X

Geçmişte kalanın yüklerinden bugün kurtulmaya hazır mısınız?

Bir köyden diğerine giden iki keşiş hakkında güzel bir hikaye vardır.

Yolda bir nehrin kıyısına oturmuş ağlayan bir genç kıza rastlarlar. Keşişlerden biri kızın yanına gider ve sorar: “Kardeşim, ne için ağlıyorsun?” Kız, “Şurada, nehrin karşı kıyısındaki evi görüyor musunuz? Bu sabah erkenden bu tarafa geldim, nehri de yürüyerek kolayca geçmiştim ama şimdi nehir yükseldi ve evime dönemiyorum. Sandal yok” der. Keşiş “Ah, hiç sorun değil” der, kızı kucağına alır ve nehrin karşı kıyısına kadar taşır.

İki keşiş yollarına devam ederler. İki saat sonra diğer keşiş, “Kardeşim, biz bir kadına asla el sürmemeye yemin ettik. Yaptığın şey büyük bir günah. Bir kadına dokunma sana zevk, yani sıra dışı bir his vermedi mi?” der. Arkadaşı da cevap verir “Ben onu iki saat önce arkamda bıraktım. Sense onu hala taşıyorsun, öyle değil mi?

J. Krishnamurti, Bilinende Kurtulmak

İşte bizler de aynı bu şekilde aklımızda, kabimizde, beynimizde eski yükleri, saatler, günler önce yaşanıp bitmiş olayları taşımaktayız. Artık değiştiremeyeceğimiz tüm bu olup bitmiş olaylar hakkında belki kedimizi suçlamakta, belki başkalarını suçlamakta, belki pişmanlıkla boğuşmakta, belki de kendimizi daha da dipsiz kuyulara atmaktayız…

Bugün bu yazımda sizinle birlikte bu geçmişin kamburlarına bakalım istiyorum. Yapılmış, yaşanmış, olmuş, bitmiş her şeyi orada bırakmaya niyetlenelim. Hemen yapamıyorsak bile biraz olsun kendimize yüklediğimiz bu kadar pişmanlığı, bu kadar ağır sorumlulukları biraz olsun hafifletelim.

Peki neden geçmişin yükleri bizim için bu kadar ağır, hiç düşündünüz mü? Hikayemizde de bu çok önemli bir ders; olup bitenin asla geriye dönülüp değiştirilemeyecek olması. Bizler aslında, örneğin geçmişte pişmanlık duyduğumuz bir hatamızı tekrar tekrar kendi kendimize yaşatmaya devam ediyoruz. Tek bir kez yaşanan bir olay, aklımızda tek seferde ne yazık ki bitmiyor! Sırf zamanında yaşadığımız acı bir ihanet, beki bir kayıp, belki bir yenilgi veya hata için kendimiz bu zamanda, yenide ve yeniden aynı şeyleri yaşamaya, yine kendimizi kendi aklımızın içinde mahkum ediyoruz. Sırf bir kez reddedildik diye yeniden denemeyi bırakacak mıyız, sırf bir kez yıkıldık diye ayağa kalkmaktan korkacak mıyız, sırf biz kez kaybettik diye hiç kazanamayacak mıyız, sırf bir kez kaybolduk diye sonunda aradığımız sevince, aşka, kariyere, başarıya, mutluluğa erişemeyecek miyiz?

İşte bizler, yeniden ve yeniden aynı şeyi düşünüp, yeniden pişmanlığı perçinleyip, yeniden kendimize kızıyoruz. Bugün, şu anda, yaşadığımız anda herhangi bir müdahale yapmamızın mümkün olmadığı bir olayı tekrar tekrar bugüne taşıyoruz…

O zaman hikayemize dönelim ve soralım; kaçımız o hikayede kızı karşıya geçiren ve olayı o an orada bırakıp yoluna devam eden keşişiz? Ve kaçımız üzerinden saatler geçmesine rağmen hala yapılan hatanın değiştirilemeyecek olan bir akışın, geçmişte kalmış bir sürecin etkisini ve pişmanlığını yenide ve yeniden yaşamaya, dile getirmeye devam ediyoruz? Yıllar önce evliliğimi beni derinden yaralayan sebeplerle bitirmek durumunda kalmıştım. Sonraki dönemde ise, uzun süre neden bu durumu yaşadığımı anlamaya çalıştım ve sırf aynı şeyleri yaşayabileceğim korkusuyla yine uzun bir süre herhangi bir özel ilişkide bulunmaktan kaçındım.

O kadar düşünmeme rağmen ne bu olayların başıma gelme nedenini anlayabildim, ne de şu an baktığım yerden o dönemde içinde bulunduğum kaçmak sürecinin doğru olduğunu gördüm. Aslında yapmam gereken sadece olanı o anda bırakmaktı.. Herkes gibi yaşanacak ne varsa yaşayıp, geride bırakıp yola devam etmek. Ne yazık ki bu noktaya erişmek hikayemizdeki keşişler gibi sadece iki saatimi almadı, benim için çok daha uzun zaman gerekti!

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, düşünmenizi isterim, geçmişin kamburları sırtınızda mı? Hangi sebepten hala düzeltemeyeceğiniz, değiştiremeyeceğiniz, müdahale edemeyeceğiniz kavramlar için kendinizi suçlamaya veya anlamaya çalışmaya devam ediyorsunuz? Gelin biraz değişiklik yapalım ve bugüne dönelim. Önümüzde kocaman temiz sayfalar, yürünecek güzel yollar ve anlatılacak muhteşem hikayeler var.

Geride kalanın yüklerinden kurtulmaya hazır mısınız?

İlginizi çekebilir: Gerçeği anlamak yolunda ‘yüzleşmeye’ hazır mıyız?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale