X

Geceleri neden depresif oluruz? Gece depresyonu ile nasıl başa çıkabiliriz?

Geceleri yastığa başınızı koyar koymaz dinlenme moduna geçmesi gereken zihniniz, hiç susmaya niyeti yokmuş gibi konuşmaya başlıyor mu? Ne kadar bitkin ve yorgun olsanız da uykuya dalabilmek için çok fazla çaba harcamanız mı gerekiyor? Kalp atışlarınız hiç olmadığı kadar hızlanıyor mu? “Evet!” diyorsanız bilin ki yalnız değilsiniz! Geceleri anksiyete seviyemiz gün içinde olduğundan çok daha yüksek seviyelere erişebiliyor ve gece depresyonu olarak pek çok insanın nitelendirdiği bu olumsuz ruh hali günümüzde giderek yaygınlaşabiliyor. Bu nedenle ‘Neden geceleri depresyona giriyorum?’ ya da ‘Geceler neden daha depresif geçer?’ gibi sorular zihinlerde yer ediniyor. Peki, nedir bu gece depresyonunun sebebi, geceleri neden kendimizi gün içinde olduğumuzdan daha kötü hissederiz ve uykuya dalamayız, gelin birlikte bakalım.

Geceleri neden depresif oluruz?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi kendinizi uyumak için yatağa girdiğinizde kötü hissediyor, daha stresli ve kaygılı olduğunuzu fark ediyor, bu nedenle de uykuya dalmakta güçlük çekiyorsanız, aşağıdaki nedenler deneyimlediğiniz depresif moda veya gece depresyonuna zemin hazırlıyor olabilir:

Olumsuz düşüncelere dalma: İçinde bulunduğunuz koşullarla ya da gelecekte olması muhtemel olay ve durumlarla ilgili kendinize çok fazla yükleniyor ve geleceğe dair pek çok endişe dolu düşünceyi tekrar tekrar zihninizde döndürüyorsanız olumsuz düşünceler girdabına kendinizi sürüklüyor olabilirsiniz. Ve ne yazık ki o girdaba bir kez girdikten sonra ne kadar uzun süre kalırsanız çıkmanız o kadar zor olur ve bir düşünceyle başlayıp gece boyu onlarca olumsuz düşünceyle zihninizi meşgul ederek uykunuzu kaçırabilirsiniz.

Geçmişi çok fazla düşünme: Gün içinde yaşadığınız ya da yakın veya uzak geçmişte başınıza gelmiş olan olumsuz olayların etkisinden bir türlü çıkamıyor ve yatağa yattığınız anda adeta kendinize kötü olaylar silsilelerinden bir film şeridi hazırlıyorsanız, geceleri kendinizi daha stresli ve kaygılı hissetmeniz olası. “Keşke böyle olmasaydı, keşke şöyle yapmasaydım, bunu deseydim, şunu demeseydim…” gibi gerçekleşmemiş ve zamanı geri kalmak imkansız olduğu için gerçekleşmeyecek senaryolarla zihninizi meşgul etmeniz, gece depresyonu olarak nitelendirilen bu olumsuz ruh haline girmenize ve uykularınızın kaçmasına neden olabilir.

Karanlık, sessizlik ve yalnızlık: İşteyken, okuldayken veya dışarıda sosyal çevrenizle vakit geçirirken etrafınızda sürekli başka insanlar olduğu için tamamen kendinize odaklanmanız zor. Hele ki kalabalık ve gürültülü ortamlardaysanız zihninizin sesini duymanız neredeyse imkansız. Bu yüzden gün içinde kaygılı düşünceleriniz üzerine yoğunlaşma fırsatı bulamamanız muhtemel. Ancak, gecenin sessizliğinde ve karanlığında etrafta dikkat dağıtıcı bir şeyler olmadığı ve/veya yanınızda birileri bulunmadığı için endişelerinizi, olumsuz düşüncelerinizi ya da kendi kendinize yarattığınız ‘felaket senaryolarını’ bol bol düşünerek stres seviyenizi artırabilirsiniz. Bu da kaygılı ruh haline ve uykunuzun kaçmasına zemin hazırlayabilir.

Uyku kronotipleri: Kendinizi sabah insanı mı yoksa gece kuşu mu olarak tanımladığınızın geceleri uykuya dalmadan önceki olumlu/olumsuz ruh halinizle ilişkisi büyük. En basit tanımıyla geceleri ne zaman uyuduğunuza, hangi saatlerde verimli/verimsiz olduğunuza, vücudumuzun belirli bir saatte uyumaya yönelik gösterdiği doğal eğilime verilen ad olan ‘uyku kronotipi’ uykudan önceki modunuz üzerinde de de etkili. Örneğin, kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kadınlar kendilerini gece kuşu olarak ne kadar güçlü bir şekilde tanımlarsa depresyon geliştirme olasılığı o kadar yüksek. Dilerseniz Uyku kronotipleri ve özellikleri: Uyku düzeniniz size ne anlatıyor? yazımızdan yola çıkarak kendi uyku kronotipinizi ve özelliklerini keşfedebilirsiniz.

Sirkadiyen ritm bozuklukları: Uyku-uyanıklık döngüsü içerisinde gerçekleşen tüm aktiviteleri kapsayan biyolojik saat olarak tanımlanan sirkadiyen ritmin uyku kalitesi üzerindeki etkisi büyük. Araştırmalar, sirkadiyen ritmin bozulmasının depresyon riski geliştirmekle doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor ve jet lag, vardiyalı çalışma sistemi, geceleri artan ışık maruziyeti gibi sebepler sirkadiyen ritmi bozarak uykuya geçişte sıkıntıların yaşanmasına, dolayısıyla gece anksiyetesinin artmasına neden olabiliyor. Sirkadiyen ritmle ilgili detaylı bir okuma yapmak için Sirkadiyen ritim ve uyku ilişkisi: Kaliteli ve sağlıklı bir uyku için biyolojik saatinize kulak verin yazımıza göz atabilirsiniz.

Bu nedenlerin yanı sıra birtakım kronik rahatsızlıklar, insomnia gibi uyku bozuklukları, genetik yatkınlık veya bazı ilaçlar da geceleri stres düzeyini ve kaygıyı tetikleyerek uykuya dalma güçlüğüne neden olabilir.

Stresi yönetmeye ve uyku kalitesini artırmaya yardımcı ipuçları

Peki, gece depresyonunun veya geceleri daha depresif, kaygılı ve stresli hissetmenin bir çözümü yok mu? Elbette ki birtakım iyi yaşam alışkanlıkları ve olumlu değişikliklerle geceleri rahatlamış ve daha sakin hissetmek, huzurla uykuya dalmak mümkün. İşte uyku kalitenizi artıracak ve geceleri zihninizi susturmanıza, bedeninizdeki, ruhunuzdaki stres ve kaygıyı azaltmanıza yardımcı olacak ipuçları:

  • Yoga, nefes egzersizleri, mindfulness pratikleri gibi iyi yaşam alışkanlıkları edinin.
  • Şükran günlüğü tutun.
  • Olumsuz düşüncelerinizi yazıya dökün.
  • İş-özel hayat dengesini kurmaya çalışın.
  • Gün içinde veya uyumadan önce meditasyon yapın.
  • Kafein tüketimine dikkat edin, mümkün olduğunca geç saatlerde kahve vb. içecekler içmeyin.
  • Uyku hijyenine önem verin.
  • Yatak odasını uykuya hazır hale getirin.
  • Isı, ışık, ses gibi çevresel faktörleri kontrol altına alın; odayı karartan güneşlikler veya panjurlar kullanın ve geceleri televizyonu açık bırakmayın.
  • Beyaz gürültü dinleyin.
  • Gerçekten yorulduğunuzda ve uyumaya en yakın olduğunuz anda yatağa gidin, böylece uykudan önce olumsuz düşüncelerinize daha az zaman kalmış olur.
  • Yatmadan önce ekranlara maruz kalmanızı en aza indirin. Uyku sürenizi en üst düzeye çıkarmak için yatmadan en az iki saat önce ekranları ve elektronik cihazları kapatın.

Tüm bunların yanı sıra uyku kalitesini artırmaya yönelik kaleme aldığımız diğer yazılarımıza da göz atarak sürdürülebilir uyku alışkanlıkları edinebilir, daha sağlıklı ve huzurlu bir yaşam için hayatınızın kontrolünü elinize alabilirsiniz:

Stresli ve zor zamanlarda uykuya dalmak için neler yapabilirsiniz?
Kaliteli uyku için biyolojik saatinizi sıfırlayın ve yeniden kurun
Daha iyi bir uykunun sihirli anahtarı: 6/30 kuralı
Bilimsel araştırmalara göre birlikte uyuyan çiftlerin uyku kalitesi daha yüksek

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale