X

Geçmişten bugüne en iyi Cansu Dere dizileri

Cansu Dere, güzelliği ve hayranlık uyandıran oyunculuğu ile ülkemizdeki dizi sektörünün en başarılı isimlerinden biri. Kariyerine manken olarak başlayan güzel oyuncu, geçmişten bugüne pek çok TV dizisinde başrol olarak yer aldı. Son dönemde ise rol aldığı Sadakatsiz dizisi ile sosyal medyada sıkça konuşuluyor. Daha uzun yıllar kaliteli projelerde görmek istediğimiz Cansu Dere’nin oynadığı dizileri ve en iyi Cansu Dere dizilerini sizler için bir araya getirdik.

Cansu Dere kimdir?

Öncelikle kısaca hayatından bahsedelim. Oyuncu, sunucu ve mankenlik yapan Cansu Dere 14 Ekim 1980’de Ankara’da dünyaya geldi. Annesinin Selanik babasının ise Bulgaristan kökenli olduğu biliniyor. İlk ve orta öğrenimini İzmir’de tamamlayan Cansu Dere’yi ekranlarda ilk kez 2000 yılındaki Miss Turkey üçüncülüğü ile gördük. Genç kadın üçüncülüğün ardından, İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’ndeki eğitimini yarıda bırakarak profesyonel olarak mankenlik yapmaya başladı. Mankenlik kariyeri boyunca pek çok ünlü moda tasarımcısının defilelerinde yer aldı. Ardından TV dizilerine geçiş yaptı ve pek çok dizi ile filmde birbirinden farklı rollerle karşımıza çıktı.

Cansu Dere’nin ilk dizisi hangisi?

Cansu Dere’nin ilk dizisi, 2004 yılında Hilal Saral yönetmenliğinde çekilen Metro Palas. Kendisi, bu dizideki Nazan karakteriyle oyunculuğa ilk adımını attı. Bilmeyenler veya hatırlamayanlar için dizinin konusundan da kısaca bahsedelim. Oldukça kısa süren dizide 30’lu yaşlarında olan eğitimli, güzel ama ilişkiler anlamında başarısız diyebileceğimiz dört kadının maceraları anlatılıyordu. Başkarakterler üzerinden, metropolde yaşayan kadınların yaşayabileceği benzer problemler ele alınıyordu. Dizinin oyuncu kadrosunda ayrıca Mehmet Akif Alakurt, Deniz Akkaya gibi ünlü isimler de bulunuyordu.

Cansu Dere dizileri

Peki, Cansu Dere’nin oynadığı diziler hangileri? İşte aralarında muhtemelen çok sevdiğiniz dizilerin de yer aldığı, nostalji listemiz.

1. Alacakaranlık (2003-2005)

Cansu Dere dizileri listemizin ikinci ismi, 2003-2005 yılları arasında Show TV’de yayımlanan polisiye türündeki Türk televizyon dizisi Alakaranlık. Türkan Derya’nın yönettiği dizide, Cansu Dere “Irmak” karakterine hayat vermişti. Dizinin hikayesinde, Tahir Kemal Bozoğlu cinayet masasının deneyimli başkomiseridir. Yıllarca Urfa’da görev yaptıktan sonra kızının ve eski eşinin özlemine dayanamayarak İstanbul’a gelir. Ferit ise Çağlayan cinayet masasında kendini ispat etmeye çalışan dürüst bir komiserdir. Okul yıllarından beri mahalleden arkadaşı olan Melike ile birliktedir. Başkomiser Tahir, göreve geldikten hemen sonra işinde hata yapan Ferit’i görevden uzaklaştırır. Ferit çok sevdiği mesleğinden uzaklaştırılınca farklı bir hayata doğru kaymaya başlar. Yeni hayatında, karşısına Melike’yi unutturacak olan Songül çıkar… Tahir ise vicdan azabıyla Ferit’i düştüğü durumdan çıkarmak ister. Geçmişini araştırmaya başlar ve gidip ailesiyle tanışır. Kısa zamanda Ferit’in küçük ablası Türkan’la aralarında bir sıcaklık başlar…

2. Sıla (2006-2008)

Cansu Dere dizileri arasında en bilinen şüphesiz Sıla. Çünkü bu dizi, ona oyunculuk kariyerindeki en yüksek ivmeyi kazandırmıştı. Güzel oyuncu, üç sezon devam eden bu dizide başrolünü Mehmet Akif Alakurt ile paylaştı. Dizinin hikayesi, bir aşirete gelin giden başkarakter Sıla’nın karakteri ve aşkı çevresinde çelişen durumları konu alıyordu. Sıla, o yılların en fazla konuşulan ve dikkat çeken dizilerinden biriydi.

3. Ezel (2009-2011)

Gelelim Türk dizileri arasında en popüler olan Ezel dizisinin “Eyşan” karakterine! Çok sevilen Ezel’in konusunu kısaca hatırlatalım. Dizide Ömer, babasının atölyesinde çalışarak sade bir hayat süren bir gençtir. Askerlik dönüşü sevgilisi Eyşan ile evlenmeyi planlamaktadır. Ama kendisini bir anda cinayetten hapiste bulunca hayatı tersine döner. Hapisteyken tanıştığı Ramiz Dayı ise artık ikinci babası olur. Daha sonra Ömer, hapisten çıkmadan önce kimliğini saklamak için bir dizi estetik operasyon geçirerek Ezel’e dönüşür. Ve dışarıda kendisine oynanan oyunu çözüp intikam için Eyşan’ın, en iyi arkadaşı Cengiz’in ve abisi bildiği Ali’nin peşine düşer… Yayınlandığı dönemde reyting rekorları kıran dizide Ömer ile Eyşan’ın aşkı, öylesine sevilmişti ki Eyşan karakteri hala adından söz ettirmeye devam ediyor.

4. Muhteşem Yüzyıl (2011-2014)

Muhteşem Yüzyıl’ı hatırlamayan yoktur. Yayınlandığı döneme damga vuran bu bol entrikalı dönem dizisinde, Cansu Dere’yi padişahı öldürmekle görevlendirilen cesur ve güzel “Firuze” karakteri ile izledik. Cansu Dere’nin sadece konuk oyuncu olarak girdiğini söylediği dizide, bölümler ilerledikçe izleyiciler onu öylesine sevdi ki, bu macerası da tam 13 bölüm boyunca devam etti.

5. Anne (2016-2017)

Cansu Dere dizilerinden biri olan Anne, aslında bir Japon dizisi olan “Mother”dan ülkemize uyarlanan bir yapımdı. Sevilen oyuncu bu dizinin başrolünde Vahide Perçin ile birlikte rol aldı. Dizide Melek yaşadığı her anda mutluluk bulan, küçük dünyasında hayallerle yaşayan bir çocuktur. Zeynep geçici olarak Melek’in okulunda işe başlar ve yolları bir daha ayrılmamak üzere kesişir… Ayrıca Can Nergis, Berkay Ateş, Gonca Vuslateri gibi birbirinden ünlü oyuncuların da rol aldığı dizinin Türkiye’de yakaladığı başarının ardından dünyaya açıldığını da belirtelim. Anne, özellikle de Latin Amerika’da yoğun ilgi gören bir dizi.

6. Ferhat ile Şirin (2019)

Cansu Dere 2019 yılında çekilen bu 6 bölümlük dizide sevilen oyuncular Tolga Sarıtaş ve Leyla Tanlar ile birlikte rol aldı. Dizide oldukça güçlü bir karakter olan Banu’ya hayat verdi. Ama ne yazık ki Mehmet Ada Öztekin yönetmenliğinde çekilen dizinin reytingleri iyi gitmedi ve dizi 6. bölümle birlikte ekranlara veda etti.

7. Şahsiyet (2018)

Tartışmasız Cansu Dere’nin oynadığı diziler arasında en bilinen yapım Şahsiyet’tir. Bir internet dizisi olarak yayınlanan Şahsiyet, öylesine başarılı oldu ki sadece ülkemizde değil tüm dünyada izlendi; izlenmeye devam ediyor. İlk bölümü 17 Mart 2018’de yayınlanan ve yönetmenliğini Onur Saylak’ın üstlendiği, senaryosunu Hakan Günday’ın yazdığı bu dizinin başrolünde, bildiğiniz üzere usta oyuncu Haluk Bilginer’i izledik. Bilginer’in yanı sıra dizinin kadrosunda Cansu Dere, Hüseyin Avni Danyal, Metin Akdülger, Şebnem Bozoklu ve Necip Memili gibi sayısız ünlü isim de vardı. Cansu Dere ise “Nevra Elmas” isimli bir komisere hayat veriyordu.

Şahsiyet ayrıca, Haluk Bilginer’e “Agah Beyoğlu” performansıyla “Uluslararası Emmy Ödülleri”nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandırdı! Meksika uyarlamasının hazırlandığı bilinen dizi Almanya’ya satılan ilk Türk dizisi olma başarısı da gösterdi.

8. Sadakatsiz (2020-2022 )

Cansu Dere dizileri arasında en sevilen ve bilinenlere kısaca değindik. Şu anda devam eden Cansu Dere’nin dizisinin adı ne, merak edenler için açıklayalım: Sadakatsiz. 2020 yılında Kanal D ekranlarında yayınlanan Sadakatsiz, o günden beri her bölümüyle ses getirmeye devam ediyor. Güzelliği ve karakteriyle, diziyi izleyenlerin en beğendiği isim ise Cansu Dere. Güzel oyuncu, bu dizide Doktor Asya karakterine hayat veriyor. İzlemeyenler için dizinin konusundan da bahsedelim.

Sadakatsiz, kocasının kendisini aldattığına inanan bir kadının hikayesini konu alıyor. Başarılı bir doktor olan Asya, çekirdek ailesi ile mutlu bir yaşam sürmekte, yıllardır birlikte olduğu Volkan da harika bir eş ve iyi bir baba olarak onun yaşamına eşlik etmektedir. Asya’nın Volkan ve oğlu Ali ile olan mutlu hayatı, bir gün kocasının atkısında sarı bir saç teli görmesiyle alt üst olur. Asya, kocasının kendisini aldattığını düşünmeye başlar. Peki, gerçekten Volkan, Asya’yı aldatıyor mudur?

Eğer henüz izlemediyseniz Sadakatsiz’e mutlaka göz atmanızı öneririz. İpucu vermemek için konuyu yarıda kessek de dizide olanlar gerçekten kendisini soluksuz izlettirecek türden.

İlginizi çekebilir: Son dönem Türk dizileri: Tüm platformlardan en sevilenler ve dikkat çekenler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale