X

Gelecek diye beklemekte olduğumuz bir an: “Şimdi”

Kilo vermeyi hedefleriz, gelecek üç ay sonra “ancak” güzel gözükebileceğizdir çünkü beş kilo daha zayıf olacağız. Gelecek kış yapılacak tatili planlarız, hatta bu planı yaparken can-ım bir ada tatilinin tam ortasındayızdır, bir bakmışız saatler geçmiş biz o günü, o günden sonra yaşayacağımıza inandığımız uzak başka bir gün için geçirivermişiz. Sonra yatırım hayallerimiz vardır, bugün bu yaşımızda bu sağlık durumumuzda gidebileceğimiz uzak bir ülkeye gitme hayallerimizi çok sonralara kaydırırız; cevabı basittir bugün, bu anda, şimdide yaşamamız mümkün değildir…

Diyeceksiniz ki “peki Pınar o zaman hiç plan yapamayacak mıyız?” “Anı yaşayacağım, şimdide olacağım diye bundan beş yıl sonra nasıl bir hayatım olacağını planlamamam mı gerekiyor?” Tabi ki bunun cevabı yine sizde saklı, yani hangimiz daha iyi veya daha kötü olarak nitelendirebiliriz ki bugün tüm iş güç ve bağlarından arınmış olarak dünyayı dolaşmaya çıkan bir seyyahı veya kariyer basamaklarında bir bir yükselmekte olan başarılı bir yöneticiyi?

İşte tam bu noktada mutluluk kavramı devreye giriyor. Fakat benim bu yazıda dikkat çekmek istediğim anda olmak, anda mutlu olmak, anda şimdide olduğunu unutmadan geleceği planlamak. Bu sabah çok erken bir saatte kafam dopdoluyken, binlerce düşünce geçmişten geleceğe binlerce ses dolaşıyorken, birden çok sıcak bir suyu elime döktüm. Nasıl olduğunu bile hatırlayamıyorum (ki o andan ne derece uzak olduğumu anlayabilirsiniz)… Şimdi bu kelimeleri yazarken bile tek tek her hücremin andaki acısını hissediyorum.

Yarının endişesi, yetiştirme telaşı, hafta sonunun ‘nasıl yaparım’ları, aldığın sorumluluklar, gelecek hafta için planlar, sonraki haftanın harcamaları, ve ondan sonraki haftanın görülecek yerleri ayarlamaları, kardeşin annen baban arkadaşların hafta içi planları ve daha burada bu cümleye yazmak istersem çok çok daha uzatabileceğim binlerce düşünce… Mesajım gelmişti; “onlar” şimdide yok ama sen buradasın

Aynı durumu trafikte kaldığımızda gözlemleriz. Siz yorgun argın eve gitmek için aracınızdasınızdır. Çok  yoğun bir trafiğin içinde kalırsınız. Şikayet etmeye başlarsınız “an” durumunuzdan, “şimdi”nizden. Oysa dışarının soğuğu içeri girmemektedir, yağmurda da ıslanmıyorsunuzdur. Sadece sabırsızlıkla gününüzün o beş dakikasında, tek başınıza sakince kalmış olmanın güzelliğini göremememiş olursunuz… Klasik müziğimizi açıp sadece durmak, biraz nefes almak, belki hala devam edecek olan günümüzün geri kalanına kendimizi hazırlamak… Ama işte o anda hayatımız ancak eve vardığımızda ve bu trafikten kurtulduğumuzda güzel olacak gibi gözükür… Fakat önemli olan yolculuğumuzun her anının aynı güzellikte, aynı kıymette, aynı muhteşemlikte olduğunu hatırlayabilmemizdir…

