yeni başlıyor. Bunu duyunca heyecanlandın yine yüzümüzde en sevdiğim kocaman gülümsememizle değil mi? Hayat boyu seni kollarında zevkle taşıyacak merak ve heyecanını, bunların gözlerine parlaklık olarak yansıyan halimizi taşıyor olacağız! Tam şu an ben de aynı haldeyim! Meraklı, her zaman biraz muzırlık içeren o gülen gözler yaşlı halimizde de bizimle! Yaşlanıp hayattan vazgeçen insanlardan olmaktan korktuğunu biliyorum. Olmuyoruz, olmayacağız. Çok da fazla ipucu vermek istemiyorum yaşayıp göreceksin zaten diye ama bazen bilmek seni daha güvenli yapıp rahatlatıyor. O noktalarda böyle minik ipuçları bugün ya da başka zamanlarda ne zaman soracak olursan bana, söz söyleyeceğim. Bu noktada diyebileceğim şey: hayata, insana, yola, yolculuğa dair merakını hep aktif tut. Seni oradan oraya sürükleyen, seni hiç ummadığın yerlerde bulduran soruları hiç bırakma. Sorudan soruya, hayalden hayale kon dur. Gerisini de düşünme. Gerisi zaten geliyor olacak.

Heyecanlı gülümsemen yanında bana hem güvenip hem bir yandan da güvenemeyip:
‘Nasıl istediğimiz gibi yaşadık ya?’ diye hafif isyan ederek soru sorduğunu da duyar gibiyim. Zihin sınırlamalarından, kalıplarından, toplumsal inançların üzerindeki yüklerinden özgürleşmene birazcık daha zamanın var. O yüzden şu an, sana ait olmayan çerçevelerde istediğin hayatı yaşamıyor gibi hissetmen normal. Hayatının hangi döneminde olursan ol kendine sormayı asla unutmaman gereken üç soruyu buraya bırakıyorum:

Bu inanç/istek/arzu/hayal bana mı ait?
Takipte misin? (Bu sorunun açılımı için geçen haftalardaki yazımı okuyabilirsiniz.)
Tam şu an ihtiyacım aslında ne?

Bu soruları hiç bırakmamanı öneririm. Ben buralarda hala kullanıyorum. Ermedik yani insanız günün sonunda. Bunu da çok unuttuğun oluyor biliyorum. İnsan olduğunu unutup dönem dönem çok yükleniyorsun kendine. Sonu gelmeyen beklentiler ve ah altında ezilmelerin. Kendi kendine yapıyorsun hepsini. Aç gözlerini. Derinlere dalmayı hep seviyoruz, seveceğiz evet ama ben anladım ki dünyada yaşam yeryüzünde! Yüzeyde yani. Derinlerde yüzeceğim diye yeryüzündeki güzellikleri kaçırıyorsun. Belki buna birazcık dikkat etmek isteyebilirsin. Ne dersin?

Uff! İşin aslı bir de fazla ciddisin! Her şeyi çok bildiğini sandığın için bir ciddiyettir almış başını gidiyor sende. O yüzden içten içe aslında çok eğlenceli bir insan olmak istiyor olabilir misin? Haydi bunu bir düşün derim.

Merak etme oturup sana akıl falan düzmeyeceğim. Hala aynı düşünüyoruz en azından bu konuda. Herkesin aklı kendine! Ben şu an tüm geçeceğin yolları yürümüş biri olarak; minicik ufacık, kolaylaştırıcı ipuçları diyelim. Akıl dersem genç halimi yani seni bile kaybedebilirim biliyorum. Evet, hala bazen inatçıyız işte bir şekilde. 
Çok bile konuştum belki şimdilik.
Öyle koca koca şeylere gerek yok anlayacağın.
Kalbin her zaman biliyor. Sen her zaman duyuyor oluyorsun. Sadece duyduğundan şüphe etme. Kendinden şüphe etme. Sadece yürü çoğu zaman nereye gideceğini bile bilmeden. Hayatın senin için müthiş süprizleri olacak.
İyi eğlenceler!
Gamze.

Çok ciddiymişim.
Haklı.
Çok derinlerdeymişim.
Yine haklı.
Konuşmak çok iyi geldi, mesajlar alındı.
Sizinkiler size neler diyor?

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Son kullanma tarihi dolmuş isteklerin peşini bırakmak: İç sesiniz size doğru yolu gösterecek

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale