Gelecek Covid-19’u nasıl hatırlayacak: Sanatçı Refik Anadol, Rael San Fratello ve Sekou Cooke’dan Covid eserleri
Bugünlerde dünya olarak büyük bir savaş veriyoruz. Gözle görülmeyen ve çok hızlı yayılabilen bir düşmana karşı kenetlenmiş durumdayız ve tüm ülkeler bu durumdan en az hasarla çıkmak için stratejiler geliştiriyor. Üstelik klasik bir savaştan farklı olarak kimse cephelerde savaşmıyor ve gerçek ölüm sayısını bilemiyoruz.
Bir pandemi söz konusu olduğunda ve düşmanımız bir virüs olduğunda geçirdiğimiz bu olağanüstü günleri çeşitli anıtlarla tarihe not düşmemiz de zorlaşıyor. 1918 yılında yaşanan İspanyol gribi salgını için bile inşa edilmiş çok az anıt var. Bunlardan biri iki yıl önce Vermont’ta yapılmış. Üzerinde ise salgının “20. Yüzyıldaki tüm savaşlardakinden daha fazla Amerikalıyı öldürdüğü” notu yer alıyor.
Koronavirüs salgını henüz bitmedi. Hatta salgından kurtulmanın yakınında bile değiliz. Bugün dünyada 110 milyondan fazla insan COVID-19’a yakalandı ve 2.5 milyona yakını da hayatını kaybetti. Bu yüzden bu salgını resmi bir şekilde anmaya başlamak için erken gibi görünebilir. Örneğin, Maya Lin’in Vietnam Gazileri Anıtı, ABD’nin çatışmadan çekilmesinden ancak altı yıl sonra, 1981 yılında tasarlandı. Michael Arad ve Peter Walker’ın 11 Eylül anıtı ise tüm dünyayı sarsan saldırılardan neredeyse beş yıl sonra, 2006 yılında Dünya Ticaret Merkezi’nin sahasında kuruldu.
Gerçek bir anma töreni için her zaman uzun süre beklemeye gerek yok. Sanat yaşanan trajedinin acımasız ağırlığı altında ezilmekten kurtulmamızı sağlayabilir. Amerika’nın en heyecan verici tasarımcılarından bazıları da fikirleriyle harekete geçti ve yaşadığımız bu günler için önemli eserler tasarladılar.
Refik Anadol Studio – Memory Globe
Refik Anadol, bir anıtın salt hatıralardan fazlasını sunması gerektiğine inanıyor. Bir anıt aynı zamanda insanlara nasıl daha iyi durumda olabileceklerini de hatırlatmalıdır. Anadol, “Covid sırasında yapmamız gereken bir şeye dikkat çekmemiz gerekiyor.” diye anlatıyor.
Veri konusunda insanları rasyonalize etmek yerine veriyi hissetmelerini sağlamak Anadol’un bir sanatçı olarak alameti farikası. Örneğin, “ISS Dreams” adlı projesi, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan alınan milyonlarca görüntüyü, sanki Dünya’nın kendisi başka bir dünyayı kaplayan bir çölün tanecikleriymiş gibi “akan kum tepeleri” dalgalarına dönüştürüyor.
Anadol, salgında edindiğimiz verileri de oluşturacağı COVID-19 anıtının materyali olarak kullanmak istemiş. Sanatçı, bir pandemi söz konusu olduğunda anlatılacak hikâyenin verilerin içinde olduğunu da ekliyor. Ancak COVID-19 verileri çok heterojen ve elde edilmesi zor, sürekli bir yanlış bilgi sisiyle kaplı. Bu durum, stüdyonun anıtının konusu haline geldi: Pandemi sona erdikten sonra ziyaretçiler virüsün yolculuğunu görsel olarak görebilecekler.
Fikrin prototipini oluşturmak için Anadol ve meslektaşları, Johns Hopkins Üniversitesi ve HealthMap gibi kaynaklardaki salgın verilerini toplayıp temizlediler ve ardından enfeksiyonların ve ölümleri temsil eden noktaları, şeffaf bir küre üzerinde konumlandırdılar. Anadol’un stüdyo işbirlikçilerinden Pelin Kıvrak, anıtların hac mekânları haline geldiğini hatırlatıyor. “İnsanlar anma törenlerine sadece hatırlamak için değil, aynı zamanda belli bir şekilde hissetmek için de gidiyorlar,” diye açıklıyor.
Rael San Fratello – 29CuCV-19
Ronald Rael, bozuk paraların hâlâ bakırdan yapıldıkları zamanlardaki kokusunu bugün bile hatırlayan bir sanatçı. “Daha sonra bunun metalin kendisinin bir kokusu olmadığını keşfettim.” diyor. “Bu kokuyu bozuk paraya dokunan insanlar oluşturuyordu.”
Bunun iğrenç ama aynı zamanda çekici olduğunu kabul eden Rael, kendisinin ve mimar Virginia San Fratello’nun kurduğu Rael San Fratello stüdyosunda, bu tür sıradan malzemeleri yeniden kullanmakta başarı elde etmişler.
Karantina, koku ve dokunma becerimizi sınırladı, bu yüzden Fratello ve Rael, bu deneyimi taklit etmek için bir yol bulmakla ilgilenmeye başladılar. Paraların devreye girdiği yer de burası oldu. Bakır bir antiviraldir ve bu da şu anda bariz bir sembolizmi olan bir nitelik. Bakır ayrıca zamanla değişen, su ve hava ile etkileşime girdikçe bir patina geliştiren bir element. Böylece ikili, yapacakları anıt için kullanacakları materyali de bulmuş oldular.
Rael San Fratello’nun bu konudaki ilk fikri pandemide hayatını kaybedenlerin isimlerinden oluşan, ve ziyaretçileri isimler üzerine dokunmaya çağıran bakır bir duvar inşa etmekti. Duvar zamanla dış etkenlerden dolayı yeşil ya da mor renkte bakır pasıyla kaplanacak, eğer ziyaretçiler sık sık duvara dokunurlarsa bu etkiyi silerek, anıtın parlak kalmasını sağlayacaklardı.
Daha sonra böyle bir anıtı çok geleneksel bulan Rael ve San Fratello, bunun yerine insanlara dağıtılabilecek bir anıt tasarlamayı düşündü: Şekli biçimsiz bir hamuru andıran bakır bir tılsım. Herkes kendi tılsımına tıpkı eşyalarına yaptıkları gibi hatıralar gömecek ve zaman içinde herkesin tılsımı kendi eşsiz formunu elde edecek.
Sekou Cooke – Unmonument
Sekou Cooke, “Bundan 20 veya 30 yıl sonra bile insanlar COVID’den etkilenecekler,” diyor. “Bu durum, virüsle ilgili herhangi bir anıtı eksik veya geçici hâle getirir. SARS-CoV-2’nin kaç kişiyi enfekte ettiğini veya öldürdüğünü asla tam olarak bilemeyeceğiz. O hâlde soruyu tamamen değiştirelim. COVID-19 için bir anıt tasarlamak yerine, anıtların doğasını temelden sorgulayabilir miyiz?”
Syracuse Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde mimar ve profesör olan Cooke, kariyeri süresince mimarlığın ırkçı mirasıyla boğuştuğunu belirtiyor. Alternatif olarak yeni bir yöntem olan hip-hop mimarisini savunuyor. Her şey beklentileri bir kenara bırakmakla ilgili. Cooke, “İnsanlar bir hip-hop binasının neye benzediğini bilmek istiyor” diyor. Ancak bu soru asıl noktayı kaçırıyor: “Hip-hop çoğu zaman süreçle ilgilidir.” Yaşanmış bir mücadelenin deneyimi sanatı bilgilendirir. Mimariye uygulandığında, hip-hop, Siyah insanların yapılı çevreyle farklı bir ilişki geliştirebileceği yeni tasarım fikirlerine ilham verecek bir mercek haline gelir.”
Bir COVID-19 anıtı içinse Cooke bunun yerine Black Lives Matter ve diğer protesto hareketlerinden örnekle bir “unmonument” (anti-anıt) öneriyor. Bu fikrine de grafitilerin çoktan yeniden dekore ettiği Richmond, Virginia’daki Robert E. Lee Anıtı’nda başlamak istiyor. Cooke, burayı yıkmak yerine onu sıra dışı bir fikirle yeniden kullanmayı arzu ediyor. Çitler ve barikatların yanı sıra, genellikle vandalizmi engellemek için kullanılan malzemelerle, anıtın etrafına bir iskele dikeceğini söylüyor. Cook’a göre anti-anıtını ziyaret edenler, anıt bir kez kurulduktan sonra, pandemiden veya kontrol edilmeyen polis şiddetinden veya dibe çakılan ekonominin ihmalinden etkilenen insanların fotoğrafları, hatıraları veya diğer hatırlatıcıları gibi unsurlar eklerlerdi.
Bu sıra dışı fikriyle öne çıkan Cooke, “Aslında her şeyi havaya uçurmak ve her şeyi yeniden başlatmaktan yanayım,” diyor. “Mimarlık kendini sıfırdan tamamen yeniden keşfedebilir, ancak bunu en muhafazakar kurumlarını ortadan kaldırarak yapmak zorundadır. Buna ilk etapta, COVID-19 trajedisine bir anıt inşa etme eğilimi de dahil. Bir salgın anıtı yerine, anıtlar için bir anıt inşa edin. Uzun zamandır hatırladığımız şeyleri unutmaya başladığımızda,” diyor Cooke, “Kendimizi hatırlamaya başlıyoruz.”