Hemen bir örnek daha verelim, uzun mesafeler koşmaya başladığınızda, koşunuzun son anlarında “artık bitsin” diye düşünmeye başlarsınız. Andan kaçmaya çalışmaya, sanki yol bittiğinde yorgunluğunuz da bittiğinde her şey “daha” güzel olacakmış gibi gelir. Öyle ki, yanından geçip gittiğiniz can-ım ağaçları, bulunduğunuz doğal ortamın güzelliğini ve yine en önemlisi kendiniz ile baş başa kalmanın güzelliğini, yani anı kaçırmaya başlarsınız; aklınızda sadece bitsin düşüncesi yanar söner lambalar gibi parlar durur… Ve yol bittiğinde içinizde kocaman bir boşluk olur, çünkü muhteşem bir yolculuk bitmiştir o ana tekrar tekrar dönmek istersiniz, “aynı şekilde bacaklarım ağırsın, ayaklarımı hissetmesem de koşmaya devam etmek istiyorum” dersiniz ama dönemezsiniz (tabi baştan başlayacaksanız neden olmasın). Ama işte tam olarak aynı “şimdiyi” yaşayabilmenize olanak olmayacaktır…

Bu yüzden “şimdi” kavramı, hayatımızda sahip olduğumuz en değerli kavramdır. Şimdilerimizi yarını düşünerek harcarız, değiştiremeyeceğimiz geçmişi düşünerek şimdide olmanın güzelliğini ve şimdi bize verilmiş gücü unuturuz. Bizi şimdiye ancak bilinçli olmak, meditasyon yapmak gibi teknik uygulamalar yanında “anda” kalmaya odaklı sporlar yapmak gibi süreçler döndürebilmektedir. Bizler odağımızı şimdiye ve şu anki yaşamımıza çevirdiğimizde, hayatımız da aydınlanıverir, şimdi de aynı güzellikte bize büyüsünü sunmaya başlar…

Ben birazdan karanlık bir sokağa çıkacağım, yağmur damlalarını hissedeceğim, tüm sesleri duymaya odaklanacağım, rüzgarın dokunuşuna dokunacağım ve gözlerimle evet yanımdan geçen tüm gözlerin içine bakacağım. Sokakta yürüyen bir “şimdi” olacağım, beni gördüğünüzde bileceksiniz tam olarak, %100 olarak burada, ayakları bu sokağa tam olarak tüm ağırlığı ile basıyor, bugünü bu anı ve olduğu kişi olmayı yaşıyor… Biliyorum içimden ben de sizler gibi geçirmekteyim “aman canım ne olacak sanki yarın da aynı şeyi yapmayacak mı?” Bu sorunun cevabını ne yazık ki hiçbirimiz “yarın” olmadan bilemeyeceğiz, ama hepimizin bugün ve şu anda, bu yazı yazılırken ve siz bu kelimeler ile buluşmuşken bir “şimdi”si var…

Bu yüzden şimdi olmayı sevin, şimdi çiçek açmış bir güle dokunabilmek gücünüzü sevin, şimdi sevdiğinizi söylemeyi, aşkınızı ifade etmeyi sevin, şimdi sevebilmek olasılığınızı sevin, bugün bir sabah kahvaltısında bal tadabilmiş olmanızı sevin, yeniden güne uyanabilmeyi belki akşam çimlerde yürüyebilmenizi sevin, br çocuğun gözlerini güldürebilmek olasılığınızı belki eski bir dostun sesini yıllar sonra duyabilmek şansınızı, çok eski zamanlarda ziyaret etmiş olduğunuz bir şehre yeniden yepyeni tecrübeler ile gelmiş olmak halinizi yani hayatınızın şimdide olan her anını “şimdiyi” sevin… Acı da olsa, zor da olsa, ayrılık da olsa, kırgınlık da olsa, yalnızlık da olsa sonraki güzel günleri beklemek yerine bugün siz güzel olmayı seçin; benimle birlikte ‘’yürüyen şimdi’’ olmaya hazır mısınız? Belki bir gün yolda karşılaşırız…

Çok sevdiğim piyano sanatçısı Yiruma’dan sizler için paylaşıyorum, parçanın ismi “Moment” Türkçe anlamı “an, şimdi”…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın. Yazarın diğer yazıları için tıklayın. 

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale